Şenol Metin

Şenol Metin

Eğitimi düşünmek…

Eğitimi düşünmek…

Geçen hafta Covid Salgınının 2. Dalgası ile mücadeleye dair  Sağlık Bilim Kurulunun değerlendirmeleri sonrasında Sağlık Bakanımız Bakanlar Kurulunda bir sunum yaptı. Ardından Bakanlar Kurulu’nda alınan tedbirler açıklandı.  Paketin içinde sokağa çıkma yasağı, restoran, halı saha gibi bazı işletmelerin kapatılmasını içeren tedbirler vardı.  Ancak pakete itiraz eğitim alanından geldi.

Millî Eğitim Bakanlığı, Covid salgınıyla mücadele kapsamında 2021’e kadar resmî, özel, tüm eğitim öğretim faaliyetlerinin uzaktan eğitim yoluyla yapılacağına dair bir açıklama yapmıştı. Ancak daha açıklamanın mürekkebi kurumadan özel öğretim kurumlarından gelen tepkiler üzerine Bakanlık, bir genelge daha yayımlayarak, resmî ve özel tüm ana sınıflarında haftada 5 gün, yüzyüze eğitim yapılacağını ifade etti.

Eğitimin yüzyüze mi olacağı, uzaktan eğitim ile mi olacağı esas itibariyle teknik bir husustur ve sağlık biliminin sorumluluk sahasındadır. Devlet bilgisine sahip olmayan Kişi ve Kurumların yapacağı değerlendirmelerin hatalı sonuç üretme ihtimali yüksek olsa da Bakanlığın bu gelgitlerinin olmaması gerektiğini de ifade etmeliyiz. Millî Eğitim Bakanlığı aldığı bu kararı kamuoyuna duyurmadan önce tüm parametreleri analiz ederek katılımcı bir süreçte tüm paydaşların görüşlerini aldıktan sonra açıklasa idi bu tarz gelgitler yaşanmazdı.

Önceliğimiz ülkemizin ve çocuklarımız sağlığıdır. Evet, hiçbir şey, hiçbir teknolojik araç  öğretmen, öğrenci etkileşiminin, göz temasının yerini tutmaz, tutamaz. Tüm teknolojik imkanlar seferber edilse dahi uzaktan eğitim, örgün eğitimi ikame edemez, yerini tutmaz. Ama şu da bir gerçek ki, hiçbir şey sağlık kadar önemli değildir. Bu iki mecburiyet içerisinde alınan uzaktan eğitim kararı bir tercihe dayalı değil, bir mecburi karardır ve ara verilen şey eğitim değil, yüzyüze eğitimdir. Bu mecburiyet içerisinde yapmamız gereken şey, öğrencilerimizin eğitimine, uzaktan eğitim dediğimiz modelde tüm teknolojik araçlarla takviye ederek devam edilmesi gerektiğidir. On yıllardır bir yanılsama olarak eşitlediğimiz, birbirinin aynısı olarak gördüğümüz ‘örgün eğitim=kitlesel eğitim’ ile ilgili eleştirilerde bulunan bir eğitimci olarak söylüyorum ki;

Covid Salgını ile başlayan süreç,  Bize büyük bir tecrübe fırsatı sunmaktadır. 150 yıllık mazisi olmakla birlikte kadim algısı üretebilmiş, endüstri devriminin ihtiyacı olan üretim faktörü işgücünün beceri öğretimine odaklanmış modernist kitlesel eğitimin,  post-modern dünyanın ihtiyacı olan insanı yetiştiremeyeceğini biliyoruz. Gerçi Bizim medeniyetimizin kitlesel eğitime itirazı, bu modelin insan fıtratına aykırı olmasından kaynaklanmaktadır. İnsanın biricikliğini ve en önemlisi özgürlüğünü tehdit ettiği için, tek tip kalıp insan ürettiği için eleştirdiğimiz Kitlesel Eğitim, Covid salgını evvelinde krizini ortaya koymuştu. Covid salgını, kitlesel eğitimin bu krizini aşikar kıldı. Covid salgını ile başlayan süreçte eğitimi yeniden düşünme şansını yakaladık. Alternatif eğitim modellerini, bireyselleştirilmiş eğitim programlarını uygulama şansını yakaladık ve bu tecrübeyi önümüzdeki dönemde geliştirmemiz gerekliliği de çok açık. O zaman bir aile ve bir eğitimci olarak yapmamız gereken şey, mecburiyet olarak başladığımız uzaktan eğitimde çocuklarımızla daha çok zaman geçirerek, çocuğun eğitiminin asli sorumlusu  aile kurumu ve kavramı farkındalığı içerisinde alternatif araçları/yöntemleri geliştirerek tecrübe biriktirmektir.   

Öğrenci ile öğretmenin göz temasına dayalı duygu aktarımını, değer transferini uzaktan eğitim ile karşılayamayacağımız çok açık. Ayrıca uzaktan eğitim ile yüzyüze eğitim arasındaki öğrenme düzeyi farklılıkları da var. Uzaktan eğitimin aleyhine olan öğrenme kayıplarını telafi edecek öğretim programlarının tasarlanması ve uygulanması  gerekmekte.

Uzaktan eğitimin salgın sonrasında da gündeme geleceği ve yüzyüze eğitimin tamamlayıcısı bir modelde kurgulanacağını da ifade etmek gerekir.

Bir fırsat; uzaktan eğitimin en çok ihtiyaç duyduğu şey digital öğretim materyalleridir. Önümüzdeki dönemde bu alanda kendini geliştirenler ön plana çıkacaktır ve tabi ki öğretmenlerimiz, uzaktan eğitime dair büyük bir değişim geçirecek olan bir alanda öğretim yöntemleri alanında mesleki yeterliliklerini geliştirmesi gerekecektir.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şenol Metin Arşivi
SON YAZILAR