Hakan Bahçeci

Hakan Bahçeci

BU YOL ÇIKMAZ MI USTA?

BU YOL ÇIKMAZ MI USTA?

Sözün kaleme dökülürken ıstırap duyduğu zamanlar yaşıyoruz. Bu milletin evladı can veriyor. Cananlar evde gözyaşı döküyor. Hangi hesap bu gözyaşının bedelini ödeyebilir?

Hangi kelimeleri hangi kalemle yazacağız? Kime kızalım da içimizdeki yangına su serpilsin, kaldı ki kızmak hakkımız mıdır? Kızmalı mı yüzümüz mü kızarmalı?

Çıkmaz bir yola mı girdik? Yok, asla buna inanıyor değilim. Yol varsa yürünür, yoksa açılır. Ama illa bu millet yolunu bulur. Anadolu’yu bin yetmiş birde vatan toprağı olarak bize bağışlayan ağzı dualı yiğitlerin bıraktıkları mirasın içinde yola ve yolcuya dair çok derin izler var.

            Olan bitenin, köhnemiş bir masa etrafında köhnemiş zihinleriyle toplaşmış üç beş kâfirin desise ve kumpaslarıyla hazırlanan oyunun sahneye konması olduğunu biliyoruz. Çok değil, bundan onlarca yıl önce kurdular bu tezgâhı. Böyle söyleyip içinden sıyrılıverecek değilim mesuliyetimin.

            Bu yol çıkar, çıkacaktır. Yol yoksa açılacaktır. Yolcu lazım vesselam… Düştüğümüz yolun çetin, meşakkatli, zor olduğunun farkındayız. Lakin bu yol; meşakkate katlanacak, zorluğu göğüsleyecek yolcularla aydınlık olacaktır.

            Farkındasınız değil mi? Yolcular birbirine düşmüş durumdalar. Sosyal medya denen o sanal ve sahte ortamın bile dili, şekli, şemalı nasıl da allak bullak oldu. Terörü lanet etmek istiyorken bile nasıl da savruluyoruz oradan oraya.

            Sahi kimi suçlayalım, kime hesap soralım? Aklınıza gelen ilk isim, ilk devlet, ilk grup kim? Verdiğiniz cevabın durduğunuz yeri de ele verdiğinin farkına vardınız değil mi? İşte o durduğunuz yer, dilinize, tavrınıza, ideolojinize, öfkenize yansıyor.

            Kime kızmak, küfretmek, haykırmak, hesap sormak istiyorsak büyük bir fırsat biliyoruz şehit haberlerini… Kiminle hesabımız varsa bu vakıa üzerinden görmek, çıkar hesabımıza uydurmak istiyoruz. Karşı olmanın verdiği o pervasız cüret, durduğumuz yerde olamayan kim varsa hepsine sövüp saymayı mubah kılıyor.

            Sadece karşı olmakla kurulan şu cümlelere ne diyeceğiz; “Ben şu adama karşıyım, vatanı sattı, ihanet etti, teröristlerle oturup kalktı.” Sen kime karşısın? “Ben de diğerine, örgütlerle işbirliği yapıyor, vatana ihanet ediyor.” Aynı cümleye takıldınız değil mi; vatana ihanet ediyor, herkesi karşısında kimi görüyorsa vatana ihanetle suçluyor. Sorum şu; sahi siz hangi vatandan bahis açıyorsunuz?

            Bu yol çıkar usta! Dostuna, sohbet arkadaşına, cemaatine ait olanlar değil, milletine ait olduğunun farkına ve bilincine erenlerle girilen her yol çıkar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi
SON YAZILAR