Doç. Dr. Ömer Akdağ

Doç. Dr. Ömer Akdağ

Demokrasi

Demokrasi

Amerika Irak'a "demokrasi" getirmeden önce orada Saddam adında bir baş belası vardı ama ülke harabe değildi.

Batılılar Irak'a girer girmez kütüphaneleri ve tarihi mekânları yağmaladılar. Kadınların ve kızların ırzları payümal oldu. Binlerce insan hayatını kaybetti.

Saddam denilen diktatör döneminde de katliam vardı ama bu kadar değildi.

Libya için aynı değerlendirmeler geçerlidir. Suriye için de...

Bize gelince;

Tanzimat denilen vakayla başladı bizde resmi batılılaşma vetiresi.

Daha sonra Jöntürkler ve İttihatçılar "sayesinde" ülkeye "demokrasi" getirildi Batıdan.

Ahmet Rıza diye birisi çıktı piyasaya İttihatçı kodamanlardan meclisi mebusan başkanı oldu.

"Ben Allah üzerine yemin etmem" dedi. "Namusu" üzerine "ant" içti.

İçti, içti ve tekrar içti.

Daha sonra ittihatçı artıkları içti....

Sonra...

Sonra, İttihatçılar aldılar sazı ellerine "hürriyet-müsavat ve adalet" teraneleri söylediler.

Tıpkı selo gibi.....

Rumeli koptu, Balkanlar gitti...

Selanik tek kurşun atılmadan teslim edildi Yunanlılara....

Bu vakaların seyrettiği sırada İttihatçılar iktidar ve parti kavgası yapıyorlardı İstanbul'da....

Derken 1913'de Babıali baskını denilen hükümet darbesi yapıldı ve resmen iktidara geldiler bunlar (ittihatçılar)

Ve ülkeyi savaşa soktular....

Bugünkü Suriye gibi olduk 1918'de Mondros Mütarekesiyle.

Lafı, belki uzattım ama diyeceğim o ki,

Batılılardan gelen her şey başımıza bela oluyor.

BİRAZ DA KENDİ DEĞERLERİMİZİN KIYMETİNİ BİLSEK DİYORUM.

Mesela önce İttihatçıları ve İttihatçı artıkları tanısak.

Sonra Müslüman Türk'ün kıymetleri üzerine bina etsek sistemimizi.

Hatırlasak hakiki hüviyetimizi.

23 NİSAN -2

Bizde gelenek oluştu.

23 Nisan'ın yıldönümlerinde başbakanlık, cumhurbaşkanığı vs. koltukları ilk okul öğrencilerine tevdi edilir.

Başbakanlık koltuğuna oturan ilkokul talebesinin birisi şöyle demiş;

"Bu koltuğa bu sene Kılıçdaroğlu'nu oturtacağını zannettim"..

Bu bilgiyi faceden aldım.

Yanında oturan Davutoğlu gülmekten neredeyse yere düşecek.

Gülmeyecek gibi değil ki,

Kılıçdaroğlu'na yakışmaz mı 23 Nisan Başbakanlığı...

Mesela koltuğa oturduktan sonra şöyle bir şiir okuması beklenir CHP'li Kılıçdaroğlu'nun;

"23 Nisan ki, tarihin dönüm noktası,

Kan içici hakanın, sultanın ölüm günü..."

Ne dersiniz...

23 NİSAN-ÜÇ

23 Nisan, bir iman mücadelesi ve vatan müdafaası olarak başladı.

Daha sonra farklı mecralara döndü.

Acaba İstanbul'da yürüyüş yapan "ibnelerden" kaç tanesi vatan müdafaasına taliptir.

Bu "ibnelerin" önlerinde yürüyen siyasi partinin kodamanları için şehitlik ve vatan müdafaası ne ifade eder?

Polisimizi katleden, askerimizi şehit eden bölücüye, teröriste "terörist" bile diyemeyen bir siyasi partinin destekçileri için vatan müdafaası ne anlam ifade eder?

"ibne" reklamı yapan, kadın mı erkek mi olduğu belli olmayanları danışman yapan siyasiler mi, vatan müdafaası olan 23 Nisan'ı anlayacaklar?

Siz balonuza, balonlarınıza devam edin...

Türk Milleti de şuurlanmaya devam ediyor

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Ömer Akdağ Arşivi

YAZI

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:01

DUA

19 Aralık 2016 Pazartesi 09:04
SON YAZILAR