Şenol Metin

Şenol Metin

Her şey 29 Ocak 2009’da başladı…

Her şey 29 Ocak 2009’da başladı…

29 Ocak 2009’da Cumhurbaşkanımızın ‘ONE MİNUTE’ çıkışı ile başlayan sorgulama 2014’te Birleşmiş Milletlerde yaptığı ‘Dünya 5’ten büyüktür.’ konuşması ile  meydan okumaya dönüştü. 

Müesses Nizamın muti ülkesi, Batı Blokunun sadık müttefiki Türkiye’nin yaptığı  bu rol/statü sorgulaması dünyayı yeniden kuracak potansiyele sahiptir.

Türkiye Lozan’da bir konsensüse mecbur edilmişti. Lozan ile tesis edilmiş sistemin kontrol mekanizmaları çok güçlü. Milletin genetiğinin, milli karakterinin eninde sonunda devleti ikna edeceğini, Lozan konsensüsünün ilga edileceğini bilen Müesses Nizam, ‘altını sula, üstünü buda!’ stratejisi çerçevesinde 1980'lere kadar sağ-sol çatışması, sonrasında PKK terörü ile devlet sistemini yordu, meşgul etti.

2009 ‘ONE MİNUTE’ açıklaması ile başlayan süreçte Müesses Nizamın ulusal ve uluslararası tüm araçları seferber ederek Türkiye’nin tekrar itaatini sağlamaya yönelik bir dizi operasyonuna şahit olduk.

2013 Yaz’ında Türkiye ve Mısır’da eşzamanlı olarak başlatılan Gezi olayları ve Mursi’nin devrilmesi ile sonuçlanan süreci İsrail Dış İşleri Yetkilisinin ‘güneydeki düşmanımızı düşürdük, kuzeydeki düşmanımızı düşüremedik ama sarstık.’ açıklaması sürecin küresel boyutunun deşifresidir.

Gezi’nin hemen ardından bir insani yardım derneğine ait depoları El-Kaide ile ilişkilendiren Todays Zaman’da çıkan espiyonajlar, bu haberlerin Müesses Nizamın küresel medyasında manşetleştirilmesi, 17-25 Aralık Paralel kalkışması ve Mit Tırları Baskını ile Türkiye ‘Teröre Destek Veren Ülke’ konumuna sokulmaya çalışıldı. Böylelikle Türkiye’nin itaat edeceği düşünüldü, başarılı olamadılar.

Ekim 2014 Kobani olayları ile Türkiye’ye had bildirme sürecine uluslararası ve etnik bir boyut eklenmeye çalışıldı ama başarılı olamadılar.

Haziran 2015 seçimleri sonrasında ortaya çıkan parlamento aritmetiği, Müesses Nizama büyük bir fırsat verdi. Ak Parti, CHP ile koalisyona ikna edilmeye çalışılarak fırsat değerlendirildi. Bir kısım Ak Partili siyasetçilerin ikna edilmesine rağmen Cumhurbaşkanımızın basireti ile Kasım ayında seçim kararı alınınca plan çöktü. Müesses Nizam karşı hamlesini Kobani ile başlayan süreci derinleştirerek Şırnak, Silopi, Nusaybin, Cizre, Sur, Yüksekova’da Kurtarılmış Bölge ilan ederek yaptı. Devlet refleksi Hendek Süreci ile karşı cevabı vermekte gecikmedi.

15 Temmuz 2016 ise Müesses Nizam, kendisinin yetiştirdiği mutant yapı, FETÖ üzerinden yönetime el koymak istedi. Millet 251 evladını şehid vererek devletine ve iradesine sahip çıktı. Mutant yapı FETÖ tasfiye oldu. Ama Müesses Nizam oyundan bıkmadı.

2017 Haziranında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Mit Tırları davasında yargılanan bazı siyasetçi ve medya mensuplarını korumak için ‘Adalet Yürüyüşü’ ile muhalefeti sokağa taşımak istedi. Ancak toplumsal karşılık üretemedi, başarılı olamadı.

Muesses Nizam, bunun üzerine biraraya gelmesi mümkün olmayan yapıları biraraya getirerek bir blok oluşturmak istedi ve bunda kısmen başarılı oldu.

Bu hatırlatmaların ardından;

Son 2 aydır süreç yeni bir evreye döndü, başka bir oyun kurgulanıyor ve risk çok büyük. 

Milli Ordunun MİLLİ kimliğinden rahatsız, köksüz, müptezel bir CHP Milletvekilinin 'Ordu Satıldı' hezeyanına milletin sert tepkisi üzerine 'Tank Fabrikası satışını kastettik.' diyerek tevil edildi. Yetkinlik ve milli tedarikte savunma sanayimiz son 200 yılın zirvesinde iken böylesi bir suçlamanın ardında, orduyu hasım hale getirişte hain bir strateji var. Sizlerle paylaşacağız.

Libya’ya insani yardım götüren gemimize Yunanistan  Komutasında Almanya ve Italya destekli bir baskın yapıldı, gemimiz hukuka aykırı biçimde arandı. Baskının oluş biçimi ve kurgusu FETÖ'nun Mit Tırları Baskınına benzemektedir. 'Türkiye'yi Teröre Destek Veren Ülke' konuma düşürmek için yapılan bir operasyon ile karşı karşıyayız.  Kemal Kılıçdaroğlu ‘Yunan komutanın hukuka uygun davrandığını’ söyleyerek 2014'tekine benzer bir duruş sergiledi. O zamanda milli refleks gösterememişti.

Ümit Özdağ’ın ‘İYİ Parti kurulurken Enver Altaylı geldi. Partiyi kurmayın, Siz sokağa inin.’ Açıklaması ile Enver Altaylı için düzenlenen iddianamedeki ‘Türkiye'de muhalif güçlerin tamamının birlikte hareket etmesinin, halkın sokaklara indirilmesinin önemli olduğu ancak sokak hareketinin başarılı olabilmesi için ekonomik krizin şart olduğu, Katar'dan para akışının durması gerektiği,  Cumhurbaşkanı'nın bir-iki yıla kadar kendi ordusunu kurmuş olacağı şeklinde beyanlarda bulunduğu…’ bilgilerini birlikte değerlendirdiğimizde;

Mücadele MİLLİ DEVLET ile MUESSES NİZAM arasındadır.

Ve asıl soru; Siz hangi saftasınız?...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şenol Metin Arşivi
SON YAZILAR