Hakan Bahçeci

Hakan Bahçeci

Kim Gülüyor Halimize?

Kim Gülüyor Halimize?

Ne çok iddia var gün yüzü görmemiş değil mi? Bu taraftaki diğer taraftakini yolsuzlukla, demokratik olmamakla, tek başınalık yapmakla suçluyor, diğer taraf ihanete uğradığını, emanete ihanet edildiğini, başka odaklarla iş tutulduğunu belgeliyor.

 

            Konuyla ilgilenen iki kişi bir araya gelir gelmez tartışmaya ve bin bir iddia dillendirmeye başlıyor. Köy kahvesinde geçen konuşmanın içeriği de aynı, Ankara’da Kızılay’da geçen konuşmanın da. Daha önce söylediğim gibi, sistem aynı kaynaktan beslenen ve aynı gemide yer alan iki camiayı birbirine düşürmüştür.

 

            Köy kahvesinde konuşulanlardan çok daha derinde farklı hesaplar ve oyunlar olduğu ayan beyan ortada. Kim hangi patronla iş tutuyor, sisli de olsa ortalık, seçilmiyor değil. Para yoksa pazarlık da yok, bunu fark etmiş hizmet anlaşılan.

 

            Sıklıkla dile getirdiğim dünya sistemi; şu üç enstrümanı, kendi varlıklarının başat aktörü olarak görür; ekonomi, teknoloji, enerji bu sacayağının temelidir. Kimi zaman bu üçlü hakkında ihtilafa düşseler, hatta savaş bile tutsalar menfaatleri ve sistemin bekası için asla bu sacayağını yerinden oynatmazlar.

 

            Türkiye’de elliyi aşkın banka faaliyet gösteriyor, bunların yarıdan fazlası yüzde yüz yabancı sermaye ile kurulmuş durumda. Bu bilgi 2013 Haziranında mecliste Ali Babacan tarafından verilmişti. Ekonomi okumadım ama hiçbir yatırımcının zarar edeceği bir yere dükkân açmayacağını biliyorum. Yabancı sermaye zararlı yararlı tartışması değil dediğim, parayı kontrol edebilme manevrasıdır kastım.

 

            İstanbul Borsasında işlem gören hisselerin üçte ikisi iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar kişinin kontrolü altında. Yani isimlerini sayabileceğin on kişi, bu on kişi neden kâr etmek için organize yapmasın? Yine borsanın büyük bölümü yabancı sermaye ile doğrudan bağlantılı. Yabancı yatırımcılar Türkiye’nin en önemli şirketlerinin neredeyse yüzde 80’ini ellerinde bulunduruyor. Bu hisselere yerli yatırımcı pahalı diye ilgi göstermiyor.

 

            Hani şu meşhur kola markasının dünyanın en kıymetli ilk beş markasından biri olduğunu bilmeyen yok. Bu markanın yıllık cirosu milyar dolarla ölçülüyor. Önümüzdeki on yılın hedefi iki yüz milyar dolarmış ceolarına göre. “Ceo’da nasıl bir şeyse?”

 

Bu küçük ama çemberi büyük örnekleri niye verdik? Para yoksa köfte yok. Paranın olması yetmiyor, asıl mesele dünyanın en dip köşesinde bile olsa para ile ilgili bir iş varsa onu gözetebilmek, kendi cüzdanına yönlendirebilmek.

 

            Hizmetten girip nasıl da kolaya getirdim lafı değil mi? Cemaatin temas kurduğu oluşumlara bakınca, çok daha büyük parasal organizelerin içine girdiğini kestirmek zor değil. “Uganda’da neden okul açmış, biliyor musun?” diye sordu geçenlerde bir meslektaşım. Hayrına olmadığı kesin dedim.

 

            Şimdi başlıkta sorduğum soruya cevap vereyim, sizi bu organizeye dininizi de kullanarak sokmayı başaran kimse o gülüyor bize de?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi
SON YAZILAR