Dr. Ramazan Tuzla

Dr. Ramazan Tuzla

Kayıt dışı ile mücâdele

Kayıt dışı ile mücâdele

Kayıt dışı kavramından bahsediyorsak, ekip biçeceğimiz tarla ya ekonomidir ya da istihdamdır.

Dostların mâlumu olduğu üzere, denetmen unvanı ile kayıt dışı istihdam ile mücâdele adı altında bir görevi olan insan olarak, bu yazımızda, söz söyleme hakkımız olsa da ekonomiden ya da istihdamdan bahsetmeyeceğiz.

Mevzu bunlar değilse, başka ne ola ki?

Mevzu insandır; mevzu, insanın kendini kayıt altına alma mücâdelesidir.

Bu mücâdelenin başında yapılacak dua ise şudur:

Allah’ım! Bizi, kayıt dışı çalıştırma ve insanlara faydalı olabileceğimiz yerlerde istihdam et!

Mevla’nın bu duaya icâbet etmesinin neticesi, kayıt dışı ile mücâdelede muzaffer olmak demektir.

İrfan meclisinin üyesi olan güzel insanların bu mevzudaki sözü hepimizin kulağındadır:

Bâki kalan, gök kubbede hoş bir sedadır.’

Anlıyoruz ki, insan için servet, cismi olmasa da isminin mesaiye devam etmesi, adının yarınlara kalmasıdır.

Hayrı bitmeyecek bir güzel işin sahibinin unutulması söz konusu olur mu?

Kayıt altındaki en büyük insan, İnsanlığın Serveri İki Cihan Peygamberi Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v)’dir. O’nun âli ve ashabı da kayıt dışı ile mücâdeleyi kazanmış güzel insanlardandır.

Meseleye kendi tarihimizden devam etmek borcumuzdur.

Bilge Kağan kayıtlarda, Tonyukuk en bilge danışman olarak kitapların en güzel yerindedir.

Malazgirt ile Türk’ün kaderini bu topraklara çeken ve dünyanın kaderini değiştiren Alpaslan kayıt altındadır.

Alpaslan’ın muharebe sonrası meydanda Romen Diyojen’e söylediği şu söz, bu toprakların huzur yurdu olmasının senedi ve Alpaslan’ın yalnızca savaşı değil, kayıt dışı ile mücâdeleyi de kazandığının delili değil midir?

Mağlup olsaydı bu ordu, talan olurdu bu yurt.

Gâlip geldi bu ordu, kardeştir koyunla kurt.’

Derviş Yunus kayıt altındadır, gönülleri okşayan sıcacık kelimeleriyle.

Mevlana, yüzyılları aydınlatmaktadır hikmet dolu sözleriyle.

Sultan Fâtih’in çağlar açıp çağlar kapayan fethi, kimlerin zihin haritasında izler bırakmıştır? Fatih’in vefatıyla üç yıl bayram ilân eden haçlıyı, bugün kimler temsil etmektedir?

İnsanlığın Serveri ile Türk Milletinin bağını kimsenin koparamayacağı şekilde tahkim eden Yavuz Sultan Selim Han, Acem diyarına karşı yaptığı, ‘Benim Milletim Müslüman kalacaktır’ haykırışıyla kayıt altındadır.

Kanuni, Hüdâyi, Plevne Gazisi Osman Paşa, cennet mekân Abdülhamid Han ve doksanlık delikanlısı Abdülezel Paşa kayıt altındadır.

Abdülhamid Han’ın Hâdimli komutanı olan Abdülezel Paşa, Yunan ile savaşırken kendisine, ‘Bey baba, çok yaşlısın, in atından da biraz istirahat et’ diyen gaza arkadaşı gence söylediği söz ile kayıt dışı ile mücâdelenin belki de mihenk taşını ortaya koymuştur:

Evlat! Rus önünde savaştım, attan inmedim;

Yunan önünde inmek için ata binmedim.’

Koca Akif’i, Üstad Necip Fazıl’ı, Yahya Kemal’i ve daha nice güzel insanları kayıt dışı ile mücâdelenin muzafferleri olarak sayabiliriz.

Bu insanları sayıya sığdırırsak, mücâdeleyi zaten kaybetmişiz demektir.

Biliyoruz ki, kayıt dışı ile mücâdeleyi kazanmış olan insanlar, kayıt altına girmek için değil, mesuliyeti yerine getirmek, hayatın hakkını verebilmek için gayret göstermişlerdir.

Tıpkı, 15 Temmuz gecesi Özel Kuvvetler’i basmaya gelen Feto’nun piçini cehenneme yollayan Ömer Halisdemir’in yaptığı gibi…

Ömer, kayıt altına gireyim diye sıkmadı o üç kurşunu ve adım kazınsın diye yemedi o kalleş otuz kurşunu.

Şu gerçeklik bir kez daha teyit edilmiştir ki, kader gayrete aşıktır; gayret sahiplerini besleyen ise o lezzetli kaşıktır.

Ömer, aldığı emir ile vazifesinin gereğini yapmıştır ve işleyen kader de hükmünü söylemiştir:

Ömer, şehittir.

Ömer, kayıt dışı ile mücâdelesini kazanmıştır.

Bu yazı özelinde can alıcı sorumuz şudur:

Ömrümüz vefa etmez ve bugünlerde vefat edecek olursak, kayıt altına girmiş bir insan olabilecek miyiz?

Kayıt dışı ile mücâdeleyi kazanmış bir bahtiyar olarak cemiyetine karşı mesuliyetini yerine getirmiş olmanın keyfini mi süreceğiz, yoksa ölenler arasına girmiş bir kemmiyetten ibâret mi olacağız?

Şahsım adına, bu sorulara cevabım yalnızca duadır:

Allah’ım, ömrümün geçen kısmı kayıt altına girmem için kıymetli geçmedi. Kalan kısmı için beni bu fırsattan mahrum etme.

Belki de kayıt altına girecek insan, benim taşıdığım bu kaygıyı taşımadan bu mücâdeleyi kazanacak.

İşleyen kader ve ayrılmış nasip…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dr. Ramazan Tuzla Arşivi
SON YAZILAR