Bir şiirin ucundan tutmak
Hayat gülmedi, gülmeyecek / Bir düşe, bir hayale kaldı mutluluk / Biz de kendimizi böyle avutalım / Duygulanalım bir film sahnesinde / Bir şiirin ucundan tutalım
Hisler uçuşsun mısralarda / Rüyalara yatıralım kalplerimizi / Yanık ninnilerde gönlümüzü uyutalım / Kanatalım ilhamın avuçlarını / Bir şiirin ucundan tutalım
Tutuşalım imgelerde / Yanalım dizelerde alev alev / Yanaklarımızı zamanda kurutalım / Yapacak çok bir şey kalmadı / Bir şiirin ucundan tutalım
Romanımızı yazsın bir yazar / Resmimizi ressamlar çizsin el ele / Ufukta kızıl bir güneşle batalım / Mehtaplı, yıldızlı gecelerde / Bir şiirin ucundan tutalım
Sen yarım bir dizeye dönüş / Ben kırık bir kafiye olayım / Unutalım biz birbirimizi, unutalım / Düz yazılarla anlatamadık aşkımızı / Bir şiirin ucundan tutalım
Şu insanın insanı yorduğu dünyada bir şiirin ucundan tutmak ne kadar değerli bir bilsek. Her şeyin maddeleştiği, yalnızlığın aramızda bir canlı gibi dolaştığı ve içimizde biriken buhranları dökecek bir çöp kutusu bulamadığımız şu dünyada aslında nice güzelliklerin var olduğunu bir keşfedebilsek. Bir güzelin gülüşüne sığınsak, bir bakışın sevdasına kapılsak, bir şiirin ucundan tutsak… her şey çözülecek belki de insanın insana dokunmasıyla.
Bir süredir birbirimize teğet geçe bir yerde duruyor saatlerimiz. Eşlerimizle, kardeşlerimizle, çocuklarımızla aramızda büyük sorunlar, büyük mesafeler var. Karşımızda bir dünya duruyor ve biz tek başımızayız. Kitap okumuyoruz, şiir sevmiyoruz, bir resmin önünde durup içimize işleyinceye kadar bakmıyoruz. Sanattan uzaklaştıkça kalplerimiz kararıyor, gönüllerimiz yorgun düşüyor. Denize ait olmayan bir nesne gibi sularda dolanıp duruyoruz. Boğuluyoruz kendi tercihlerimizde; çünkü o tercihleri hür irademizle yaptığımızı sanıyoruz, oysa sübliminal bir yağmurun altında ıslandığımızı ve iman ve karar şemsiyemizi açmamız gerektiğini bilmiyoruz.
Hayat günümüzün dayattığı gibi sadece maddeden ibaret değil. Kullan at alışkanlıklarımızı eşyaya vefa ile değiştirmeliyiz. Her nesnenin bir dili olduğunu, sanatsal zekamızla o dili çözmemiz gerektiğini hatırlamamız elzemdir artık. Kreşle huzurevini unutup geniş aileye dönmek lazım belki de… dededen kalma bir gönül her şeyi aydınlatacaktır kim bilir!
Sevgiyle kalın.
