Hasan Ukdem

Hasan Ukdem

İnsanı Şarapnelleştiren Modernizm

İnsanı Şarapnelleştiren Modernizm

“Demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. Ve genişlemekte olan, aslında bir şarapnel bulutu. Bu yüzden gökadalar ve her şey birbirinden uzaklaşıyor. Bu yüzden evren her yöne şiddetle ilerliyor. Er ya da geç bir şeylere, bir yerlere çarpmak için. Demek ki Samanyolu ve içindeki güneş ve etrafındaki dünya ve üzerindeki insan ve aklındaki her şey bir şarapnel. Düşüncesi, inancı, duygusu, icadı, hepsi. Demek ki insan insana saplanmak için var. Çünkü öyle olmasaydı... Eğer insana dair her şey gerçekten de bir şarapnel olmasaydı, bundan 40 yıl önce Türkiye-Suriye sınırında kurulu El-Aman mülteci kampındaki o patlama asla yaşanmazdı. Böylece altı günlük bir bebek bir çelik bilye sağanağı altında kalmaz ve o küçük yüzü asla parçalanmazdı. Ama parçalandı. Üç kor misket gömüldü yumruk kadar başına. Biri sol yanağından, diğeri sağ gözünün altından, öbürü de çenesinden girdi etine. Karşılarına çıkan her hücreyi tek tek erittiler ve üç derin alev kuyusu açtılar yüzünde. Demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. Zaten öyle olmasaydı bu kitap olmazdı.”
 
Hakan Günday’ın Zamir adlı romanının ilk paragrafı bu çarpıcı anlatımla başlıyor. Evet bir roman ve bir kurgu bu. Ancak günümüz dünyasına baktığımız zaman hiç de abartmadığını görürüz. Hatta daha feci olayları hatırlar daha kötü manzaraları gözümüzün önüne getirebiliriz. Eğer ben de Günday gibi hiçbir inanca dayanmadan baksaydım dünyaya, bunları görürdüm. Gördüklerinin doğru olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimizi belirttikten sonra yorumunda vardığı çıkarımlara katılmadığımı söylemeliyim.
 
Kuran-ı Kerim’de Allah bizlere şöyle sesleniyor: “Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yarattık.” Allah gökleri ve yeri hikmetli olarak yarattı, size şekil verdi, şeklinizi de güzel yaptı. Dönüş de ancak O’nadır.” Allah’ın en güzel şekilde yarattık dediği insanın bugün geldiği manzarayla bağdaştırmak mümkün değil. İnsanı bir ruh ve bir bedenden yaratan Rabbimiz, bize gökleri ve yeri de hikmetli yarattığını bildiriyor. Günümüzde insanı ruhundan, dünyayı da hikmetinden uzak tutan bir sistem geliştirilmiş durumda. Bütün ruh bilimcilere, psikologlara, metafizikçilere rağmen, hatta onların da yardımıyla insan ruhunun üstü örtülüyor, olduğundan bambaşka bir şey haline getirilerek dünyayı bir cinnet meydanına çeviriyorlar.
 
Dünyanın sınırlarına sığmayan, uzayda hayat var mı yok mu tecessüsüne kapılan, ozon tabakasını delen, dağları yontan ve suları bentlerle çeviren modern insanlar, kâinatın hikmetini de bozduğunu fark etmiyor ya da umursamıyor. İsraf etmeyin, elinizdekileri olmayanlarla paylaşın diyen reçetesine sarılmak yerine, eskilerin deyimi ile, har vurup harman savuruyor ve elinden gelenin üzerinde bir gayretle silahlanma yoluna gidiyor. Kumarın en büyüklerini devletler yapıyor, faizin dolaşımını büyük sistemi götürenler sağlıyor, fuhşa ceza vermek şöyle dursun adeta destekleniyor ve kadın demeden erkek demeden insanın fıtratını bozacak her türlü eyleme göz yumuluyor. Ve kulaktan kulağa korku pompalanıyor, yok dünyanın şu kadar ömrü kaldı, yok küresel ısınma artacak, yok depremler çoğalacak denilerek. Oysa insan dünyanın yakasını bıraksa, dünya bugüne kadar yaşadığından fazla yaşar. Ama modern insan öyle azmetmiş ki kıyameti kendi eliyle koparmak istiyor adeta.
 
 
Yoksa ne insan ne de dünyadaki herhangi bir cisim şarapnel. Şarapnelleri üretenler ruhtan uzak, dinden imandan uzak, insandan uzak olan, dünyayı çekip çevirdiğini sananlardır. Ama unutmasınlar ki onlar da bu dünyada yaşıyor ve ölümsüzlüğü bulsalar bile, o ölümsüzlüğün işlerine yaramayacağını görecekler. Çünkü dünyanın kendisi fani.
 
 
 
 
 
 
BİR YERE KADAR 
 
 
Hataları siler de
Silgi bir yere kadar 
Bitebilir ilerde
Sevgi bir yere kadar
 
 
Alnımızda bir kader
Kâh mutluluk kâh keder
Deseler de yol gider
Hangi bir yere kadar?
 
Sahili var deryanın 
Sonu gelir hülyanın 
Avunduğun dünyanın
Rengi bir yere kadar 
 
 
Usandırma aşığı
O da boşlar maşuğu
Kapar bir gün ışığı
İlgi bir yere kadar
 
 
Zaman ömrü törpüler 
Sona gelir öyküler 
Ölümsüz mü köprüler?
Sengi bir yere kadar 
 
 
Firavunla Musa'nın 
Kavmi ile İsa'nın
Şu hayatla insanın 
Cengi bir yere kadar 
 
 
Gönül aşk-ı elemde 
Rüya yorar kalemde
Fani olan alemde 
Bengi bir yere kadar
 
 
 
Sevgiyle kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Ukdem Arşivi
SON YAZILAR