Tuğba Açıkgöz

Tuğba Açıkgöz

Evladıma Dokunmayın!

Evladıma Dokunmayın!

Annelik…

Benim için bahşedilmiş en değerli mükafat.

Ötesi yok. Daha önemlisi yok.

Çok net söyleyebilirim ki, canımızın bile önemi yok, evladın yanında.

Ölümden yana korkumuz yokta, yalnız kalır diye korkuyoruz aslında.

Ve bu yüzyılda evlatlarımızı korumak bu kadar zor olmamalı.

9 ay attığım adıma dikkat ettiysem, yediğimi içtiğimi düşünerek yuttuysam, çok uyuduysam ya da hiç uyumadıysam, bir gün birisi çıkıp hayalini kurduğum geleceği elimden almamalı, evlat acısını bana yaşatmamalı.

Tanımadığı, bilmediği bir duygunun katili olmamalı!

Nefsinin esiri pedofilik bir varlık benim cennet yüzlü masum evladıma dokunmamalı, bakmamalı bile.

Değil öldürmek, dokunmak, kötü gözle bakıyor olma ihtimali bile çileden çıkarıyor anneliğimi!

İlmek ilmek işliyorum hayatı onun için. Onun geleceği. Onun hayatı. Kendi adıma yaptığım her şey aslında onun adına yapılmış bir çaba. O gülsün, o mutlu olsun, o başarılı olsun…

Hayat acılarla sınıyor bizi. İsterim ki güçlü olsun, dik dursun olumsuzluklar karşısında.

Ama acı böyle bir acı değil!!!

Açlık değil!

Susuzluk değil!

Dövülmek değil!

Tecavüz asla değil!!!!!

Dokunmayın. Bilmediğiniz bir duygunun, anneliğimizin katili olmayın!

Leyladan, Eylülden hepsinden uzak durun. Bir başkasının evladı değildir onlar.

Annelik herkesi kucaklar. Bu hafta Eylül’ün de annesi oldum, Leyla’nın da.

Gözüm yaşlı, yüreğim karalar bağladı. Anneliğimizden vurulduk!

Kendi kızımın gözlerine bakamadım, acımı görmesin diye. Bir başka evladım için ağlarken, diğer evladım acımı görmesin diye çabalamaktı annelik!

Bırakın çocuklar pamuk şeker yesinler, elma şekeri bulaşsın dudaklarına, karpuz kemirsin küçük küçük dişleriyle, karıncaları kovalasınlar, bir leğen suyu umman sanıp mutlu olsunlar.

Savaş bilmez onlar, kavga bilmez, döğüş bilmez, küfür bilmez, hakaret bilmez. Sizin onlara kötülük ettiğinizi bile fark etmez.

Siyaset bilmez, takım tutmaz, ırk ayırt etmez, mezhep kavgasına girmez, kin tutmaz. Sizin onlara yüklediğiniz ahlaksız anlamları, anlayamaz bile.

Masumiyet! Ne kadar gururlu ne kadar anlamlı bir kelime.

Çocukluktur masumiyet! Ağzı vardır dili yoktur. Onları mutlu etmek uçan balonu gökyüzüne bırakmak kadar kolayken, gözleri anlamadığı dehşete, bilmediği vahşete şahitlik etmesin.

 

Bir elektrik direğinin dibinde gömülü bulundu Eylül.

Açlıktan öldü Leyla.

Sıra hangi evladımda?

Dokunmayın…

Benim evlatlarımın kirli elbisesine bile dokunmayın!!!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Tuğba Açıkgöz Arşivi
SON YAZILAR