Ömer Kocabaş

Ömer Kocabaş

Her genç kızın rüyası

Her genç kızın rüyası

Geçen zamanla birlikte genç kızların rüyaları da değişmeye başladı. 21. yüzyılda genç kızların hayali dikiş makinesi değil. Gelişen teknoloji ihtiyaç tanımını her geçen gün değiştirmeye devam ediyor. Şimdiki neslin en büyük rüyası robot süpürgeler.

Teknolojiye karşı değilim ama ihtiyacımıza göre teknolojiden yararlanma tarafındayım. Sunulan her yeniliğe çok güzelmiş diyerek balıklama atlamanın bir âlemi yok. Tabi işin içine ihtiyaç gibi bir muğlâk ifade girince istediğiniz yerinden çekip uzatabilirsiniz. 2000’lerin başında cep telefonlarının iyice yaygınlaştığı dönemde liseye başlamayan çocuğa telefon alınmazdı. Şimdi ise üç yaşındakiler telefon istiyor. 10 yaşındaki çocukların kendi telefonları var.

Cep telefonu bile artık mazi oldu. Akıllı telefon kullanmayanı bildiğin dövüyorlar. Belli bir yaşın üzerinde değilsen ve halen aktif olarak çalışıyorsan akıllı cep telefonu kullanmak zorundasın nokta. Salgının ilk evresinde geçtiğimiz yılın temmuz ayında kafama vura vura sonunda bana bile akıllı telefon aldırdılar. Ben ki bundan 6-7 yıl öncesine kadar faturalarını bırakın bankamatiği doğrudan vezneden ödeyen bir adamdım… İnternet üzerinden alışverişe ön yargılı insanlar bile artık market alışverişini sanaldan yapmaya başladı. İyiliği kötülüğü elbette tartışılabilir. Tartışılmayacak tarafı önceden bakkala, markete girerken cebimizdeki paraya bakıp ona göre zaruri ihtiyaçlardan aza doğru bir alışveriş yapılıyordu. Şimdi ise kredi kartının limitine güveniliyor. Yenilen hurmaların etkisi elbette ay sonu kendini gösteriyor.

İlk çıktığında lüks gibi görünen her türlü teknolojik gelişme özellikle ülkemizde çok değil ortalama beş sene içerisinde ayağa düşüyor. Kullandığımız cep telefonlarına, televizyonlara, bilgisayar ve mutfaktaki diğer elektronik aletlere bir bakın. Hepsi neredeyse aldığımız dönemin en iyisi. Çoğunun ömrü ortalama beş yıl. Buzdolabı, çamaşır makinesi bile artık bozulmadan, daha büyüğü, daha fonksiyonlusuyla değiştirilmeye başlandı. Girişteki meselemiz robot süpürgeye dönecek olursak özellikle sosyal medyada paylaşılan saçma sapan videolar yüzünden sıradan vatandaşın gündemine sokuldu. 10 yıldan fazla bir mazisi olmasına rağmen yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlayan bu süpürgeler emin olun yeni evleneceklerin çeyizlerinde kendisine yer bulacaktır. Fiyatları 2 bin ile 8 bin lira arasında değişen süpürgeler çok değil beş yıl içerisinde de her eve girmeye başlar.

Millet olarak evlerimizi elektronik çöplüğüne dönüştürmeyi çok seviyoruz. 90’lı yıllarda elektriklerin sık kesilmesiyle bir ışıldak modası başlamıştı. Temel görevi elektrik kesilince lamba görevi görüp aydınlatma olan cihazları çok sevince kısa sürede binbir fonksiyonluları çıkmıştı. Aynı yıllarda bir de fritöz modası vardı. Emin olun evinizin bodrumunu biraz karıştırın ya da büyüklerinize sorun bunlar bir kenardan çıkar. Bir dönemin lüks simgesi olan bulaşık makinesi falan artık her evin zaruri ihtiyacı oldu. Çok yaşlı değiliz ama şükür 90’ların özellikle ikinci yarısına aklımız eriyor. Yün döşeklerden mekân yaylı yataklara geçmenin şaşkınlığını yaşayıp, sancısını çekmiş insanlar olarak robot süpürge başta olmak üzere teknolojiye ön yargılı olmamız gayet normal karşılanmalı.  

Dikiş makinesi falan artık hikâye oldu. Şimdiki kızlar dikiş makinesini ancak terzilerin kullandığını onun içinde bir operatör sertifika alınması gerektiğini falan sanıyorlar(!) Bırakın dikiş makinesi kullanmayı 30 yaş altında olup el işin yapan, kızları, ev hanımlarını koruma altına almak lazım. Evde her türlü robot var ama el işi yapmaya fırsatları yok. Önceden gezmeye gidildiğinde, akşam dizi izlenirken falan el işi yapılırdı şimdi ise bir yandan sohbet edilip, bir yandan dizi izlenirken nasıl beceriyorlarsa bir yandan da sosyal medyada gezinmeyi başarıyorlar. Lafı fazla uzatmadan robot süpürgesine karşı tavrımızı koyalım ve yaşasın İstanbul süpürgesi diyelim. İstanbul süpürgesi nedir diyen soran bir zahmet araştırsın. O da teknolojik bir gelişmedir. Bugüne bugün çalı süpürgesini mağlup etmiştir.

Bu yazının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün ertesinde yayınlanacağını sonradan fark ettim. Umarım genç kızların, ev hanımlarının gadrine uğramayız(!)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi
SON YAZILAR