Mübarek Kadir gecesini Mescidi Aksa da ibadet ederek geçirmek isteyen Filistinli Müslümanlar İsrail polisinin gaz bombaları ve plastik mermilerine maruz kaldı. Bunun neticesinde onlarca masum Müslüman yaralandı ve bazıları da şehit oldu. Yıllardır İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı zülüm düzeni, Ramazan ayında ve bu yıl olduğu gibi Ramazan bayramında ve sonrasında özellikle tırmandırılıyor. Şiddet eylemleriyle Müslümanların mübarek gün ve gecelerine hakaret ediliyor, mabetleri ellerinden alınmak isteniyor. Müslümanlar sistematik olarak aşağılayıcı ve yok sayıcı bir şiddet sarmalına tabi tutulup canlarından bezdiriliyor. Silahlı İsrail askerler tıpkı teröristler gibi suçsuz ve günahsız Filistinlileri taciz edip, evlerini ellerinden alıyor ve Yahudi yerleşimcilere peşkeş çekiyor. Filistinli Müslümanlara bitmek bilmeyen şiddet, yıldırma ve yok etme politikası uygulanıyor. Doğu Kudüs ve Gazze başta olmak üzere, işgal altındaki yerleşim bölgeleri sürekli olarak bombalanıyor. Çocuk, genç ve yaşlı demeden masum ve günahsız insanlar öldürülüyor. Ve bütün bunlar Dünya’nın gözleri önünde oluyor. Bu zulmü kınayan ve kararlı bir duruş sergileyen ülke sayısı parmakla gösterilecek kadar az. Bu zulme Türkiye ve Pakistan gibi birkaç ülke dışında İslam âleminden hatırı sayılır bir tepkinin gelmemesi hepimizi derinden üzüyor. ABD bu zulmü alkışlıyor. Avusturya ve Çek devleti İsrail bayraklarını dalgalandırarak İsrail’i desteklediklerini beyan ediyorlar. Ne Avrupa birliğinden ne de Avrupa Birliği ülkelerinin büyük çoğunluğundan, “çıt” yok! Hepsi başlarını kuma gömmüş ve vicdanlarını Siyonist zulmüne kiraya vermiş gibiler. İnsan haklarını dillerinden düşürmeyenler, masum Müslümanlar söz konusu olunca sus pus oluveriyorlar nedense.

                Neyse ABD’den ve AB’den geçtikte ya halkı Müslüman olan ülkelere ne demeli. Ya hu bir çift sözde siz edin. Sesiniz çıksın! Hiç olmazsa Müslümanlara reva görülen bu aşağılık zulmü kınayın. Hani sizin Müslümanlığınız? Hani öğretileriniz? Efendimiz (s.a.v.)’in miraca çıktığı, ilk kıblemiz olan Mescidi Aksa zalimlerin postalıyla çiğnenirken, tek suçları mescitlerinde ibadet etmek olan din kardeşlerimiz şiddet ve kıyıma uğrarken siz neredesiniz Allah aşkına!

                Trilyonlar mertebesindeki varlıklarını ABD’ ve İngiltere gibi ülkelerin fonlarına yatırıp Siyonist sermayesini palazlandıran Arap şeyhleri, krallar, sultanlar hiç mi vicdanınız titremez sizin? ABD ve Dünya’da yaşayan Yahudiler her yıl İsrail’in ihyası, inşası ve kalkınması için milyarca dolar yatırım yapıyorlarken sizin niçin kılınız kıpırdamaz? Gerçi sizin ne yaptığınızı paralarınızı nerelerde ve kimler için harcadığınızı bilmeyen yok! Ya gider dört yüz milyon dolara tablo alırsınız, ya da bir o kadar daha para ve paralar verip futbol kulübü ve kulübe oyuncular alırsınız.  Ama Filistin’e ve Filistinli Müslümanlara tek kuruş vermeye gelince eliniz kolunuz titrer öyle değil mi?

                İsrail’de para var, teknoloji var, yardımlaşma, çalışma birlik ve beraberlik şuuru var. Onlar planlarını on yıllık, yirmi yıllık hatta elli yıllık yaparlar. Yaptıkları planları uygular ne pahasına olursa olsun sonuçlandırırlar. Bu günlere de öyle geldiler. Türkiye canını dişine takıp bu aziz davanın bayraktarlığını yaparken, üye sayısı bakımından BM’den sonra gelen İslam İşbirliği Teşkilatı(İİT) kuru bir kınama kararıyla yetinir olmuş. Kınamayla, BM ve İİT kararlarıyla İsrail’in yola gelmeyeceği gün gibi ortada. Hiçbir şey için geç kalınmış sayılmaz. Bu terör devletinin karşısına Elli Yedi üyeli (İİT)’ in kuracağı orduyla çıkmak belki de tek çözüm yolu. Eğer adım atmaz, bu zulme seyirci kalmaya devam ederseniz yakın bir gelecekte ortada ne Filistin kalacak ne de İslam ülkelerinin güvenliği. Bu zulüm; “Bumerang” gibi bizi de vuracak haberiniz olsun.