CHP’li dostlar, ne olur biraz sakin olun, bakın öfkeyle kalkan zararla oturur. Bu kadarını bari aklınızdan çıkarmayın…

Ama çıkarıyorlar, insanlığı önemsemiyorlar, saçma sapan işler yapıyorlar.

Çocuk oyuncağına çevirdiler her şeyi… Depremzedelere ağza alınmayacak sözlerle küfürler ediyorlar. Vicdan yok, insaf yok, insanlık yok…

Depremde insanlarımıza yardımı CHP’ye oy versinler diye yapmışlar, onlar da CHP’ye oy vermeyince çıldırdılar.

Oysa bu bir insanlık kuralıdır, afetzedeye oy için, menfaat için yardım yapılmaz, CHP’liler bunu bile anlayamamış mı? Zorda kalana insanlık için, vicdanlı olduğumuz için, merhametli olduğumuz için, biz de düşersek (düşmez kalkmaz bir Allah’tır) bize de insanlar acısın diye yardım yapılır.

CHP’li belediye başkanları, depremzedeleri CHP’ye oy vermediler diye kaldıkları yuvalarından atıyorlar… Olacak iş mi? Vallahi vicdanlarımızı yaralıyorlar, insanlığımızdan utanıyoruz.

CHP'li bir belediye başkanının eşi sosyal medya paylaşımında, Kılıçdaroğlu Kaybedince “Bu seçimden anladığım; emeklilerimiz 15 bin TL’yi fazla bulmuş… Depremzedelerimiz bağıra bağıra ölen yakınlarını unutmuş, çadırda yaşamayı sevmiş… Vatandaşımız kuru ekmeğe razıymış… Gençlerimiz geleceğini umursamıyormuş… Bu hayatı hak ediyorlarmış…” diyor.

İnanın ben bir insan olarak utanıyorum bu ifadelerden. Bu üslup, bu dil ne kadar incitici?

Yıllardır Recep Tayyip Erdoğan’ı suçlarsınız ama göremiyor musunuz; kırılmayı, parçalanmayı, öfkeyi, kini oluşturan sizsiniz.

Ey CHP’liler, mesela İzmir’de deprem olduğunda en fazla yardıma koşan şehirlerin başında Konya geliyordu. Bir tek AK Partiliden böyle bir açıklama okudunuz mu?

Olacak iş mi?

Seçimi değil de aklınızı kaybetmiş gibisiniz.

Bu öfkenin, bu kinin nedeni ne?

Merhamet etmeyene merhamet edilmez, bakın bu değişmez ilahi bir kuraldır, ne olur biraz düşünceli, ferasetli hareket etseniz? Ne olur gönüllerimizi incitmeseniz?

Vefat etmiş insanların kemiklerini sızlatıyorsunuz, acılı insanların yüreğine ateş döküyorsunuz… Ayıp yahu, insanlığınızı bu kadar mı kaybettiniz?

Demek ki Recep Tayyip Erdoğan insanları ikna ediyor. Demek ki sizin dediğiniz durumlar inandırıcı bulunmuyor, demek ki sizin dediğiniz kadar bir fakirlik, ekonomik sıkıntı yok.

Bu dili bırakın, insanları incitmeyi bırakın, siz de insanları ikna edin.

Tamam, enflasyon var ama Recep Tayyip Erdoğan çok akıllı politikalarla toplumun enflasyona ezilmesini önleyecek adımları attı, bu da toplumun satın alma gücünün (bir miktar düşse de) korunmasına neden oldu.

Bunları biz dedik ama siz aklınızla hareket etmiyorsunuz ki…

Hem gidiyorsunuz marketlerden her türlü meyveyi, sebzeyi, eti, sucuğu, sütü, peyniri alıyorsunuz, hem de “millet alamıyor” çekiyorsunuz.

Arkadaş sen memur değil misin? Alamayacak olsan sen alamazsın, alıyorsun ya…

Giyiyorsun ya, yiyorsun ya… Arabana bak, evine bak… Bunun adı fakirlik olabilir mi?

Bir de bunun üzerine, “PKK ile anlaşma” dedik, gittiniz anlaştınız, “FETÖ ile anlaşma” dedik, gittiniz anlaştınız, “Amerika’ya teslim olma” dedik, gittiniz oldunuz, “milliyetçi oyları hafife alma” dedik, aldınız, “milli projelerle uğraşma” dedik, uğraştınız, “Kemal Kılıçdaroğlu seçilemez, bir başka aday gösterin” dedik, gittiniz milletle alay eder gibi Kılıçdaroğlu’nu aday gösterdiniz…

Ali Babacan’ı, Ahmet Davutoğlu’nu siyaset arenasına Recep Tayyip Erdoğan kazandırdı. Onlarda bir siyasi gelecek görse bırakır mıydı? Siz de siyasi strateji diye bir şey yok mu? Sosyal medya maymunlarının ağzıyla vatandaşlarımızı aşağıladınız, yol yapana, fabrika yapana, köprü yapana, füze yapana, uçak yapana, otomobil yapana “helal olsun” diyene “çomar” dediniz.

Bakın bakalım “çomar” kimmiş… Ey genç kardeşim, bir depremzedeye yaptığı yardımı bile oy saikıyla yapandan daha esaslı “çomar” mı olur? Milletle kavga mı edilir? Böyle siyaset mi yapılır? Böyle seçim mi kazanılır?

Şundan emin olun, millet para toplar, bu mide bulandırıcı tiplerin paralarını öder, çenelerini kapatır. AFAD ile koordineli bir şekilde Konya, Bursa, Kayseri gibi belediyeler bir araya gelir CHP’li başkanların yönettiği illerdeki depremzede kardeşlerimizi en güzel şekilde ağırlayacak ortamı oluştururlar. Buralarda sorun yok da şunu her CHP’li dostumuz bilmelidir, bu kırılmanın, bu öfkenin en büyük zararı CHP’ye olur, bunu belirtelim.

Halkla aranızdaki kırılma daha da derinleşir ve CHP bu ülkede siyasi bir mevtaya dönüşür. Bunu engellemek için CHP’li akıl ve vicdan sahibi her birey sorumluluk almalı ve bu vicdansız, merhametsiz, insanlıktan nasip almamış tipleri susturmalıdır. Bu şımarıklık, bu pervasızlık, bu çirkeflik ile milletle bağ kurulmaz, çok açık yazıyorum.

Gönüllere dokunmakla siyaset yapılır, o teyzenin gönlüne Recep Tayyip Erdoğan’ın niye girdiğini hala anlayamayacaksınız, bunu görebiliyoruz da, şunu da siz bilin, o gönle girmeyi başaramadığınız sürece, Amerika Birleşik Devletlerinin senatosunda, Avrupa Birliğinin Parlamentosunda kararlar bile alınsa bir anlamı olmaz, seçimi kazanamazsınız, bilginiz olsun.

PKK ile değil, FETÖ ile değil, ABD ile değil, AB ile değil, Batı Medyası ile değil, Aziz Türk Milleti ile yol yürüdüğünüzde, barıştığınızda, işbirliği yaptığınızda, bu milletin gönlüne girdiğinizde kazanılıyor seçim.

Konu ciddi, bu dil, bu üslup derin kırılmalara neden oluyor, bu millet sizi affetmez, demedi demeyin.