Doç. Dr. Ömer Akdağ

Doç. Dr. Ömer Akdağ

Kalite

Kalite

Sıkça "insanın kalitesi kavgada belli olur" diyorum. Bilirsiniz ki, kavgada dayak yemek de var dayak atmak da var. Burada mühim olan dövmek veya dövülmek değildir.

Önemli olan duruş sergilemektir.

Duruş o kadar önemlidir ki, galip olsan da mağlup olsan da neticeyi o tayin eder.

Yine bilirsiniz ki galip olmak veya mağlup olmak izafi meselelerdir.

Karşınızdakiler orantısız bir kuvvete sahip olabilirler. Bu durumda mağlubiyet kaçınılmazdır.

Veya siz çok kuvvetlisinizdir. Bu kuvvet, teknolojik bir husus olabildiği gibi lojistik ya da istihbarat vs olabilir.

Bütün bunlar insanın kalitesini tayin etmez.

İnsanın Kalitesini Tayin Eden Temel Unsur; İnsanî Duruştur....

Tıpkı Fatih Sultan Mehmed'in 29 Mayıs 1453 Salı günü İstanbul'a girdiğinde ayaklarına kapanan patrikle Hristiyan halka "serbestsiniz" demesi gibi....

Güçlü olduğunuz zamanda kendinizi frenlemeniz insanın kalitesini ortaya koyar.

Zayıf olduğunuz zamanlarda gerçekleri söyleyebilmeniz de sizin kalitenizi tayin eder.

Egonuzu tatmin etmek bir güç göstergesi değil zayıflık işaretidir.

Bizim kadim kültürümüzde batılı toplumlarda olduğu gibi "Roma’yı yakarak" güç göstergesi ortaya koymak yoktur.

Türk-İslam ananesinde yakmak ve yıkmak değil inşa etmek vardır.

İstanbul fethedildikten sonra asıl kimliğine kavuşmuştur.

İstanbul'u asıl kimliğinden çıkarmaya yeltenenler, fethin nişanesi olan Ayasofya'yı cami halinden çıkaranlar tarih önünde hesap vereceklerdir.

Nitekim vermektedirler.....

Bu âlemde hiç kimsenin yaptığı yanına kâr olarak kalmayacaktır.

Herkes hesap verecektir.

Kaliteli insan hesap verebilen insandır.

Gücünü kontrol edebilen insan, insan-ı hakikidir.

Tıpkı kontrolsüz gücün güç olmadığı gibi.....

 

HALEP

Deniz Baykal "Halep sünni şehridir" dediği için "mezhepçilik" yaptığı gerekçesiyle ihraç edilecekmiş.

Halep'in ehli sünnet olduğu ifadesi CHP'nin tüzüğüne aykırıymış.

Öyle anlaşılıyor ki, bu parti müzmin muhalefet olmaya karar vermiş.

Türk milletinin kahir ekseriyetinin Ehli sünnet olduğunu Deniz Baykal'ı ihraç etmek isteyen CHP'liler ya bilmiyor veya laiklik arızasından dolayı bilmek istemiyor.

Bu bir tercih meselesidir.

Ümit ederiz resim meselesini çözmüş olmalılar.

Yoksa resim meselesi çözülmemişse bu "ehli sünnet" konusu tuz biber olur.

FARZ

Sabri Ülgener "İslam'in ilk çağında halka asgari farzlar yüklenmiştir" demiş.

Ne demek bu?

Yani İslam'ın sonraki çağlarında halka azami farzlar mı yüklenmiş oluyor?

ibadetlerde "asgari ve azami" kavramları ifade edilirken hangi kıstaslar dikkate alınıyor.

Farzlar vahiy ile teşekkül eder ve vahye sadece peygamberler muhataptır.

Ülgener hangi vasıf ve perspektifle farzların "asgariliğinden" söz ediyor.

Her önüne gelen dini konularda ahkam kesiyor bizim memlekette.

Herhalde Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde Türkçe ibadetçilerin vehim artıkları olmalı bunlar.

Bir kısım ilahiyatçılar zaman zaman bu martavalları köpürtmektedirler.

Geçenlerde birisi Hz. Adem'in babası olduğu yönünde bir saçmalığı gündeme taşımış,

Şimdilerde pek piyasada görünmeyen ama bir ara "tavuktan kurban" olur diyen ilahiyatçılar gördük.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Ömer Akdağ Arşivi

YAZI

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:01

DUA

19 Aralık 2016 Pazartesi 09:04
SON YAZILAR