İzmir Barosu! Hadi Ordan, Haddini Bileceksin!
Neyzen Tevfik’in; "Geldikleri gibi gitmediler; kimi itini bıraktı, kimi bitini. Kimi de p..ini bıraktı!.. Yoksa bu kadar şerefsizin bizden olması mümkün değil!" dediği bir Türkiye’de yaşıyoruz. Hani Yunan’ı denize dökmüştük! Yok, abi dökemediklerimizin sesi çıkmaya başladı.
Kemalist sistemin amansız savunucuları, Batıdan devşirme hukukun yerli jandarması, kendi değerlerine düşman, düşmanın değerlerine hayran İzmir barosunun palyaçoları “Diyaneti uyarıyoruz” diyerek ferman buyurmuş. Hadi ordan! Sen kim oluyorsun ki Diyanet’i uyarma görevini kendinde görüyorsun? Önce haddini bileceksin. Müslüman mahallesinde salyangoz satıp, köpeksiz köyde değneksiz gezerek sokak fedailiğine soyunmayacaksın.
15 Ağustos 2025 Cuma hutbesinde diyanet şunları haykırmış: “Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır.”
Evet, denilenler bunlar. Diyanet bu İslamî gerçekleri söylerken, ağzı şarap kokan siz laik kemalistlerden icazet mi alacaktı? İslam’ı Diyanet’e, siz sarhoşlar mı öğreteceksiniz? Hem de hutbede, Müslüman erkek ve Müslüman kadınlara sesleniyor. Size ne! Niye üstünüze alınıyorsunuz? Onlar Müslümanları ilgilendirir. “Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize.” Bu arada Diyanet’i tebrik ediyoruz. Doğru yoldadır. “İt ürür, kervan yürür” diyerek yoluna devam etsin.
Diyanetin haykırdığı bu İslamî hakikatler karşısında çılgına dönen bu barocular ne demişler? “Söz konusu beyanlar, hukuka aykırı olduğu gibi en temel ilkelerden biri olan eşitlik ilkesinin açıkça ihlali niteliğindedir. Söz konusu hukuka aykırılığın, Devlet tüzel kişiliğinin bir parçası olan Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılması ise kesinlikle kabul edilemez. Anayasa’nın eşitlik ilkesi, Medeni Kanun’un açık hükümleri ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerle kadın-erkek eşitliği hukuki olarak güvence altına alınmıştır. Buna rağmen, toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı dini veya geleneksel yorumların meşrulaştırılması, siyasi iktidarın cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına ilişkin uluslararası yükümlülüklerine tamamen aykırıdır.” Breh… Breh… Breh…
Hangi hukuktan bahsediyorsunuz? Muhalif Milletvekillerinin evlerine polis dikip meclise gitmelerini engelleyerek 500 milletvekilli meclisin 180 milletvekiliyle seçtirdiğiniz ve 18 sene hiç seçim yaptırmamış, halkın bir defa olsun onayını almamış, sözüm ona cumhuriyetin bânisi- ilk cumhurbaşkanının ilan ettiği cumhursuz cumhuriyet döneminde jandarma dipçiği ile Batıdan devşirdiğiniz hukuktan mı bahsediyorsunuz?
Baskı, zulüm, darağacı, jandarma dipçiği ile halka rağmen dayattığınız devrimlerin hangisi hukuki? Harf inkılabı yaparken, Şer’î hukuku kaldırırken, Kur’an öğretimini yasaklarken, camileri ahıra çevirirken, millete şapka giydirirken, tatil günlerini belirlerken, hangisinde referandum yaparak halkın onayını aldınız?
İslam’a karşı savaş açarak baskıyla kurduğunuz bu gecekondu devletinin ilanihaye devam edeceğini mi zannediyorsunuz?
Bu hutbeden dolayı ben sizin karın ağrınızı biliyorum. Hutbe Nisa suresi 11 ve 12’inci ayetlerde dile getirilen miras taksimine uyulmasını, karşılıklı rıza olmadan kadınların bu ayete muhalif davranmasının kul hakkı olduğu çağrısı, küfürden beslenen sizin laik kafanıza yatmadı. Hemen eşitlik çığırtkanlığı yaptınız. Eşitlik ayrı, adalet ayrıdır. Allah, hükümlerinde adaleti gözetir. Miras hukuku sadece taksimle ele alınmaz, Allah’ın erkeklere verdiği nafaka sorumluluğu ile beraber değerlendirilir. Siz rakama takıyor, erkeklere yüklenen nafaka sorumluluğunu görmek istemiyorsunuz. Şeriat bir bütündür, cımbızla bir hükmü çekip o hükümle ilgili diğer sorumluluk gerektiren hükümleri yok sayarak meseleler ele alınmaz. Buna da sizin laiklikten beslenen aklınız ermez. Bunu anlamanız için aklınızın vahiyden beslenmesi gerekir.
Hani sizin de çok sevdiğiniz Uğur Mumcu bir mizah dergisinden naklen; “Türk vatandaşı; İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemeleri usulü yasasına göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir” demişti. Sizin hararetle sahiplendiğiniz devşirme kanunlar, işte böyle acube bir Türk vatandaşı tipi üretti. Ama İslam’ı bu milletin kalbinden söküp atamadı. Allah’ın izniyle atamazsınız da… Sizin dedeleriniz Ebu Cehiller de İslam’ı yok etme planları kurdu ama başaramadı. Siz de başaramayacaksınız.
Allah’ın Kur’an’da koyduğu hükümler kıyamete kadar bakidir. Çünkü Kur’an son kitaptır. Müslümanların hayat rehberidir. Korunması Allah tarafından üstlenilmiş mukaddes bir kitaptır. Ama sizin silah zoruyla kurduğunuz laik gecekondu devletiniz ve devşirme laik hukukunuz bâki değil fanidir. Lime lime dökülüyor. Allah’ın izniyle bir gün tarihin çöplüğünü boylayacaktır. Eski Türkiye’de yapabildiklerinizi yapabiliyor musunuz? Yeni Türkiye’ye, yeni Diyanet’e alışacaksınız. Allah’ın izniyle daha iyisi de nasip olacak ve bu millet siz laik-kemalistlerin gasp etiği haklarını birer birer alarak özüne dönecektir. Anadolu İrfanı size geçit vermeyecektir. Hapursanız da köpürseniz de!!!
Ey gırtlağına kadar, İzmir Belediyesinin temizleyemediği pisliğe gömülmüş İzmir’in laik-kemalistlerinden oluşan barocuları! İzmir’in pisliği gözünüzü o kadar bürümüş ki, kafanızı bu pislikten çıkarıp da tertemiz suyla gözlerinizi yıkayamadığınız için hakkı görmekte zorlanıyorsunuz. Dinî bir müesseseden gelen Şeri değerlere, alerjiniz olduğu için bilinçsizce tepki gösteriyorsunuz. Güya kendinizde güç vehmederek parmak sallıyorsunuz. Eğer İslamî değerlere saldırarak namussuz ve şerefsizlerin safında yer alacaksanız unutmayın ki, artık bu millet en az namussuz ve şerefsizlerin cesareti kadar cesaretlerini ortaya koymaktadır. 15 Temmuz Fetö kalkışmasına karşı gösterilen cesurluk size de ders olsun! Artık Türkiye eski Türkiye değildir. Ayağınızı ona göre denk alın. Mukaddes değerlerimize hakaret etmeden kendi küfrünüzde istediğiniz kadar tepinin. O sizin tercihinizdir. Bizden size zarar gelmez. Ama bizim değerlerimize, Şeriatımıza, Kur’an’ımıza dokunmayın. Yetti artık!!!
