Naci Bostancı, içimizdeki Yahudi
24, 25, 26’ıncı dönemlerde Amasya’dan ve 27’inci dönemde de Ankara’dan, bizim oylarımızla AK Parti milletvekili olarak seçilen, grup başkan vekilliği de yapmış olan ve şu anda da Hacı Bayram Veli Üniversitesinde Rektörlük yapan Prof. Dr. Naci Bostancı, içimizdeki Yahudi olarak ortaya çıktı.
Instagram hesabından; "Hamas Filistinlilerin kuzeyden geçmesine izin vermiyor", "Hamas katildir" paylaşımlarını yapan Yahudi asıllı şarkıcı Linet’in Ankara’daki konseri, yapılan protestolar sonucu iptal edilince bizim yerli siyonist sevici Bostancı yaptığı paylaşımında; "Ses sanatçısı Linet'i beğenir ya da beğenmezseniz, fakat İsrail zulmüne gösterilecek tepkinin adresi Linet'in konseri olamaz. Bu tür kastını aşan eylemlerin Filistinlilere faydası değil zararı var. Kaynağı ancak ve sadece kabilecilik olan konser engellemesi asla kabul edilemez" buyurmuş.
Ey okumuş da profesör olmuş ama adam olamamış mahlûk! İsrail denen terör devleti Gazze’de barbarca soykırım yapacak, kadın, çocuk, yaşlı ve kundaktaki bebekleri vahşice katledecek, köşe yazısı yazdığın Şalom gazetesinde, “Ey İsrail yetkilileri! Ey Gazze kasabı Netanyahu! Sizin bu yaptığınız vahşettir, barbarlıktır, savaş suçudur, insanlığımdan utandırıyorsunuz. Kabile devleti bile böyle yapmaz” şeklinde iki satır yazı yazmayıp da “Hamas katildir” diyen ve soykırıma destek veren bir aşüftenin konseri, Ankara Filistin Dayanışma Platformunun organizesiyle yapılan yoğun protestolar sonucu iptal edilince bu duyarlı ve vicdan sahibi insanları “kabilecilik”le suçlayacaksın. 7 Ekim 2023’ten sonra yahudilerin Şalom gazetesinde on makale yazmışsın, hepsini inceledim tek bir cümle bile İsrail’in Gazze’de yaptıkları soykırımdan bahsetmemişsin. Sahi yıllarca Ak partide siyaset yapan bir kişi olarak sendeki vicdan nasıl bir vicdan? Ak Partinin Lavrens’i miydin yoksa? Aslında senin yüzüne tükürmek lazım da, sendeki yüzün, şairin: “Tükürsem yüzüne kirlenir tükrük; kurşun sıksam eğer tüfek tiksinir” dediği yüzlerden olduğu için tükürüğe acırım.
Bakın, bunun gibilere Dede Korkut: “Kahpe içerden olunca kapı kilit tutmaz oğul! Halk içinde bozgunculuk yapan haindir oğul!” diyor.
Çeçen Mücahit Şamil Basayev de şöyle haykırıyor: “Ne zaman düşmanlarımızı mağlup edecek noktaya gelsek, kendi içimizden kurulan tuzaklarla uğraşmak durumunda kalıyoruz. Anladık ki içteki dost görünümlü düşmanlardan kurtulmadan, gerçek kurtuluş mümkün olmuyor.”
Tam da bu haini anlatıyor. Şu anda dünyada İsrail’e karşı zulmünü haykıran, Filistin’e en çok desteği veren iktidar partisinde dört dönem milletvekilliği yap, Müslümanların oylarıyla prestij kazan, sonra sana bu imkânları veren Cumhurbaşkanı’nın kararnamesiyle Hacı Bayram Veli Üniversite Rektörlüğüne atan… Sonunda da kalk o partinin İsrail politikasına ters düşen paylaşımda bulun… Buna Dede Korkut’un ifadesiyle “kahpelik” denmezse de hainlik ve nankörlük denir.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın, şu anda Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü olan hain ve nankör Naci Bostancı'nın istifasının alınarak, hakkında tahkikat yapılmasını istemesine destek veriyoruz. Hemen kuyruğundan tutup dışarı konulmalı.
Oktay Saral, "Gazze'de ve dünyanın birçok ülkesinde yapılan vahşete gıkın çıkmayacak, sessiz kalacaksın; ancak siyonist bir şarkıcı sözüm ona mağdur olmuş gibi, ciyaklayacaksın! Sana ne Linet'ten!" ifadelerini kullandı. Evet, sana ne ulan Linet’ten! Tel Aviv’den önce senden ses geliyor.
Geçen yıl Ağustos ayında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, diplomatik temaslar nedeniyle bulunduğu Mısır’da basın mensuplarına verdiği demeçte, işgalci İsrail’le ilgili olarak “Tasması kimdeyse, tasmayı eline alıp bu kuduz köpeğe sahip çıkmalı” anlamında ABD üzerinden siyonist İsrail’in barbarlığını destekleyen Batılı devletlere seslenmişti. Ve ABD’ye sert çıktığı konuşmasında, “Netanyahu barış istemiyor, bölgeyi ateşe vermek istiyor. Haniye'nin alçak bir suikastla şehit edilmesi bunun göstergesi. Batı üç maymunu oynuyor. Netanyahu'nun olması gereken yer kongre değil, mahkeme salonudur. İsrail'in tasmasını sahipleri eline almalı” demişti.
Bu demece cevap Tel Aviv’den önce içimizdeki İsrail’in sözcüsü Namık Tan’dan gelmişti. Bakan Fidan'ın “tasma” ifadesinden rahatsız olan CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, adeta İsrail'in Bakanı gibi konuşmuştu. Bağrımızdaki bir başka yahudi olan CHP milletvekili Tan; “Diplomasi az konuşup, çok işi sessizce yapmaktır. Hezeyana kapılmamaktır. Kitleleri coşturmanın baştan çıkarıcılığına ket vurabilmektir. Yanaşma kalabalıkların yapay övgülerine kapılmamaktır” dedi. Filistin'deki zulme karşı çıkanlara da "yanaşma kalabalık" deme densizliğini göstermişti.
İşte Ak Partiye sızıp dört dönem milletvekilliği yapan Naci Bostancı’nın kafa yapısıyla, CHP Milletvekili Namık Tan’ın kafa yapısı aynı. İkisi de siyonist sevici, içimizdeki yahudidir... Birisi Filistin’deki zulme karşı çıkanlara “yanaşma kalabalıklar” derken, bizim sızma milletvekili nankör hain de Filistin zulmüne destek veren Linet’i protesto edip konserini iptal ettirenlere “kabileciler” demektedir. Biraz mantık okuduysan ve birazcık insanlıktan nasibini almış vicdan, izan ve insaf sahibi biriysen, asıl kabilecilerin, katillere ve katil sevicilere karşı çıkanlar değil, kundaktaki bebeklere varıncaya kadar katleden soykırımcı barbar siyonistlerin olduğunu ifade ederdin. Çünkü bugün İsrail’in yaptığını, tarihte en ilkel kabile devletleri bile yapmamıştır.
Sözün özü şu ki; milletin parasıyla okuyup yetişen bu satılmışlar, bizden değil. Bunlar, giderken birilerinin bırakıp gittikleri bitlerden, itlerden ya da p...lerden. Yoksa bizde bu kadar hain olmamalı.