Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci Susmak da “İyi” Olmaya Dahil mi?

Susmak da “İyi” Olmaya Dahil mi?

Bilmezsin azizim, kimi zaman susmak bile iyilik olur. Çünkü her söze, her insanlığa, her dokunuşa iyi niyet sığmıyor. İyi olmak, zamanla ağır bir yük haline geliyor. Kırıldığın hâlde gülümsemek, anlaşılamadığını bile bile anlatmaya devam etmek… Ve en sonunda, kendi iç sesini bile yoran bir sessizliğin içine çekilmek, diyememekten mustarip bir dilin aczini çekmek.

İyiliğin kendi içinde tutarlı bir omurgası var lakin insan bir şeyleri eğip bükmeye hevesli. Sade ve basit, öylesine ve sıradan iyilikler “iyi” olmaktan çıkalı oldu biraz ve iyinin omurgası zede aldı. Yoldaki taşı kaldırmak, selamı yaymak, gülümsemek gibi sıradan lakin derin eylemler anlamını yitirdi birer birer. Düşene yardım etmek, elinden tutmak, derdine ortak olmak insanın varlığını anlamlı kılardı.

Şimdilerde ise iyilik bir tuzak gibi; yaptıkça kaybediyorsun. Ya bir beklenti doğuruyor karşıda ya bir yanlış anlama… Ve sonunda kendi kalbinden şüphe eder hâle geliyorsun. İyi olmak, gerçekten doğru bir tercih mi bu çağda? Yoksa insanın en büyük yanılgısı mı, iyi niyeti “karakter zayıflığı” gibi okuyan bir dünyada iyi kalmaya çalışmak?

İnsan ilişkilerinde iyi niyetli olmak, el uzatmak, anlamaya çalışmak... Eskiden bunlar erdem sayılırdı.
Şimdi ise sanki bir açık kapı gibi görülüyor; kötü niyetliler o kapıdan rahatça giriyor, samimiyetin içini boşaltıyor. Ve sonunda, iyi olmaya çalışan insan, kendi kalbinden şüphe eder hale geliyor.

İyilik artık pahalı bir değer. Kimi yerde alay konusu, kimi yerde saflığın göstergesi sayılıyor.
Oysa iyi olmak, zayıf olmak değildir; aksine, kötülüğün kolayca sıradanlaştığı bir dünyada direnmektir.
Ama işte o direniş, insanı yıpratıyor. Çünkü iyilik bir davranış değil, bir varoluş biçimidir.
Ve bu biçimi korumak, kalabalıkların içinde sessiz kalabilmeyi, bazen de yanlış anlaşılmayı göze almayı gerektiriyor.

Demem o ki bir kırılma eşiğindeyiz. Empati yerini şüpheye, samimiyet yerini mesafeye, yardımlaşma yerini menfaate bıraktı. Kendini korumak adına herkes kabuğuna çekiliyor. Ama kabuğuna çekilen her insan, dünyadan bir parça iyiliği eksiltiyor. İyilik azaldıkça, güven azalıyor; güven azaldıkça, insanın insana inancı zayıflıyor. İyilik susuyor…

İyilikle yoğrulan gönüllerin yuvası yurdu sessizlik olursa… İhtimal de olsa bu ne hazin bir vakıadır. Suskunların yaptığı da yabana atılır bir şey değil oysa. Kimi zaman susmak, kimi zaman geri çekilmek…
Bunlar da iyiliğin bir başka biçimidir belki. Çünkü iyilik, herkesin anlayacağı bir dil değildir. Ama iyi kalmak, her zaman doğru dildir.

Diğer yandan belki de büyümek, kimseyi suçlamadan uzaklaşmayı öğrenmektir. Küsmek değil bu; sadece yavaşça geri çekilmek. Artık kırılacak yerin kalmayıncaya kadar kırılmış, kimseye anlatmayacak kadar sözü bitirmiş biri oluyorsun. Ama içten içe hâlâ bir yerlerde iyiliğin anlamına inanmak istiyorsun.

Belki de sorun dünyada değil, bizim yüreğimizdeki saflıktadır. Ne olursa olsun, içimizdeki o iyi tarafı öldürmemek gerek. Yorgun da olsak, kırılmış da olsak… Karşılıksız kaldığında bile değerini yitirmeyen tek şey olarak iyilik suskunluğa mahkum edilemeyecek kadar elzem velhasıl.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi

Çok Kalabalık Çok Soğuk

29 Kasım 2025 Cumartesi 00:03

Son Bilet

08 Kasım 2025 Cumartesi 00:01

Bilmek neyi bilmek

01 Kasım 2025 Cumartesi 00:03

Yarım Simit Yarım Beyit

25 Ekim 2025 Cumartesi 00:02

Neslin İnşası

11 Ekim 2025 Cumartesi 00:02

Yapbozun Son Parçası

27 Eylül 2025 Cumartesi 00:03

İşte Bitiyor Yaşamak Kavgası

20 Eylül 2025 Cumartesi 00:01

Gençliğin Değeri Değerlerin Gençliği

13 Eylül 2025 Cumartesi 00:03

Milletin Değeri, Değerlerin Milleti

30 Ağustos 2025 Cumartesi 00:01