Hamdi Bağcı

Hamdi Bağcı

Kuşatsın hepimizi Ramazan…

Kuşatsın hepimizi Ramazan…

Bugün Ramazan Başladı…
Ben çocukluk, gençlik yıllarımda Ramazan ayını çok severdim. Çünkü Ramazan ayı çok meşakkatli de olsa iyiler için sanki çok güzel bir aydı. Gizli bir el iyileri korur… Böyle inanırdım.
Rahmeti, bereketi, feyzi, insanı kucaklayan ve bir daha hiç bırakmasını istemediğimiz şefkati sanki bize ana olur, baba olurdu…
Hasret duyduğum her şey olurdu…
Yokluğunu hissettiğim her şey olurdu Ramazan…
Beni umutlu eden, beni huzurlu eden bütün duyguları, savruluşumun kaynağı bütün yoklarımın hepsini bulurdum sanki Ramazan ayında…
Başka kimseye söyleyemeyeceğim, başka kimseyle paylaşamayacağım, başka kimsenin bilemeyeceği bir cevherdi sanki Ramazan… Ona sarılırdım o da beni sarar sarmalar, kuşatır, yalnızlığımı yok eder, beni sever okşardı…
Böyle düşünürdüm.
Şeytanlar zincire bağlanırdı, böyle inanırdım, kötüler de şeytan değil miydi?
E doğal olarak da onların da iradeleri bağlanacak ve kötülük yapamayacaklardı…

Yıllar geçti…
Ne çocukluk kaldı ne gençlik, olgunluk çağımızın tam ortasındayım ama bir o kadar yorgun, bir o kadar bıkkın, bir o kadar bezgin…
“Ey unutuş! kapat artık pencereni,
Çoktan derinliğine çekmiş deniz beni;
Çıkmaz artık sular altından o dünya.
Bir duman yükselir gibidir kederden
Macerası çoktan bitmiş o şeylerden.
Amansız gecenle yayıl dört yanıma
Ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni.”

Diyor ya Ahmet Muhip Dranas… İşte öyle şeyler…
Kırılıp dökülen hiçbir parçamızı bulmaya, toplamaya mecalimizin olmadığı, kendimizin kendimizden razı olmadığı bugünlerde bir Ramazan daha geldi işte…
Hoş geldi sefalar getirdi de…

Ama biz varsak, insan varsa yine de aramalıyız sanki…
Ve aklımda durmadan beni zorlayan bir soru;
Ne yazılabilir Ramazan ayı ile ilgili?
Hakikaten ne yazabiliriz?
Ne yazarsak etkiler insanları?
Ne yazarsak dokunuruz önce ellere, sonra gönüllere…
Ne yaparsak kötülüğü bitiririz?
Ne yaparsak mazlum güçlü hale gelir?
Başa çıkabilir miyiz zamanla, çağla?
Bebeklerin ölümünü durdurabilir miyiz?
Kavgaları durdurabilir miyiz?
Tarla için dayısını öldüren gence yaptığı facianın boyunu anlatabilir miyiz?
Kadın katleden sözde eşe, bir hayatı bitirmenin insanlığı bitirmekle eşit olduğunu anlatabilir miyiz?
O taksiciyi öldüren gence anlatabilir miyiz Ramazan’ı…
Rahmeti, iyiliği güzelliği…

Her tarafı savruluş olmuş ümmetin, her tarafından su alıyor gemimiz, ha battık ha batacağız ve bu kargaşada birbirlerine düşman olan kardeşleri dost yapabilir miyiz?
Açlıktan ölüyor insanlar… Kadınlar, çocuklar… Şeytanı bağlayabilir miyiz? Şeytan bağlanır mı?
Ramazan nasıl Ramazan olacak şeytan bağlanmazsa?

Ah işte… Bir sürü soru ve sadece düşünüp kalıyorum bu soruları sorunca…
Sadece düşünsem… Yetmiyor… Gönlümün mecali kesiliyor sanki… Suskunlaşıyorum, konuşsam konuştuğumu ben anlamıyorum, konuşan ben değilim, dünyanın peşinden koşan ben değilim…
Ya Rabbim…
Keşke bir tanesine yanıt verebilseydim…
Keşke o bebelere bir nefes olabilseydim...
Keşke bir işe yarasaydım…
Sorularımın bir tanesine yanıt verebilecek gücüm olsaydı…
Namaz kılın, denmez mesela, Ramazan sadece namaz değil,
Oruç tutun denmez mesela, Ramazan sadece aç kalmak değil,
Zekât verin denmez mesela, Ramazan kolay kazanılan paralardan ağalık yapmak hiç değil…
Ramazan bunlar değil, olamazda…
Başınızı kapatın ey bacılarım desek, görüyorsunuz konu başın kapanması da değilmiş…
Umreye gidin desek, kazanılan kolay paralarla Suudi Arabistan’a gezi düzenlemekle konunun zaten hiç ilgisi yok…
Peki ne demeliyiz?
Şöyle yapalım mesela;
Bir hafta kimseyle konuşmama kararı alalım ve konuşmayalım…
Sadece tefekkürle geçecek bir hafta…
Sonrası için ise şöyle kararlar alabiliriz;
Bugün hiçbir insana kötülük yapmayacağım, trafikte insanları rahatsız etmeyeceğim, sakin kullanacağım aracı ve trafikte kimseyi tedirgin etmeyeceğim,
Yaya yollarında insanlara saygı duyacağım, insanların karşıya geçmelerini bekleyeceğim,
Yerlere tükürmeyeceğim,
Sabah karşılaştığım herkese “günaydın, iyi günler” diyeceğim,
İş yerine vardığımda mutlaka herkese “hayırlı işler, iyi günler” diyeceğim,
“Allah işimizi rast getirsin, günümüzü güzel etsin” diyeceğim,
İşyerimde kimsenin hakkını yemeyeceğim,
İşimi çok iyi yapacağım,
Kimseye iltimas geçmeyeceğim, kimseden torpil istemeyeceğim,
Devlet malı yemeyeceğim,
Kul hakkı yemeyeceğim,
İnsanlara güler yüzle yaklaşacağım,
Elime, dilime, belime dikkat edeceğim, günaha, yanlışa, hataya beni götürmelerini önleyeceğim,
Kaldırıma hiçbir şekilde araç park etmeyeceğim, dezavantajlı vatandaşlarımız kaldırımdan geçerken benim bu nobranlığımdan dolayı zorlanırlar, onlara karşı bu haksızlığı yapmayacağım,
Mutlaka ağaç dikeceğim,
İsraftan kesinlikle kaçınacağım,
İnsanlara karşı numara yapmayacağım, hasbi olacağım,
Bugün bolca yardım yapacağım,
Bir yetimin başını okşayacağım,
Yaşlılara karşı saygılı olacağım,
Hasta ziyaretinde bulunacağım,
Akıllı olacağım, düşüneceğim, hassas olacağım,
Toplu taşımada insanlara karşı saygılı olacağım,
Toplu taşımada telefonla konuşmayacağım, konuşursam da oldukça sessiz olacağım, başka insanların da toplu taşımada seyahat ettiklerini unutmayacağım,
Çocuklarım hata yaparsa onlara kızacağım, onları hata yapmamaları konusunda uyaracağım,
Benim çocuklarımın yanlışlık yapabileceğini aklımdan hiç çıkarmayacağım,
Yanlış yapan birini görürsem ona yanlışını söyleyeceğim,
Biri bana hatamı söylerse ona kızmayacağım, onunla kavga etmeyeceğim, bilakis ona teşekkür edeceğim,
Hiç kimseyi görmemezlikten gelmeyeceğim,
Kadın katliamlarına karşı toplumun bilinçlenmesi için çalışacağım,
Sigara içersem izmaritini yere atmayacağım,
İnsanların içinde sigara kesinlikle içmeyeceğim,
Temiz giyineceğim, şık giyineceğim, tıraşımı olacağım, dişimi fırçalayacağım…

Bu sene Ramazan’a böyle başlasak… güzelleşir ve bizi de güzelleştirir mi?
“Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar; mümin erkekler, mümin kadınlar; ibadet ve itaat eden erkekler, ibadet ve itaat eden kadınlar; özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar; sabreden erkekler, sabreden kadınlar; gönlünü ibadete vermiş erkekler, gönlünü ibadete vermiş kadınlar; (Allah için) yardım yapan erkekler, yardım yapan kadınlar; oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar; iffetlerini koruyan erkekler, iffetlerini koruyan kadınlar; Allah’ı çokça anan erkekler, çokça anan kadınlar; işte bunlar için Allah büyük bir ödül hazırlamıştır.” (Ahzab Suresi 35. Ayet) buyuruyor ya Rabbimiz… Bizi de Rabbimizin Rahmeti kuşatır mı?
Güzelliğimiz bütün dünyayı kapsar mı?
Ramazan mübarek olur mu, ne dersiniz?
Ramazan bize güzellik getirmeli, bizi güzelleştirmeli, Rahmet de bereket de biraz bu değil mi?
Malın mülkün artması olabilir mi sadece bereket?
Eğer iyiliğimiz artmıyorsa, insanlığımız artmıyorsa, yanlışa yanlış diyemiyorsak, kötüye kötü diyemiyorsak nasıl olacak da iyi insan olacağız.
Eğer biz iyi insan olamazsak, Ramazan kötüleri ve kötülükleri nasıl bağlamış olabilir ki?
İyilik de kötülük de tam içimizde…

İçimizi, benimizi keşfedip bugün iyi bir insan olacağım diyerek güne başlayamıyorsak, her günümüzde de bunu tekrarlayamıyorsak, iyiliği yayamıyorsak, Ramazan’ın rahmeti bizi nasıl kuşatsın ki?
Kuşatamaz…
İyiliklerin, iyilerin arasındaysak Ramazan kuşatır bizi…
Eğer sen iyi olabilirsen iyiler, iyilik çoğalacak ve Ramazan’ın iyiliği bütün yılımızı güzelleştirecek, ömrümüzü güzelleştirecek, dünyamızı güzelleştirecek...
Böyle olsun, kuşatsın hepimizi Ramazan…
Hepimize sarılsın, hasretimizi bitirsin, içimizdeki sevgi açlığımızı, merhamet açlığımızı bitirsin Ramazan…
Ramazanımız mübarek olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi
SON YAZILAR