Zirve gazeteciliği bu yönüyle yapanların olacak
Tüm gazeteci arkadaşlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü tebrik ediyorum. Artık gazeteciliğin bambaşka alanlarda tartışıldı günlerdeyiz. Ancak 10 Ocak başka, bu gün sadece çalışan gazetecilerin günü…
Gazetecilik sadece bir meslek değil bir davranış şekli ve bir yaşam biçimidir. Kişinin hayatına yön veren, hayatının tümünü kuşatan bir meslektir. Gazeteciliği diğer mesleklerden ayıran yönü de budur. Çünkü herhangi bir şekilde tatili yok, görece işten uzaklaşması yoktur. İşini çok seven biri istese de tümüyle uzaklaşamaz zaten.
Gazetecilik mesleğinin virüsünü yuttuktan sonra artık hücrelerinize kadar bunu hissedersiniz. Çünkü gazetecilik bir yaşam biçimidir. Gazetecilik hayatın tümünde yer alan bir duruş şeklidir.
Gazetecilik, gerçek gazeteci olanların başarılı olabileceği, kendilerini daha rahat ifade edebilecekleri bir döneme doğru gidiyor. Ortaya iyi içerik, iyi haber, iyi ürün koyabilen gazeteciler daha güzel noktalara gideceği döneme hızla ilerliyoruz. Ama bunları yapmayanların gazeteciliğe devam etme şansı kalmayacak gibi de görünüyor. Çünkü başkalarının yaptığı haberleri paylaşmakla, ya da çok görünen bir habere eşlik etmenin ederi olmayacak artık. Herkes özel ve ilk kez gördüğü içeriğe değer verecek. Şimdiki gerçek bu!
Gazetecilik şekil değiştiriyor düşüncesine entegre olmak, buna uyum sağlayabilmek ve bunun gerekliliğini yerine getiriyor olmak, gazeteciliğin de varlığını daha güçlü kılınması anlamına geliyor. Çünkü dijital hayatla birlikte gazetecilik format değiştiriyor.
Bunun karşısında olmak yerine bununla ilgili neler yapılabileceğine kafa yormak, sahip olunan bu donanımları ortaya koymak gerekiyor. Bundan beş yıl sonra başka bir dünyadan bahsedebiliriz. Bunu kestirmek çok zor. Gidişata göre tahlil yapacak olursak, çok daha fazla güvensizlik, yalan, hileli yönlendirme görünen bir ortamda olabiliriz. Öte yandan gerçekten öze dönüp, ulaşabilecekleri gazetelerin değerini anlayabilecekleri bir döneme de gidebiliriz. Yani her şey olumsuzluk anlamında dip yaparsa tekrar gerçeklerle yüzleşmeye başlayabiliriz.
Basılı gazete, ortaya koyduğu haberin ve ortaya koyduğu bilginin arkasında durabileceği bir mecradır. Dezenformasyonun yoğun olduğu bir dönemde gazeteci gerçeklerle, yaşanan bilgiyle ve belgeyle ortaya ürün koyduğunda hem değeri artacak hem de bu mücadelede güvenilirliğiniz daha çok artarak itibarınız güçlenecek.
Sosyal medyada yer alan insanların tanımı çok önemlidir. Gerçek kişiler gerçek kimlikleriyle sosyal medyada varsa bunlar bir şey söylerken durup düşünürler ama ismi sahteyse ve gerçekten kim olduğu bilinmiyorsa söylediklerinin de doğru olma ihtimali yok. Çünkü hesap verilebilirliği yok. Sosyal medyada yalan haberle mücadelenin temeli gerçek kişilerin sosyal medyaya girmesini sağlamaktan geçer. Bu noktada bir sosyal medya yasasının çıkması gerekmektedir. Bunun baskıyla ve düşünce özgürlüğüyle bir alakası yoktur. Herkes söylemek istediklerini kendi kişiliğiyle söylemelidir.
Madem 10 Ocak bugün, yani çalışan gazeteciler günü. Gazetecilerin çalışacağı en önemli alan tatbikî basılı gazetelerdir. Her ne kadar satışlar düşüp, etkisi görece azalmış olsa da, basılı gazetenin gücü devam edecektir.
Bir kör inatla basılı yayıncılığı savunuyor değilim. Elbette dijital yayıncılık, hızlı habercilik, etkileyici görsellik artık vazgeçebileceğimiz konforlar değil. Demem o ki; iki yönlü yayıncılığı birlikte götürecek olanlar bu işte en başarılı olanlardır.
Zirve; gazeteciliği bu yönüyle yapanların olacaktır.