Büşra Aksakbağı Ay

Büşra Aksakbağı Ay

Diktatör Kılıçdaroğlu, gençlere bedel ödetmekten vazgeç!

Diktatör Kılıçdaroğlu, gençlere bedel ödetmekten vazgeç!

Süreci ayrı, sonucu ayrı stresli bir halk oylamasından çıktık. Evet, hayır veren herkesin sinirleri laçkalaşmış durumda.

Kavramları karıştırmış durumdayız. Ülkede son yıllarda gündemden düşmeyen iki kelime var; diktatör ve demokrasi..

Diktatörlükten anladığımız ne bizim? Demokrasinin temeli olan seçimle ülkenin başına geçmek mi diktatörlük yoksa sürekli seçim kaybettiği halde koltuğunu asla bırakmamak mı diktatörlük?

Her seçim sonucunda aynı söylemler, oylar çalındı, şaibeli seçim, ülke elden gidiyor, şeriat gelecek..

Yeter, vallahi bıktık. Bu halkın aptal yerine koyulmasından bıktık.

Mühürsüz oylar..

Oy kullandığımız zarflar seçim kurulları tarafından mühürleniyor. Yani, seçim kurulu hata yapıp mühürleme yapmadı diye seçmenin oy hakkı elinden alınamaz. Kaldı ki bu ilk kez karşılaşılan bir durum değil. Daha önce ki seçimlerde de buna benzer durumlar yaşandı. Hem de mühürsüz oy mu kullanılır seçim şaibeli diyen CHP’nin talebi ile yaşandı bu benzer durumlar. Ayrıca mühürsüz olan pusulalar gerçek olup filigran bulunuyor. Yani Türk parası gibi ışığa tutulduğunda YSK’nın ismi beliriyor. Bu nedenle mühürsüz sahte oy olmasının mümkünatı yok. Ve YSK bu kararı aldığında henüz sisteme girilmiş oy yoktu. Yani kullanılan oylarda evet mi hayır mı çoğunlukta henüz belli değildi. İşin en ilginç kısmı ise CHP bunu onayladı. Yenilgiyi baştan kabul eden CHP, bunu koz olarak kullanacaktı. Evet çıkarsa yine manipülasyonlar ile başarısızlığının üstünü örtüp halkı galeyana getirecekti. Ki aynen öyle oldu. Bir de bu oyların 1 buçuk 2 milyon olduğu söylendi. Bu manipülasyon değil düpedüz yalan. YSK mühürsüz oyların 50 bin civarında olduğunu açıklamalarına rağmen bu yalan ısrarla devam ettirildi. Ve sürpriz iptal edilmeyen sandıkların çoğunda Hayır oyu önde çıktı. Yani iptal edilmiş olsa idi Evetin yüzdesi artmış olacaktı. Buna karşılık mühürsüz oylar iptal edilseydi bildiğimiz CHP bu sefer de Hayır oyları iptal edildi diye halkı manipüle edecekti. Kandırılmayı değil, başarıyı isteyin.

Oylar çalındı..

Sandık başında sadece Ak Parti müşahitleri olmuyor. Her partiden müşahit mevcut. Yani asgari 7- 8 bin muhalif müşahit demek. Bunu bilmeyen zaten yoktur. Benim merak ettiğim her seçimde bu kadar muhalif müşahit varken, tek başına olan Ak Parti müşahitti nasıl oy çalabiliyor? Üstelik bir iki sandık da değil iddia edilen onlarca sandıktan bahsediyoruz. Peki, oy çalınırken neden tutanak tutmaz müşahitleriniz? Neden her seferinde seçim sonuçları bekleniyor? CHP Milletvekili Eren Erdem oylama öncesi oy çalamazlar 300 bin kişi nöbette olacağız dedi. Müşahitlerin dışında 300 bin kişi nöbet tutacaksın ve Ak Partili müşahitler oy çalabilecek. İddia ettiğiniz gibi buna rağmen oy çaldırdıysanız zaten size ülke emanet edilmez.. Bunun mümkün olmayacağını bal gibi biliyoruz. Ama kazanamadık yerine, oy çaldılar demek daha kolay geliyor sadece. Üstelik tek başına girdiği seçimde yüzde 51 almış birisine oy çalarak yüzde 51 aldı demek akıl tutulmasıdır.

Şeriat gelecek..

Güç kendilerinde iken ezanı Türkçeleştiren, başörtülülerin okuma hakkını bile elinden alanların bu korkuya kapılmasını anlıyorum. Ama korkmayın.. Başınızda ne diktatör ne de faşist bir yönetim var.

Geçmişe bakarsak gazete manşetlerinin ‘CHP seçim sonuçlarına itiraz etti’ manşetlerini görürüz. Demokrasi argümanını sürekli kullanıp, en çok karşı duran başka bir ideoloji göremezsiniz. CHP’de demokrasiye itiraz kronikleşti.

Kılıçdaroğlu yine hüsrana uğradığı bir seçimde kaybettik deyip koltuğunu bırakmak yerine çamur at izi kalsın politikasına geçti. Referandum öncesi yenilgiyi baştan kabul eden, yüzde 98 bile çıksa tanımayacağız diyen Kılıçdaroğlu bekleneni yaptı; halkı sokağa çıkmaya teşvik etti. Yine, kaybettim deyip koltuğunu bırakmak yerine başarısızlığının bedelini gençlere ödetmeye kalktı.

Siyaseti yapanlarda hal böyle olunca seçmene yansıması da kaçınılmaz oldu..

Bir gün önce birbirinden alışveriş yapan, kahve içen, borç isteyen, yardımına koşan insanların birbirlerine bilenmesine ne demeli. Yapmayalım. Kimse devletinin, bayrağının düşmanı değil. Bizler vatanını seven, aynı evin farklı pencerelerinden bakan insanlarız. İnsanları iyi, kötü diye ayıralım. Evet, hayır dedi, a partili, b partili diye ayırmayalım. Bölünmeyelim. Herkes düşüncesini özgürce söylesin, hakaret etmeyelim, nefret etmeyelim, fitnenin önünü açmayalım.

Rabbim bu zihniyeti, bu ülkenin başına getirmesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Aksakbağı Ay Arşivi
SON YAZILAR