Dün önemli bir gündü, geçtiğimiz günlerde GG’cilerin dış güdümlü olduğu anlaşılan devletin kolunu bükme operasyonu yaşanmış ve bu süreçten sonrada önemli gelişmeler olmuştu.

Biliyorsunuz bu süreçte üç bakanımızın ismi özellikle kullanılıyordu...

Aslında üç Sayın Bakanımızın da isimleri çok önemliydi...

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan...

Hükümetimizin ihracaat hamlelerini yöneten Bakanımızda...

İç İşleri Bakanı Muammer Güler Hükümetimizin açılım politikasını yürüten bakandı...

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, ülkemizi yeniden imar eden hükümetimizin imar planlarını yürüten Bakanımızdı...

Yani bu bakanlarımıza karşı bilinçli bir operasyon yürütüldü bunu anlıyoruz...

Ama Hükümetimiz bu Bakanlarımızın zan altında kalmasını istemiyor...

Bunun için gerekli adımları atıyor ve atacaktırda...

Dün Bakanların istifasını işte bu şekilde anlamak lazım...

Bakanlarımız bu sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için istifa etmişlerdir...

Önemli bir karardır ve başbakanımız diyor ki,

“Millet bize güvensin. Bizler her zaman hakkı söylemeye, doğruya doğru, eğriye eğri demeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekilebiliriz. Bundan da öte, hesap gününde mahşerde hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımı bu şuurla, bu anlayışla, bu korkuyla atarız. Bizim partimizi bu seviyelere çıkartan, bizi bu makamlara getiren, 11 yıl bizi burada tutan en başta dürüstlüğümüzdür, emanete olan bağlılığımızdır, yolsuzluklar karşısında sert, kararlı, tavizsiz duruşumuzdur.”.

Netice itibariyle AK Parti yolsuzluk ya da rüşvet gibi konularda sıfır tölerasnla hareket ediyor ve edecek...

Şimdi Bakanlar istifa etti...

Türkiye rahatladı ve bizlerin de Başbakanımıza boşuna güvenmediğimiz net bir şekilde ortaya çıktı. Başbakanımız şaibeli hiç bir konuya taviz vermiyor...

Gidin mahkelerin önünde aklanın gelin, diyor...

Ama biliyoruz ki bu sürecin, bu operasyonun, bu kol bükme eyleminin amacı yolsuzlukları açığa çıkarmak değildi..

Bu Recep Tayyip Erdoğan’ı hizaya getirme, AK Partiyi Recep Tayyip Erdoğan’sızlaştırma operasyonuydu...

Tutmadı, sadece GG’cilerin ne olduğu anlaşıldı ve milletin güvenini tamamen kaybettiler ve bu millet kesinlikle hükümetine de başbakanına da güveniyor...

Başbakanımızın bu süreçten sonra bu komploculara, cuntacılara hak ettikleri muameleyi de yapacağına inanıyoruz. Bir kere Savcılarımız derhal harekete geçmeli ve bu sivil cuntacıların haklarında gereken davalar açılmalı, bu cuntacılar behemal derdeste edilmelir.

Başbakanımız, “Bu çirkin komplodan güçlenerek çıkacağız ve yeni Türkiye'yi inşaa edeceğiz. Bu süreç yeni Türkiye'nin "İstiklal Mücadelesi" sürecidir Türkiye'de başkalarının çıkarlarını düşünen vatana ihanet içinde casusluk yapan medya kuruluşları ve sermaye var.

Devlet içinde paralel yapıların oluşmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.

Milli iradeye tezgah kurdular

Milli iradeye yönelik bir tezgah kurdular. Deşifre etmeye devam edeceğiz.

Dini kisve altındaki örgütlerin ülkemizde operasyon yapmasına asla izin vermeyiz.

Bunların birlikte yapabilecekleri tek şey var

CHP yolsuzluktan ihraç ettiği şahsı büyükşehir belediye başkan adayı yaptı.

Yeni Türkiye'de vesayetlere yer olmayacak

Yeni Türkiye'de uluslararası operasyonalara yer olmayacak. Yeni Türkiye'de vesayetlere yer olmayacak.

Bu komplo sadece AK Parti'ye değil Türkiye'ye yapılmış bir komplodur. Bu komplonun Türkiye'nin hayrına değil şerrine olduğunu silin. Bu komplonun benzerleri Menderes'e Özal'a Erbakan'a yapıldı.

Kamuoyunu yolsuzluk iddialarıyla meşgul ederken, arka planda, Diyarbakır'ın intikamını almak için, Mavi Marmara'nın intikamını almak, Oslo’nun, 7 Şubat’ın, bunun yanında Halk Bank’ın intikamını almak için tezgah kurdular.” Diyor ve bilzerde biliyoruz ki el hak kesinle Başbakanımız haklıdır ve artık cuntacılara gereken yapılmalıdır...

İnşa Allah bugünden sonra bu süreci izleyeceğiz...

Yani, herşey çok güzel olacak...

Hiç şüphe duymayın...