Kılıçdaroğlu, "biz çocukken yatağa aç giriyorduk" demiş.

Ne kadar güzel, hiç olmazsa "yatağa" giriyormuş...

O tarihlerde yatağı bulamayanlar vardı.

Eşeği kendi yerine yatağa yatıranları unutmadı bu millet?

Varlık vergisinden dolayı.....

1940'lı yıllar tek partili dönemin "muhteşem" yıllarıdır (!)

“İHTİRAM”

HDP “eş” başkanı SD Nisan ayında Ermeniler için fatiha okumuş.

Fatiha Müslümanlar için okunur.

Gayrimüslimler için “ihtiram sukutunda” bulunabilirsin sn “eş” başkan…

HDP’yi destekleyen dinlerarası diyalogcularla fonksiyonel irtibatınızın olduğunu biliyorduk ama meğer organik bağ da varmış…

Not: Günümüzde “saygı duruşu” olarak ifade edilen “duruş” şekline 1940’lı yıllarda “ihtiram sukutu” deniliyordu.

ATSIZ

Türk milliyetçiliğiyle ilgili ırkı esas alan değerlendirmelerde iki anlayış dikkatlerimizi çekmektedir. Bunlardan birisi İslamiyet ile ilgili negatif bir tavrı olmayan anlayıştır. Mesela Nihat Atsız buna örnek teşkil eder. Nihat Atsız tam bir Türk ırkçısı olmasına rağmen dindar değildir. Ama İslam düşmanı da değildir. Osmanlı sevgisi Nihat Atsız’da oldukça yüksek seviyede vardı. İslam adına kazanılmış Osmanlı zaferlerini, Osmanlı medeniyetini takdir eder ve savunurdu. Diğeri İslam düşmanlığı üzerinde bina edilmiş bir anlayıştır. Cumhuriyet’in ilk dönemlerindeki uygulamalar bu anlayışın yansımalarıdır. Atsız’ın eserlerinin okunmasını tavsiye ederiz.

TERÖR

Terör doğrudan doğruya silahla yapılmaz. Önce beyinler kirtetilir daha sonra kirli beyinler tarafından terör meydana gelir.

Terörü meydana getirenler sadece taşeronlardır. Bunların tetikçileri bertaraf edilmedikçe, kalıcı ve sürdürülebilir terörist temizliği yapılamaz.

Lütfen çevrenize bakınız.

Terörü öven ve teröristi güzelleyenler var mı yok mu?

Teröristin elini kırmakla birlikte teröriste silah veren, fikir veren, akıl veren, teşvik eden, güzelleyenleri de "gözden" geçirmek gerekir...

Hiç Bir olgu tek boyutlu değildir.

"ZEKİ"

CHP genel başkanı KK demiş ki "Işid bağlantılarını anlatırsam Davutoğlu zor durumda kalır"....

"Bağlantıyı" bildiğine göre demek ki bir irtibat var...

Davutoğlu "zor durumda" kalırsa bağlantıyı "bilen" gizli şahit mi olacak?

Sayın KK'ya acizane tavsiyemiz "kaset vakası" tekerrür etmeden tebdili makam etmesidir.

Zira görüldüğü kadarıyla başka partileri "koruma ve kollamaya" başlamış.

Görüyorsunuz, bir muhalefet partisinin (CHP) başkanı iktidardaki bir partinin (Ak parti) "zor durumda kalmasını" istemeyerek adeta ona hâmilik yapmaktadır.

"Kurucu" parti böyle olur.

"Türk milleti zekidir" ...

LİSAN

Ülkemizde yabancı dil öğrenmek için fahiş paralar harcanıyor. Lisan bilmek önemlidir ve lüzumludur.

Ancak,

Bir "yabancı" dili öğrenmek için para ve zaman harcayarak her fedakarlığa katlanan insan;

Biraz da kendi öz lisanını öğrenmek için gayret sarf etse daha şık olmaz mı?

Unutulmamalıdır ki,

Kendini bilen haddini bilir.

Kendini bilmek için kendi lisanını, o lisan ile tarihini, edebiyatını ve kültürünü bilir...

Bizden başka bir ülke var mı, Atalarımızın bin yıl kullandığı alfabeyi (İslam alfabesi-Arap alfabesi değil) Çince zannedecek kadar "yabancılaşan?"...

Yabancı dil öğreneceğiz diye bu kadar "yabancılaşmaya" gerek var mı?