İlla ki lazımdır Ebul-Kelam’lar
Mevlana Ebul Kelam 1888 yılında Mekke’de doğdu. Çocukluğunu Arabistan’da geçirip, tahsilini Kahire’de Mehmet Akif’in İslam dünyasının beyni dediği ve bu satırların yazarının dedesinin 32 sene hem okuyup hem müderrislik-Profesörlük- yaptığı Fatimiler tarafından kurulan ve o günden sonra ulema ihraç eden büyük medresede tamamladı.
Mevlana Ebul-Kelam tahsilini tamamladıktan sonra İngiliz küfrünün istilasına uğrayan Hindistan Müslümanlarını – o dönemde Hindistan’la Pakistan ayrılmamışlardı- İngiliz emperyalizminin işgalinden kurtarmak için Hindistan’a göçüp Kalküta şehrine yerleşti.
“El-Hilal” adlı bir dergi yayınlayarak başladı emperyal katille mücadeleye. Sömürü politikalarına karşı çıktığı için dergisi kapatıldı. Durmadı alimimiz, derhal “El-Belağ” dergisini neşre başladı akabinden. Yazıları Hindistan’da emperyalistlere karşı büyük infialler uyandırdı Hind kıtasında. Propagandalarla uyutulan halk yalanları yutmaz oldu ve uyandırdı tüm mazlumları. Tutuklandı birinci cihan harbi yıllarında ve 4 yıl zindanda yattı. Ama Hindistan/Pakistan Müslümanlarını tek vücut tek yumruk yapmayı başardı alimimiz.
KÖY KÖY, CAMİ CAMİ, KASABA KASABA ANLATIP UYANDIRDI UYANDIRDI
Ve 1920 yılının ortalarında “Hindistan Milli Kongresi” ve “Hilafet Cemiyeti” İngiliz hükümetine karşı boykotaj uygulamasını, yani İngilizlerin emrindeki okullara, mahkemelere, hatta meclisi boykot ile terk etmeyi, memurlarına yüz çevirmeyi, İngiliz mallarını kullanmamayı, askerlik yapmamayı, vergi vermemeyi kararlaştırmıştı.
Buna karşılık İngiliz hükümeti bu genel boykotu tesirsiz kılacak sinsi taktiklere başvurdu ise de bilinçlenen Hindistan Müslümanlarına karşı bir tesiri olmadı, katil İngiliz bir netice alamadı. Yapacak başka şeyi kalmayan sömürgeci katil bu kez teröre başvurdu. Zulme başkaldıranları tevkif etti, tutukladı.
Bu terör esnasında dahi Mekkeli alim Mevlana Ebul-Kelam halkı İngiliz idaresine itaat etmemeye hararetle davet ediyordu. Birkaç günde tutuklananların sayısı 50.000’e çıktı. İngiliz köpeği hükümetin bu zalim baskıları da netice vermeyince, zulme başkaldıranların başında gelen Mevlana Ebul-Kelam ı tutuklayarak mahkemeye sevk etti.
EZİLENLERE ÖRNEK, UYANDIRAN MUHTEŞEM SAVUNMA
Mahkeme başladıktan sonra bu büyük-mücahit alimin mahkeme sırasında yüksek bir belagat ve hitabetle yaptığı konuşma, Hindistan/Pakistan’ın kurtuluş mücadelesi ve Müslümanların zalim-kafir idareleri karşısındaki mücadeleleri tarihinde nurlu ve muhteşem bir sayfa olarak tarihe geçmiştir. Ebul-Kelam Ahmet Azad, bu mahkeme sonunda iki yıl hapse mahkum olmuştur.
Mahkumiyetten sonra da Mevlana Ebul-Kelam mücadelesine en mükemmel silah olan basın ve yayınla yani matbuatla devam etmiştir. Hint Müslümanlarına ve ezilen diğer Cezayir, Fas, Tunus Müslümanlarına da örnek-önder olmuş, ışık tutmuştur. Uyandırmaya ve mücadeleye hayatı boyunca aralıksız devam etmiştir.
GANDİ VE NEHRU’ DA EBUL KELAMLA BİR OLUYOR
1923 yılında Hindistan/Pakistan Millet Meclisi Delhi’de olağanüstü toplanarak başkanlığa Mevlana Ebul-Kelam’ı seçti. Gandi ve Nehru’nun en büyük direniş önderleridir kendileri. 1939’da, Kongre başkanlığına kendisini aday göstermelerine çeşitli sebeplerle itiraz etmesine rağmen bazı mecburi zorunluluklardan dolayı bu teklifi kabul etti ve kongreye başkan seçildi. 1940 yılında Hindistan büyük Millet Meclisi O’nu başkanlığa getirdi.
Bu şekilde 2. Dünya Savaşı gibi büyük bir hadise sırasında 390 milyonluk Hindistan’ın Meclis başkanlığı gibi çok ehemm-mühim bir vazifeye seçildi. Vermiş olduğu samimi cihad örneğiyle Hind/Pakistan ülkesinin ve bütün grupların tartışmasız tek lideri haline geldi. Meclis başkanlığı süresince asla işgalci-sömürgeci İngilizlerle uzlaşma politikasına yanaşmadı. Ebul Kelamın bu isabetli politikasıyla Hindistan/Pakistan süratle bağımsızlık kulvarına girdi. Mevlana Ebul-Kelam daha sonraları Maarif bakanı-milli eğitim- olarak İslami eğitim, İslami şuurla yetişecek gençliğin temelini attı.
Dünya tarihine geçen bu eşsiz mücahidin hayatından ve mücadelesinden alacağımız pek çok ders vardır. Rabbimiz anlama kabiliyeti olanlara bizleri de katsın. Amin
Sonraki yazı ünlü Osmanlı müellifi-yazarı Halil Halid inşallah.