Tuğba Açıkgöz

Tuğba Açıkgöz

CaHaPe Bize Ne Yapar?

CaHaPe Bize Ne Yapar?

Seçim maratonu her parti için aynı heyecanda ilerliyormuş gibi görünse de, her zaman olduğu gibi elit kesim partimiz(!) halk ile içe içe bulunuyormuş gibi yapıyor ya da televizyon ekranlarından hiç değişmeyen atmasyonlarını tekrarlıyorlar.

Yıkıyorlar, yakıyorlar, atıyorlar, tutuyorlar. Seçmenle iç içe olmaktan anladıkları da; seçim otobüsünden inip sağı solu yumruklamak. Yani sayın başkan adayımız diyor ki ‘yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır!’

Dedemizden, babamızdan dinlediğimiz her ne varsa, yıl olmuş 2018 hala aynı teraneyi duyuyor maalesef kulaklarımız. Biz bıktık, tabiri caizse kulaklarımız kanadı bu safsatalardan ama bize bu eziyeti yapmaktan vazgeçemediler.

Peki bu CHP bize ne yapar?

Külliyeyi satacaklar ya da yıkacaklar. Çünkü halkın sefalet içinde olduğunu düşünen güzide partimiz, devleti halkın içinde bir yerlerde yönetecek. Obabaşı olacaklar inşallah.

Yada rezidans sayımızı artırıp herkese bir rezidans verecekler. Malum partide rezidans kaynağı mevcut!

Marmarayıda söküp atarlar aslında da, Rahmetli Ecevit yaptığı için, belki bir isim değişikliğine gidilir. ‘ecevitray’ yaparak ruhuna gönderebilirler.

Geziciler medarı iftiharımız. Onların her birine bir bakanlık. Gaydura gubbak cemilem, artık tencere bakanlığı, tava müsteşarlığı Allah ne verdiyse. Muhakkak ki hizmetin en iyisini vereceklerdir.

Ağaç mı? Dikerler, dikerler. Bol bol darağacı dikerler!!!!!

Darağacında sallandırmaya meraklı oldukları hiç kimse yoksa bir kişi kesinlikle var!

Adına yaraşır olsun diye bol bol dikerler!!!!

Ama bu millet o darağacını mangalına odun yapar kül eder!

Aday gösterilme şekli ‘gel bağalım moarremmm’ olan bir aday, başkan adayı ile fotoğraf çekinen vatandaşı olay mahalinden atomik parçalara ayırarak, yerin dibine gönderen bir koruma, kendi partisinde tek saygınlığı oturduğu koltuk olan bir parti başkanı! Her şey derin bir manasızlık taşıyor!

Diplomasını gözümüze sokuyor sayın Muharrem İnce. Atom diyor, izotop diyor. Her şeye eyvallah da, transkrip meselesine değinmeden edemeyeceğim. Muharrem İnce’nin ‘üniversiteyi kaç dönemde bitirdiğinizde önemli. Bakalım ben kaç dönemde bitirmişim. 1,2,3…8 dönemmmm’ diye biten gereksiz heyecanlı cümlesinin arkasından, yanındakilerinin kendilerini kaybetmeleri, yeniden bir mezuniyet heyecanı yaşamaları! Açıkçası ceplerinden kep çıkarıp havaya atacaklar sandım. Kendisini 4 yılda bitirdiği mezuniyeti için tebrik ediyorum. İnşallah diploması 24 Haziran’dan sonra iş bulması için yardımcı olur.

 

Bunların böyle eğitimliyiz ahkamlarına bakmayın. Okuyan araştıran soru soran seçmen istemez bunlar. Karşısına çıkıp soru soracak olsanız ‘bu şimdiki konumuz değil, daha sonra daha sonra’ derler.

Hangi daha sonra?

Asıldıktan sonra mı?

Zehirlendikten sonra mı?

Herkes nasıl gittiyse öyle gidecek değil mi Recep Tayyip Erdoğan da!

Özgüven iyidir sayın Muharrem İnce! Ama kibir özgüven barındırmaz. Kibriniz ile hakir gördüğünüz halk, sizleri fazla yakından tanıyor. Bunu da bilin isterim. Kurduğunuz oyunların senaristi de oyuncusu da seyredeni de ve hamdolsun kaybedeni de siz olacaksınız!

Bu millet bir daha laiklik kisvesi altında İslam düşmanlığı yapmanıza izin vermeyecek. Yok abdestsiz çıkmazmış sokağa, yok ailesi tesettürlüymüş, yok Kudüs’e gidecekmiş (bu arada Filistin ve Ürdün bayrakları ne kadar da birbirine benziyor. Ayırt etmek için, Kudüs’e yoldaş olmak lazım bir kere daha anlamış olduk!). Sayın Muharrem İnce demem o ki; bu kadar taklit olmanıza luzüm yok. Ak Parti seçmeninin sizi sevmeyi geçin, beğenme ya da değerlendirmeye alma ihtimali bile yok. Kendi seçmeninizi de bu şekilde ikna etmeniz açıkçası bizler için sevindirici tabi.

Velhasıl kelam anladığınız dilden konuşmak gerekirse;

Başkası olma kendin ol!

Böyle çok daha güzelsin.

Ya gel bana sahici sahici,

Ya da anca gidersin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Tuğba Açıkgöz Arşivi
SON YAZILAR