1 gün; Zaman

 

Zaman ne kadar kısa diyenlere inat inanın zamanın bir türlü geçmek bilmediği o ilk gün ilk anlar hem de bu gün.

 

Bu gün 1 aralık 2020 Salı ve bir gün önce arkadaşlarının covid testi pozitif çıkması ile baba ben de test yaptırayım mı diye soran biricik oğluma git babacım testini yaptır diyeli yirmi dört saati geçti ve bende bir tedirginlik hali ve bunu gizlemeye çalışsam da beceremedim ve işyerime kim selam verdiyse hayırdır ali bey hasta mısınız  suali ile karşılaşıyorum. Bir sağa bir sola derken hülasa sokakta zaman geçirmek için sürekli bir yerlere ama aracımdan fazla uzak olmamak kaydıyla geziniyorum.

 

Öğleden sonra oğlum Kemalin Covid testinin pozitif çıktığını öğrendikten sonra hemen arabama binip eve geldim ve ev de hanım ve büyük kızımın mantı yaptıklarını gördüm yahu bunlarda bu günü bulmuş diye düşünürken  kısa bir sohbetin ardından bir gün önce test yaptırdıktan sonra evde odanın birinde kendisini izole ederek karantinaya alan oğlum Kemal ile kapalı kapılar ardında oğlum Kemalin Filyasyon ekibi ile telefonda konuştuğunu babaaa buranın adresini söylermisin seslenişine  binaen ev adresini verirken oğlumun sesinden sağlık durumunun  iyi olduğu kanısı uyandı ve yüzümde belirgin bir tebessümle sesimi daha gür çıkardım Oğlum Yukarı Mahalle Falan Sokak No bilmem kaç. Ve oğlumun seslenişi ile filyasyon ekibinin eve gelmesini beklemeye başladım.  Ve aklıma hemen hemen bir aya yakın zamandır açmaya zorlandığımız oda kapılarını tamir etmeye karar verdim. Hemen tornavida ve pense ile kapı kol ve kilitlerini sökmeye ve sprey ile yağ tatbik ederek kapıların kulağı tırmalayan nahoş sesini gidermeye çalıştım ve başardım sanki büyük bir zafer kazanmış komutan edasıyla saate baktım yarım saat yahu daha karantina başlamadı ama zaman megaherz hızında azalma olmuş sanki ve zamanın  geçmemiş olduğunu fark ettim. Yoksa bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama zaman geçmiyor işte  bir tek onun farkındayım.

 

Koltukta beklerken kapı zilinin çalması ile ani bir refleks ile kapıyı açtım ve tüm dünyaya örnek olmuş filyasyon ekibi karşımda ve ben  galiba doğru adres ama buyurun dedim gelenler benim ne dediğimi anlamadılar bile. Geçmiş olsun dilekleri ve aile fertleri üzerinden cep telefonlarına gelen şifreleri istediler ve karantina sürecini başlattılar testi pozitif çıkan oğlum ile ayak üstü kısa bir soru yağmuru ve ev içinde ortak kullanım alanları ile ilgili tavsiyelerin ardından başladı bizim karantina. Yahu daha başlamadan  zaman geçmek bilmedi ne yaparız on dört gün hele bi bismillah diyelim gerisi tevekkeli Allah derler. Daha ikindi yeni olmuş  ve ben eve geleli iki saat olmuş ve yine meşgul olacak bir şeyler arıyorum ama yok ve saate bakıyorum saat dördü çeyrek geçiyor ama zaman geçmek için çok fazla nazlanıyor canım. Ve ben ki canım sıkılınca çarşıyı veya yaylayı bir gezip gelmeyi alışkanlık haline getiren biriyim ve karantinanın ilk saatleri beni bayağı rahatsız etmeye başladı ve ben evde yapacak bir şeyler bulamıyorum  ve aklıma iş yorgunluğu vesaire nedenlerle yarım bıraktığım kitaplarımı bitireyim diyerek karantina günlerini değerlendiririm diye kafamda planlar yapıyorum. Ama güpegündüz zaman geçmiyor diye kitap okumayı becermiyorum niye zaman geçmiyor işte. 

 

Neyse akşam ezanının ardından yemek faslı ve tabi ki testi pozitif çıkan oğlum kemalimle aramızda 15cm duvar ve bu üçüncü öğün ayrı yemek yememizin hüznünü yaşıyorum. Her ne kadar aramızda onbeş santimlik duvar da olsa aile içinde tedirginlik ve bir asabiyet fırtınası esmeye başladığını hissetmemek mümkün değil. Televizyonun sesini önce büyük meleğim  ya baba sesini kısar mısın seslenişinin ardından küçük meleğim Eylül Erva elimden tv kumandasını alıp televizyonun sesini bir kısışı vardı ki bana sinirli sinirli bakıyor ve fark ettim ki tv’nin sesini zar zor duyabiliyorum. Dedim ya herkes gergin. Bende hemen mutfağa gittim ve otururken yanıma küçük meleğim geldi baba sana sarılabilir miyim dedi ya işte o an bu covid in ne anlama geldiğini acı bir şekilde hissettim yüreğimde  ve meleğim elimi yıkayınca gelecem sana sarılacağım diyerek gönlünü almaya çalıştım.

 

                Uzun zamandır ev halkına içmelerini tavsiye ettiğim Limon sarımsak kürü ve elma sirkesini  ve dahi hanımın yemeklerde soğan sarımsak ve baharat kullanım oranını artırdığı son aylarda doğal yollarla bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye çalışmaktayız. Fakat oğlum Kemalin pozitif çıkması hepimiz de bir sarsıntıya yol açmadı desem yalan olur ve hepimizde bir tedirginlik hakim. Rabbime şükürler olsun sağlık durumu iyi fakat baş ağrısı ve ara sıra öksürük sesleri ister istemez tedirgin olmamıza yol açıyor. Yatsı sonu  tv de Börü adlı bir dizi film izledikten sonra yine bağışıklık sistemini güçlendirdiğini bildiğim Kefiri tüm aile bireylerine içirdim ve saatin daha dokuz olduğunu görünce  ben dahil tüm aile bireyleri   saat daha dokuz mu serzenişi ile zamanın geçmek bilmediğini anladık. Ya sabır. Neyse ki kitaplarım var bu gece birinden başlayayım artık. Saygılarımla.