Katar’da düzenlenen FIFA 2022 Dünya Kupası, Batı’nın ve özellikle de Avrupa’nın İslam ülkelerine yönelik çarpık bakış açısını ve çürük zihniyetini bir kez daha tüm çıplaklığıyla deşifre etti.

Müslüman bir Arap ülkesinin en önemli futbol turnuvasına ev sahipliği yapmasını bir türlü hazmedemeyen İngilizler, Almanlar, Fransızlar ve diğerleri organizasyonu kötülemek için ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.

Akdeniz’de mültecileri taşıyan botların batırılmasını ve Yunanistan’daki kamplarda tutulan göçmenlerin yaşam koşullarını görmezden gelenler “Stadyumların inşası sırasında çok sayıda işçi hayatını kaybetti” yalanını ve Katar’daki yabancı işçilerin oldukça kötü koşullarda yaşadıkları iddiasını hâlâ dile getirmeye devam ediyorlar.

İşi gücü bırakmışlar LGBT propagandası yapıyorlar.

Alman Milli Takımı sanki futbol oynamaya değil ev sahibi ülkeyi protestoya gelmiş.

Rusya’ya ve bugüne kadar Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmış hiçbir ülkeye gösteremedikleri tepkiyi Katar’a reva görüyorlar.

FIFA 2022 Dünya Kupası’nın Katar’da yapılacak olmasını daha önce eleştiren Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Japonya maçını izlemek için stadyuma girerken ceketinin altına gizlediği gökkuşağı renkleri taşıyan “One Love” bandını tribünlerde kameralara göstererek büyük bir skandala imza attı.

Stadyuma girmesi yasak olan bir simgeyi hırsız gibi gizlice sokmuştu.

Oysa İçişleri Bakanı olarak bulunduğu ülkenin yasalarına uyması ve saygı duyması gerektiğini bilmeliydi.

Katarlı seyirciler bakanın bu çirkin provokasyonuna İspanya – Almanya maçında Mesut Özil’in fotoğraflarıyla ve ağızlarını elleriyle kapatarak cevap verdiler.

Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı zulmü kınayan Özil, ırkçılığa maruz kaldığını söyleyerek Alman Milli Takımı’nı bırakmıştı.

Katarlılar Almanya’ya ve tüm dünyaya Özil’in Almanya’da maruz kaldığı o çirkin ayrımcılığı hatırlattılar.

İngiliz seyircilerden bazıları da Orta Çağ döneminde yaşayan Haçlı askerleri gibi giyinip geldikleri için stadyuma alınmadılar.

Turnuvanın açılış maçında Katar ve Ekvador milli takımları karşılaştı.

Maç öncesi Batı medyasında Katar’ın maçı satın aldığı iddiası ortaya atıldı.

Ekvador Katar’ı 2-0 yenince ve iddianın asılsız olduğu ortaya çıkınca bu kez “Bazı şeyler satın alınamaz” demeye başladılar.

Katar’a gitmeme ve Dünya Kupası maçlarını boykot etme çağrısında bulundular ve stadyumların boş olduğunu iddia ettiler.

Oysa her maçta stadyumun seyirci dolu olduğu rahatlıkla görülebiliyordu.

Dünya Kupası C Grubu’nda oynanan Arjantin - Meksika maçını stadyumda 88 bin 966 taraftarın izlediği ve maçın 1994’ten bu yana seyirci sayısı en yüksek Dünya Kupası müsabakası olduğu açıklandı.

Tüm iddialarının asılsız olduğu ortaya çıkmasına rağmen sırf Katar’ı ve organizasyonu kötülemek için utanıp sıkılmadan yalan söylemeye devam ediyorlar.

Batılı gazeteciler ve seyirciler arasında iftiralara tepki gösterenler yok değil.

Sosyal medya hesaplarında yayınladıkları videolarda Katar’ın misafirperverliğine övgüde bulunuyorlar.

Dünya Kupası organizasyonu şu ana kadar sorunsuz devam ediyor.

Alkol kısıtlaması olduğu için rakip takımların fanatik seyircileri sarhoş olup sokaklarda kavga etmiyorlar.

Katarlılar dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerine gayet nazik bir şekilde ve güler yüzle hem kendi kültürlerini hem de İslam’ı tanıtıyorlar.

Şu ana kadar onlarca kişi Kelime-i Şehadet getirip İslam’a girdi.

Müslümanlar hakkında oluşturulmak istenen kötü imaj siliniyor.

Tabii bundan rahatsızlık duyanlar da var ve saldırıların bir sebebi de bu.

Fakat tüm haksız eleştirilere rağmen Katar çok iyi hazırlandığı anlaşılan ev sahipliğini mükemmel bir şekilde sürdürüyor.