Ömer Kocabaş

Ömer Kocabaş

Çocukları tatilde ne yapacağız?

Çocukları tatilde ne yapacağız?

Koronanın gölgesinde bir eğitim-öğretim yılı daha geride kaldı, yaz tatili başlayalı yaklaşık on gün oldu. Çocuk her şeye rağmen çocuk. Tatilde hoşça vakit geçirmeye, bir şeylerin peşinde koşmaya çalışıyorlar. Ailelerin ise kafası karışık, çocukların tatilini plânlamaya çalışıyorlar. Bazıları anne-babalığı mühendislikle karıştırıp, çocuklara geliştirilmesi gereken ürün muamelesi yapıyor ama olsun o kadar(!)

Bizim çocukluğumuzdaki yaz tatili şöyleydi falan diye bahsetmeyeceğim. Çok istesem de içime atacağım. Yaz tatiliyle ilgili yapılan bir haberin altına yazılan yorumlardan hareketle bir şeyler söylemek farz oldu. Bu tarz yorumlar elbette Türkiye’nin tamamını yansıtmaz. Hâlâ büyük bir çoğunluk yaz tatilinde köyüne gidiyor, çocuklar camide Kuran ve temel dini bilgiler eğitimi alıyor. Ortaokul ve lise döneminde olanlar hem harçlıklarını kazanmak hem de hayata dair bir şeyler öğrenebilmek için işe girip çalışıyorlar. Aynı çocukluğumuzdaki gibi…

Şehirli sözde eğitimli, steril aileler ise çocuklarını pamuklara sarmaya devam ediyorlar. Anne ve babanın birlikte çalıştığı ailede çocuk yaz tatilinde ayak bağıdır. Evde bırakılamaz, her gün işe getirilmez. Öyleyse bir kurs, uğraş bulunup yaz tatilinde de meşgul olması sağlanmalıdır. Bazıları memlekete dedelerinin, ninelerinin yanına gönderilse de günümüzde çocuk olmak gerçekten zor. Rekabet 3-4 yaşından itibaren başlıyor. Çocuklar dershane benzeri sözde kişisel gelişim kurslarına gönderiliyorlar. Okul derslerinin tekrarı, İngilizce eğitimi, bütçenize göre yüzme vb. ekleyebileceğiniz sonu gelmeyen kurslar. Çocuklar uzaktan da olsa korona stresiyle uzun süre eğitim aldı. Bırakın yaz tatilinde bari istediği gibi hareket etsin ama nerde.

Camilerimiz açıldı, hocalarımızdan duyduğumuz kadarıyla eskisi kadar ilgi yok. Korona bazı ailelerin işine geldi. Yapmak istemedikleri her şeye korona bahanesi sunuluyor. Görüşülmek istenmeyen akrabalara, arkadaşlara korona var deyip kenara çekiliyorlar. Bunlara göre okulda bulaşmayan korona camide bulaşabilir. Yaz tatilinde çocuğu camiye göndermek, belli yaşın üzerindekileri çıraklık için işe vermek artık pek normal karşılanmıyor. Ortaokul lise çağı çocukları da günlerini bilgisayar başında, cep telefonuyla ya da arkadaşlarıyla AVM’lerde geçiriyorlar. Oyun oynamak falan artık çocuklar için klişe oldu. 6-7 yaşındaki çocuklar oyuncak ile oynamıyor, tablet-cep telefonuna geçiyorlar. Futbol bile artık sokakta, arsada oynanan bir şey olmaktan çıktı. Halı saha ve piknik alanlarına endekslendi.

Yaz tatili ile ilgili bahsettiğim haberin altına bizim zamanımızda yaz tatili şöyleydi böyleydi yorumlarının yanı sıra çocukların belli mesleklerde çıraklık yapmalarının önemine de değinenler vardı. Bugün iyi eğitim almış, belli başlı mesleği olanlar çocuk yaşta iş tecrübesi kazanmanın kendilerine nasıl değer kattığından bahsediyordu.  Bir de sözde bilinçli veliler var. Küçük yaşta çocuk sanayiye mi gönderilirmiş. Çıraklık deyince akıllarına sadece sanayi geliyor. 12-13 yaşındaki çocuk mahalle esnafının yanına verilir, 16-17 yaşında artık genç diyebileceklerimiz ise pek hâlâ sanayi de iş bulabilir. Maksat çocukların hayata biraz daha farklı bir pencereden bakmaları, iş hayatının zorluğunu görüp okullarına ağırlık vermeleri.

Sözde bilinçli veliler kendi çocuklarını göndermedikleri gibi millete de hakaret ediyorlar. Bir de işin çamur atma boyutu var. Sanayide çocuk dayak yer küfür öğrenirmiş. Camide hocalara güvenilmezmiş(!) Maksat biz göndermiyoruz siz de göndermeyin. Bu kadar pamuklara sarılan çocuğun okul hayatı bitip, gerçek hayatı görünce sudan çıkmış balığa döneceği kesin. Fakat velilerimizin kafası güzel. O zaman da eğitim sistemine, ülke ekonomisine, işsizliğe bağlarlar olur biter. Kendilerinde zerre sorumluluk yok. Aileden tuzu kurulara sözüm yok. Çocuk tatilde kurslarda falan takılsın, özel okullarda okuyup sonrasında aile şirketinde görev alsın. Öte yandan bu kadar imkânınız yoksa bırakın çocuğunuz hayata karışsın. Yaşına göre camiye gitsin, memlekette büyükleri varsa onların yanına. Belli bir yaşın üzerinde, artık çocukluktan çıkmaya başladıysa da ufak tefek bir işin ucundan tutsun. Çocuğunuzla sarımsak dövecek  hâliniz yok ya…

Bırakın çocuklar biraz hayata karışsınlar, ev ve teknolojinin sınırından çıksınlar. Zaman kötü mü elbette kötü. Önemli olan iyi birilerini bulabilmek. Yoksa sırf zaman kötü diye çocuklarımızı fanusun içine hapsettiğimizle kalacağız…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi
SON YAZILAR