SELAM OLSUN REİS’E
O kadar zordur ki dağılan bir şeyi yeniden toplamak… Tesbih taneleri gibi. Koptu mu ipi yeniden dizmesinden daha zoru yoktur…
O kadar zordur ki tamir etmek bir şeyi… Yeniden yapmaktan daha zor. Yeniden inşa etmekten de…
Kokuşmuş bir sistemi revize etmek, yeni bir devlet kurmaktan da zor…
O yüzden selam olsun Reis’e…
Öyle büyük bir maşakkate girdi ki, her beden kaldıramaz bu yükü…
Öyle büyük bir taşın altına soktu ki bedenini, her ruh kaldıramaz bu acıyı…
İşte bu yüzden selam olsun Reis’e…
Ve onun kutlu yoluna…
Yolumuza…
…
İşte hep bu çerçeveden bakıyor bu millet son 15 yıldır bütün olaylara…
Ve hep bu çerçeve sebebiyle duruyor onun yanında…
Bundan önce olduğu gibi bundan sonrada…
…
Son yenilenme girişimleri, yeni vizyon çalışmaları hatta istifalar yeni bir doğuşun sancıları…
Her doğumun olduğu gibi bununda riskleri var. Ya sağlıcakla tamamlarsınız doğumu, yada bu hem çocuğun, hem annenin sonu olur, her doğum gibi…
O sebeple titizlikle yapılıyor her aşama. Ne anne ne doğacak çocuk zerre miktarı zarar görmesin diye…
Bir eş ve iki çocuğu idare edemeyen Ev Reislerini, birkaç kişiden oluşan personelini bir arada tutmakta zorlanan Patronları, idaresi altında çalışan memurlara söz geçiremeyen Müdürleri düşündüğünüzde –ki hepimiz birazda böyleyiz-
Koca bir ülkeyi, üstelik tüm düşmanlarına, tüm muhaliflerine ‘rağmen’ yönetmenin güçlüğü daha iyi anlaşılacaktır.
Böyle bir durumda bile 15 yıldır girdiği her sınavdan başarıyla çıktı. Ancak bu kez herşey daha zorlu. Hiçbir zaman bu kadar çok iç ve dış düşmanı olmamıştı. Ve ne yazık ki ‘İç’ düşmanı derken en yakınında, hatta Meclis’te partide aynı çatı altında çalıştığı insanları da kastediyoruz artık…
‘Hain içeriden olunca, kapılar, pencereler hatta bacalar bile kilit tutmaz’ malum…
Evin içini temizlemek herşeyden zor…
İşte bu yüzden selam olsun Reis’e…
Yine zorlu bir yolculuğa çıktı.
Ama unutmasın ki bu kutlu yolda yalnız değil…
Ona inanan bir ‘Millet’ var…
Kimsesizlerin kimsesi var…
Ülkenin tüm hücreleri bütün damarları temizlenene kadar onu yalnız bırakmayacak ‘Sevenleri’ var…
Tüm bunları söylerken Reis’ten bir isteğimiz de var;
Oda şunu unutmasın ki;
Bu milletin de aslında ondan başka kimsesi yok…
Tek güvendiği, tek dayandığı o…
İşte Reis’in milletine sevgisi, Milletinin Reis’e olan sevgisi bu ülkeyi yeniden şahlandıracak tek şey!
Bunu da tüm dünya bilmeli…
…
Görev değişimleri de ancak ‘Büyük Türkiye’ yolundaki küçük olaylardır.
Ve bizim imanımız bize der ki; Görev değişimi bir gün hepimizin başında!
Biz görev değişimlerini de ancak ‘Büyük imtihanın’ küçük yolu olarak görür ve buna inanırız…
Buna inanmayanlar yoldan çekilsin…
Bizim yolumuzdan değil, bu kutlu davanın yolundan…
