Hasan Ukdem

Hasan Ukdem

Rıhtımda bir adam kaldı

Rıhtımda bir adam kaldı

Ayrılıklar her zaman zordur, yakıcıdır. Hele ki sevenlerin ayrılışı, havayı gözle görülür bir hüzne çevirir. Ve sorarız; gitmek mi zor, kalmak mı zor? Bu sorunun cevabının şu olduğunu düşünüyorum; Giden ya da kalan, kim daha çok seviyorsa ona daha zor gelir ayrılık. Ya bir istasyon ya bir liman ya da bir otobüs garı bu acının yaşandığı yerlerdir çoğunlukla. Filmlerde, romanlarda, şiirlerde bunu yazar, bunu okuruz sık sık. Şarkılar kulaklarımızdan kalbimize süzer bu hüznü, bu acıyı. Ümit Yaşar Oğuzcan, Rıhtımda adlı şiirinde böyle bir ayrılığı anlatır. Ne götüren geminin beyazlığı ne de deniz kenarının ferahlığı, yaşanan sahnenin bulutlarını dağıtabilir. Bir beyaz gemiydi ayıran onları / Kadın güvertedeydi, adam rıhtımda / Şimdi unuttum yüzünü kadının / Adamın gözleri aklımda. Adamın gözleri kalmışsa akılda, demek ki adam daha çok seviyormuş. Bu resimdeki aşıkların görüntüsü bize kalmanın daha zor olduğunu veriyor. Gitmek daha kolaydır bazen. Seçimi çoğunlukla gidenler yapar. Hatıraların mekanı kalanlara bırakılarak, tebdili mekanın ferahlığına doğru yürünür. Elbette aşk varsa yürekte gitmek de kalmak kadar zor olur. Ancak kalanlar, bir ağaç altında, bir pencere kenarında, bir sokak başında, bir sahilde geçmişin izleriyle kanatır dururlar yaralarını. Yaşanmışlıkları adım başı çıkar karşılarına.  
 
Kana bulanmış bıçaklar gibi / Uzun kirpikleri ıslaktı / Adam dertli, adam darmadağın / Dokunsalar ağlayacaktı. Kalmak bir mahkumiyettir, hasretle prangalanan bir yürek, acı gerçekle sulandırılan bir kadeh ve kendisi bile sahici olmayan bir çölde görülen serap... Bütün bunlar bir araya gelir ve dünya bir hücre kadar küçülerek kurbanını içine alıverir. Kirpiklerinde şelaleler kurur, yanaklarında okyanuslar... Giden, bütün hayalleri, bütün düşleri, bütün umutları yükleyip gemiye götürmektedir. “Gitme” demek, gitmemesi için yeterli değildir. Demir alınmıştır sevda limanından ve kıpkızıl bir ufka doğru seyir başlar. Günün ortasında bir alaca düşer zamanın üstüne. Deniz dalga dalga kederlenirken, hasretin türküsünü söyler gümüşi balıklar. Bir dokunuş yetecektir aslında bin aha, ancak o ana müdahale etmeye kimse cesaret edemez.  
 
Adam bitkindi, adam seviyordu / Kalan kederdi, giden gemiyse / Taş olduğu içindir dedim / Rıhtım taşları erimediyse. Kalan adamdır tek başına ama giden kocaman bir gemidir. Gemi bütün hacmiyle yol alırken denizde, adam gemiden daha fazla ağırlaştığı için olduğu yerden kımıldayamaz bile. Gemi, sevgilinin varlığını yüklendiği için hafiftir suyun üstünde ve bir kuğu gibi yol alır, rotasında seyreder. Adama kalan ise sevgilinin yokluğudur. Ve dünyada bundan daha ağır bir nesne de yoktur.  
 
Derken bir düdük öttü ansızın / Bembeyaz gemi gitgide ufaldı / Korkunç yalnızlığıyla baş başa / Rıhtımda bir adam kaldı. Gemi ufukta bir duman lekesi kadar ufalıncaya kadar, adamın gözleri geminin pupasına çivilenir. Hırsı, denizin üstünde koşarak ona yetişmek isteği doğursa da içinde, gerçeğin suları derindir. Eridiğini hissettiği rıhtım taşları üzerinden, yitiğine ağlayan bir şehrin sokaklarına dönmek zorundadır. Evet şehir dünkü şehir değildir. Adam da dünkü adam değildir. Şehrin ufuklarındaki yaldızlar dökülmüştür. Adamın gözünde can vermiştir bütün güzellikler. Altında durdukları ağaç metruktur, dün oturdukları kafe ıssızdır, sahile çizdikleri harfleri, dalgalar silip almıştır. Kalmak dağlar gibi çiviler insanı, gitmek bir yıldızın kayışındaki  çaresizliktir. Ayrılıklar hayatı bitirirken, bir taraftan ölümü başlatır ve bu ölüm kaç yıl sürer Allah bilir.
 
GÖNÜL GÖZÜ DERNEĞİ 9 YAŞINDA 
 
10 Ocak Cuma akşamı Dedeman Otel’de Gönül Gözü Derneği’nin 9. kuruluş yılı kutlandı. Değerli Başkan Derviş Ahmet Şahin’nin yıllardır büyük bir özveriyle yürüttüğü dernek faaliyetleri, bütün kararlılık ve emin adımlarla devam ediyor. Konya’dan başlayan bu kutlu yürüyüş, Kırım’a kadar uzanmış durumda. Engelli kardeşlerimizin sorunlarıyla hem dert olan Şahin ve yönetiminin gayretleri takdire şayan. Biliyorum ki, hiçbir yere sırtını dayamadan çok önemli işleri kotarıyorlar ve insanlığa katkı yapıyorlar. Engellilere yaptıkları tekerlekli sandalye ve akülü araba yardımlarının ötesinde başarılı olan engellileri motive etme gayretleri de ayrıca altı çizilmesi gereken bir güzellik. 
 
Gece engelli kardeşlerimiz tarafından kurulan mehter takımının konseriyle başladı. Gecede ayrıca, iş hayatında başarılı olmuş, eser vermiş engellilere plaketler verildi, 20 yıldır esnaflık yapan Kiraz Şimşek’e, fotoğraf sanatçısı İsmail Değirmenci’ye, şair Berkan Ali Vural’a ve bu satırların yazarına birer plaket verildi. Ve Fatih Şahin Şahbeyit’in Türküleriyle bu güzel gece nihayetlendi. Gönül Gözü’ne ve Başkan Derviş Ahmet Şahin’e teşekkürlerimi sunuyor, nice engellerin kaldırılmasında başarılı gayretlerinde Allah yardımcıları olsun diyorum. 
 
Sevgiyle kalın. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Ukdem Arşivi
SON YAZILAR