*Son 10 yılda herkesin izlediği 2 gelişme çok hızlı yükseldi, büyük teknoloji şirketlerinin uluslararası borsalardaki değeri ve atmosferdeki karbondioksit CO2 yoğunluğu. Bu 2 kıstas arasında çok az doğrudan ilişki vardır önde gelen teknoloji firmalarının enerji kullanımı, ekonomik, finansal ve hatta sosyal ayak izlerine kıyasla nispeten küçüktür. Yine de, tam da bu devasa finansal ayak izi ve muazzam kültürel ve bilimsel etkileri nedeniyle, bu şirketlerin iklim sorunuyla mücadelede potansiyel olarak çok büyük bir rolü var.

 

Büyük teknoloji şirketleri, çoğunlukla kendi faaliyetlerinden sıfır emisyon elde etmeyi taahhüt ediyor. Şirketlerin sıklıkla taklit edilen trend belirleyiciler rolü göz önüne alındığında, bu hedefler ekonominin geri kalanı için önemli bir örnek teşkil ediyor. Ancak net sıfır emisyona ulaşmak için gereken daha akıllı, daha esnek enerji sistemlerini yaratmada potansiyel oyun değiştirici olabilecek dijitalleşme, yapay zekâ ve bilgi sistemlerindeki çalışmalarıdır.

 

Büyük teknoloji firmalarının yükselişi, inkâr edilemez bir şekilde son on yılın en karakteristik finansal gelişmelerinden biridir. 2020'nin sonunda, en büyük 3 teknoloji devi, tüm Alman firmaların 2 katı kadar, 5,5 trilyon$ değerinde bir borsa değerine sahiptir.

 

** Teknoloji şirketlerinin enerji ve emisyon durumu, iş modellerine göre büyük farklılıklar gösteriyor. Bazı büyük teknoloji şirketleri neredeyse tamamen dijital ve elektrikli. Diğerleri, karbon yoğun donanım üretimi tedarik zincirlerine veya dünyayı kapsayan lojistik ve dağıtım sistemlerine sahiptir. 5 büyük teknoloji şirketinin toplam olarak doğrudan ve elektrik, piyasaya dayalı emisyonları, 2020'da yaklaşık 13 milyon ton CO2 eşdeğeri veya küresel enerji ile ilgili sera gazı emisyonlarının yaklaşık %0.04'ünü oluşturdu. İş seyahati, çalışanların işe gidiş gelişleri, imalat ve inşaat dâhil olmak üzere emisyonları dâhil olmak üzere toplam, küresel emisyonların yaklaşık %0,3'üne ulaşıyor. Bu nedenle, tüm bu şirketlerin faaliyetlerinin ve hatta tedarik zincirlerinin karbondan arındırılması, küresel CO2 emisyonları üzerinde nispeten küçük bir doğrudan etki ile sonuçlanabilir. Bu doğrudan etkilerin aynı zamanda, enerji sistemlerine uygulanan dijital çözümlerin büyük olanak sağlayan potansiyeli tarafından da gölgede kalması muhtemeldir ve ötesinde. Bu makale, dijital teknolojilerin emisyonları azaltabilecek potansiyel uygulamalarına odaklanırken, bazı uygulamalar daha fazla karbon yoğun enerji üretimi veya kullanımına olanak sağlıyorsa temiz enerji geçişlerini engelleyebilir.

*** Rüzgâr ve güneş enerji tüketiminin büyük çoğunluğunun araçlarda veya fabrikalarda doğrudan fosil yakıt kullanımı olmasına rağmen, düşük karbonlu elektrik arzının büyümesini sağlıyor. Bu nedenle, rüzgâr ve güneş enerjisinin ölçeklendirilmesiyle birlikte ekonomi genelinde daha fazla elektrik kullanımına geçişin temiz enerjiye geçişin önemli bir ayağı olduğu konusunda genel bir fikir birliği var. Ancak bir sorun var: rüzgâr ve güneş enerjisi hava durumuna göre değişir. Toplumlar kesintisiz elektrik kaynaklarına güvenir – dijital ekonomi, “tuğla ve harç” emsalinden bile daha fazla.

****Sonuç olarak; İklim değişikliği, bu neslin belirleyici zorluğudur. Net ekonomiye ulaşmak, hükümetler, tüketiciler ve özel şirketler arasında her şeyi kapsayan çabalar gerektirecektir. Dijital teknolojiler, iklim değişikliğiyle mücadele için gümüş bir kurşun değildir, ancak güçlü iklim politikaları ve kurumsal eylem, temiz enerji ilerlemesini hızlandırmak için dijital teknolojilerin doğru yerlerde uygulanmasına rehberlik edebilir.

 

Günümüzün teknoloji devleri, tarihteki en başarılı ve en yenilikçi girişimlerden bazılarıdır. Büyük endüstrileri ve milyarların hayatını değiştirdiler. Teknolojik boşlukları kapatmaya yardımcı olmak ve zorluklarımıza çözüm bulmak için gereken bilgileri sağlamak için iyi bir konumdalar. Eşsiz yatırım yetenekleri ve inovasyon potansiyelleri ile büyük teknoloji şirketleri, küresel temiz enerji geçişleri için büyük bir koalisyonun vazgeçilmez üyeleri olarak ortadadır.