Hasan Ukdem

Hasan Ukdem

Gönül Dağı’na bir bakın

Gönül Dağı’na bir bakın

Bu yazıyı cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 23.55’de yazmaya başladım. Biraz önce severek, hissederek, duygulanarak izlediğim bir Tv dizisini bitirip klavyenin başına geçtim. Bozkırın ortasında küçücük bir kasabada geçen, masalsı hikayesi, samimiyetin, sevginin, yardımlaşmanın ve hayal kurmanın kapılarını aralayan, seyredenleri güldürürken, eğlendiren, düşündüren, duygulandıran gerçekte iyiliğin ve insanlığın ölmediğini usulca fısıldayan sımsıcak bir diziyi, Gönül Dağı’nı...
 
 
Kardeşten ileri üç amcaoğlunun sırt sırta verip, küçücük dünyalarına kocaman hayallerini nasıl sığdırmaya uğraştıklarını, parayı pulu düşünmeden, yokluğu dert etmeden her türlü olumsuzluğa karşı dimdik ayakta durmalarının çabasını, içlere işleyen bir şekilde her hafta seyirciyle buluşmasını, hayranlıkla takip ediyorum. 
 
 
Daha ilk okulda sevdiği kızın pilot olmak istemesi üzerine, (üstelik öğretmenin kızı olan Dilek’in annesinin tayini çıkıp kasabadan, Taner’den uzaklara gitmesine rağmen) uçak yapmaya kalkışması, amcaoğulları, Veysel ve Ramazan'ın ona kayıtsız şartsız inanmaları, maddi manevi destek olmaları tam bir dayanışma destanı. Ayrıca yıllar önce evden bir adama kaçan, yıllar sonra üç çocuğuyla dönen kızına sahip çıkan bir anne, yeğenlerine bakmak için okumak yerine kasabada her türlü işe koşan bir dayı. Dahası o kız gittikten sonra sevdasını içine gömen ve hiç evlenmeyen dolmuş şoförünün, üç çocuğuna rağmen bir kadına olan katışıksız aşkı. İşte televizyonların bizlere göstermesi gereken güzel yanlarımız. İşte insanlık değerlerinin ayağa kaldırılması, işte kötülüğü abartmadan iyiliğin altını çizme başarısı. Neşet Ertaş türkülerinin fon oluşturduğu, zaman zaman başka duygu dolu şarkıların olaylara yedirilmesi de ayrıca bir renk katıyor diziye. 
 
Amcaoğullarından biri olan Ramazan’a özel bir parantez açmak istiyorum. İşsiz güçsüz olmasına rağmen (ki işsiz güçsüzlüğü tembellikten değil kasabanın imkanlarının sınırlı olmasından doğan işsizlik.) Belediye Başkanı’nın kızına âşık olan, roman yazmak için çabalayan ve dünyanın düz olduğuna inanmak isteyen, temiz Anadolu genci Ramazan... Gönlünü çıkarıp azat edemediği için kafesteki saka kuşlarını salıveren güzel yürekli Ramazan. Babasının bütün baskılarına rağmen amcaoğlu Veysel ile ısrarla görüşmeye devam eden, Taner’in hayaline de kendi hayaliymiş gibi sahip çıkan vefakâr Ramazan. Bu milletin böyle delikanlılara ihtiyacı var. İnşallah yolun devamında Asuman’ına kavuşursun Ramazan. Bir parantez de Veysel’in eşi Cemile’ye açmak gerek. Eşine olan sevgisi, inancı ve desteği ile tam bir ideal eş portresi çiziyor. Günümüzün kolay vazgeçen genç evlilerine büyük bir örnek teşkil ediyor Cemile.
 
Şiddetin, mafyanın, ağa zulmünün ve aile hayatımızın içine bomba yerleştiren, kimin çocuğunun kimin çocuğu olduğu belli olmayan, gayrı ahlaki dizilerin ekranları kirlettiği günümüzde, Gönül Dağı gerçek bir kaçış planı sunuyor seyirciye. Yıllardır kelimelerin peşinden giden bir şair bir yazar olarak ilk defa bu dizide Gönül Dağı’nın bir başka anlamını öğrendim üstelik. Kahramanımızın dedesi Taner’e “Bizde kadim zamanlardan beri iki şey dağlanır, bir atları sahipleri belli olsun diye dağlarız, iki yaralara şifa olsun diye dağ vururuz” dediği anda gönül dağı demek ki gönle vurulan dağ anlamına da geliyormuş, ben hiç öyle düşünmemiştim. Elbette ki gönle vurulan dağ kızgın ateş ile değil, sevda ateşiyle vurulur. 
 
 
TRT 1’de her cumartesi akşamı yayınlanan bu diziyi tavsiye ederim. İnsanlığımızı hatırlatan, duygusal ve masalsı hikayesiyle gönülleri sarmalayan, umut etmenin, hayal kurmanın kötü bir şey olmadığının altını çizen bu güzel yapımı bugüne kadar seyretmediyseniz, geçmiş bölümleri Yutube’dan bulun ve her hafta TRT 1’ekranları karşısındaki yerinizi alın. Aksiyondan, entrikadan bunalmış gönülleriniz dinlenmiş olacak emin olun.
 
 
 
GÖNÜL DAĞI 
 
Çetindir rüzgârı, atar savurur
Çelimsiz bedene, zor gönül dağı
Ateşten bir bakış yakar kavurur
Mühürlenmiş kalpte, kor gönül dağı
 
Bir mendil misali düşmez cebinden
Serinlik de vermez ağaç dibinden
Kızıl bir goncadır yârin lebinden
Feryat figan ah u zar gönül dağı
 
Bir ömür kahrıdır yürek yoranın
Aşkının ardında dimdik duranın
Vebali boynuna onu vuranın
Küllenmez bir volkan, nar gönül dağı
 
Nasıl unutulur yar dediğimiz?
Aşkı sorduğunda var dediğimiz
Söndürmez bu narı kar dediğimiz
Müebbet mahkûma dar gönül dağı
 
Giden biri bekler sanık bağrında
Her türlü çileye tanık bağrında
Gizlidir aşığın yanık bağrında
Ağyara göstermek ar gönül dağı
 
 Hasani yüklenir sevda yükünü
Başlar yüreğinde hasret sökünü
Bir kızgın kılıçta bulur kökünü
Gidenden yadigâr, har gönül dağı

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Ukdem Arşivi
SON YAZILAR