Evet, zaman yaklaşıyor, insanlarla konuştuğunuzda aslında iki gündem konusu olduğunu görüyorsunuz, birincisi; 1 Mayıs nasıl geçecek?

İkincisi ise elbette Cumhurbaşkanlığı konusu ne olacak? Nasıl neticelenecek?

Açık yüreklice yazalım, konu Cumhurbaşkanlığı olunca da bazı bilinmezler karşımız çıkıyor, bazı sorular var, bunların cevabını kendimizce bulmaya çalışıyoruz…

Peki, nedir o sorular?

En önemli soru Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığına aday olacak mı?

İkinci soru ise bu süreçte, Sayın Abdullah Gül nasıl bir tavır takınacak?

Üçüncü soru diğerlerinden daha karmaşık, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa başbakan kim olacak, AK Partinin Genel Başkanı kim olacak ve bütün bu soruların beraberinde getirdiği soru;

Gelecek dönemde nasıl bir yönetim göreceğiz?

Aslında inanınız bu soruların hepsinin cevabı çok basit, nedir?

Birinci AK Parti’nin kurucu gücüne inanacaksın, ikinci istişareye tabi olacaksın, üçüncüsü işine bakacaksın boş işlerle uğraşmayacaksın…

İşte bütün cevap budur…

Burada çetrefilli geçiş aramaya gerek yok, Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu iradenin, AK Partinin lideridir…

Sayın Abdullah Gül ile Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın arasındaki ilişkiyi anlamak için Hürriyet Gazetesine, Milliyet Gazetesine, falanca yazara, filanca program yapımcısına bakmayın, Sayın Erdoğan ile Sayın Gül’ün arasındaki ilişkiyi anlamak için davanızın özüne bakın, davanızın mantığına, şuuruna, yol çizgisine bakın…

Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Sayın Abdullah Gül bu yolun ne kadar kutsal bir yol olduğunu çok iyi biliyorlar, onun için de hiç tereddüt etmeyin, Sayın Abdullah Gül partinin genel başkanı iken, başbakan iken DYP, ANAP döneminde hareket eden insanlar gibi hareket etmedi, bilin…

Ben Başbakanımıza da, Sayın Abdullah Gül’e de güveniyorum…

Sayın Abdullah Gül, bu milletin bin yıllık bir fırsatı yakaladığını en iyi gören insanlardan ve Cumhurbaşkanlığı için AK Parti istişaresini yapar, kimi Cumhurbaşkanı adayı gösterirse Sayın Abdullah Gül o karara uyar ve gereğini yapar…  

Fitneye, fesada meydan vermez, daha önce vermedi, ölümlü olduğumuzu, asıl hesabın Rabbimize verileceğini bilir, bu anlamda kendisinden fitne bekleyen hiçbir karanlık mahzen böceğini sevindirmedi,

Yine sevindirmez…

Peki, Sayın Recep Tayyip Erdoğan Rabbimiz Müsaade ederde Cumhurbaşkanı olursa Başbakan kim olacak?

Sayın Ahmet Davutoğlu olur mu olmaz mı?

Çok açık yazıyorum, olsa da olur olmasa da olur… Bu dava akamete uğramaz, Sayın Ahmet Davutoğlu Başbakan olmazsa bir dava arkadaşı olacaktır…

Dava arkadaşı ne demektir biliyor musunuz?

Eşinizi ve çocuklarınızı hiç tereddüt etmeden emanet edebileceğiniz insan demektir…

Sayın Ahmet Davutoğlu’da başbakan olabilir, Sayın Bülent Arınç’ta olabilir, Sayın Beşir Atalay’da olabilir…

Hiç fark etmez, hepsi bu davanın birer neferleri, ülkemizi geleceğe taşıyan büyük komutanlar bu insanların hepsi…

Hiç birisi birisinden farklı olmaz…

Sayın Abdullah Gül’de teşkilatın istişaresini kabul eder, herhangi bir sıkıntı olmaz…

Yahu böyle olacağından Allah’ın izni ile iğnenin ucu kadar bile şüphe etmiyorum…

Bu dava büyük bir dava, eğer bu dava bu kadar büyük olmasaydı, böyle kargaşalı bir dönemde millet böyle ferasetli hareket edip bu teveccühü göstermezdi…

Selahaddin Eyyübi’ye o çağdaki Müslümanlar diyor ki?

Ey Selahattin, bizi Kudüs’e götür…

Mesele budur, bu milleti Kudüs’e götürecek kutsallıkta bir davanın basit kavgalara meydanı bırakacağını zanneden andavallardan olmayın…

Büyük Türkiye’nin büyük yürüyüşünü görün ve

Hep birlikte diyoruz ki, AK Parti, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bizi dünyanın parlayan güneşi yapın…

Allah’ın izni ile…

Duaya devam, safları sık tutun, aman şeytan aramıza girmesin…