Bugün Hatırla Gözlerimi
Bıraktığım yerde misin? Dalmış durmuş uzaklara, yüzünde hafif bir gülümseme. Tüm geçmiş ve geleceğimiz ellerinde; parmak uçlarında yaşam, her şekliyle. İlmek ilmek işledim seni duymazken tek bir ses, birkaç şarkı melodisi dışında -ki onlar da sendendi-. En sevdiklerini yazıyordum: bambaşka diyarlara uçan kuşlar, denizin hırçın dalgaları, yüzüne çarpan rüzgarlar, raflara dizili kitaplar, sisli havalar, keşke ile başlayan sözler...
Peki ya sana bıraktıklarım? Kendimden dahi çekinerek fısıldadığım o sözler ne kadar hatrında, hala var mı benden bir parça yüreğinde, kim bilir. "Yarınlara bıraktığımız her hayali ezecek dün ve bugün ne bilmeyenler." deseydim sana. İnsanın istikbalinden çok kendi afiyetine düşkün oncasının senaryonun üstünü çize çize oynattığı piyesten bahsetseydim, sessiz sinemaya şahitlik ettiğini zanneden seyircilerden olsaydın sen de. Sussaydım, piyeste gizlenen her sözcük gibi ben de karışıp gitseydim bir damla mürekkebe. Kalemimden dökülenlerin ağırlığı kağıdı aşar, ne gelirse gelsin başına silinemez sandığım günlere dönseydim bir anlığına. Dönseydim de ziyan etmeseydim mürekkebimi boynumu eğen sözlere, silinemez sandığım lakin saklanabildiğini unuttuğum mütehassis küllerime. Unutulanlardan doğan bir hayat, sandığımın aksine, sen de unutulanlardansın. Ne kadar bendensin, ne kadar bensin? Hatırımda yok artık hiçbiri. Herhangi birinin siması kadar belirgin yüzün düşlerimde, yalnız beklenmedik o kısa gülüşün tüm detaylarıyla kazılı derinliklerimde. Tek bir fikir bahşetse bana, bileyim kimsin, yok tek ipucu. Bazen radyoda denk düştüğüm bir şarkıdasın, bazense kasten yarım bırakılmış onlarca mısrada. Her yerdesin madem, satırlarımdan sözlerime; şarkılarımdan ruhuma dokunursun. Ben misin sen, benden mi? Neden yüreğimi incitir lakin hatırıma uğramazsın. Unutulanlarla olmadığını nasıl inkar eder de kandırırım kendimi, olmayan ya da bende kalmayan anına nasıl sığınırım? Bundan benim şifam sendedir, parmak uçlarından bana bahşedeceğin ömür yalnız zihnimi değil, ruhumu da uyandıracaktır. Belki bir aynanın arkasında, belki de yağmur damlalarının toplaşadurduğu bir camın ardında varlığın. Sözlerim dahi gizlerken kendilerini, bırak arayayım seni. Neredesin, nedensin, Bir'den misin?