Erdal Arslan

Erdal Arslan

Kimden yanayız!

Kimden yanayız!

İmanlı ve aynı zamanda ülkesinin sevdalısı olan bizler, kendimiz gibi Milletimizin de 14 Mayıs Seçimlerini ülkesi ve inananlar için bir “kader seçimi” olarak gördüğünü düşünmekteyiz.

Önümüzdeki bu büyük mücadeleyi kazanmak için, bugünden itibaren ortaya konacak proje ve söylemlerden çok, gerçek tavır ve tutumların ne olduğu ve neleri içerdiğini bilmenin önemli olduğu düşünüyoruz.

Kişilerin söylevlerinden ziyade geçmişleri ve geçmişte yaptıklarının geleceklerinin aynası olacağı unutulmamalıdır. Atalarımızın “Katranı kaynattım olmadı şeker, cinsine …….. cinsine çeker, sözü hafızamızda olmalıdır.

Bu durumun istisnası yok mudur? Vardır tabi ama onlarda zaten icraatları ile ülke menfaatleri yerine kişisel menfaatleri terk etmeleri ile geçmiş hatalarını telafi etme çabaları ile belli olur.

Yoksa seçimler bitsin, hele biz bir seçilelim, o zaman görürsünüz anlayışına sahip olanlar ile değil.

Açık seçik kim kiminle yürüyor “Ona” bakın,

Kim kiminle taraf “Ona” bakın,

Amaca ulaşmak için her türlü yolu meşru gören siyasetçileri iyi tanıyın.

Birliktelikleri inanç ve kader birliği haline gelenler ile seçime kadar birlikteyiz diyenleri aynı kategoride görmeyin.

Ülkemizin kaybedecek zamanı yok. Köhnemiş, ilkesiz ve seviyesiz siyasi anlayışların yuvası haline gelmiş olan koalisyon sistemleri ile ülkemize yıllar kaybettiren eskimiş sistemlere dönmeyi yenilik olarak görenlere ya da göstermeye çalışanlara aldanmayın.

“Önce ülkem, sonra partim, sonra ben” anlayışını siyasi faaliyetlerinin her alanına nüfûz ettirmiş partiler ile kumar masasında iyi blöf yaparak kazananları aynı kefeye koymayın.

Ülkemizin ve halkımızın geleceğini düşünen her partinin bu seçimlerde dürüstçe kendini ifade ederek sürece dahil olması gerekir. İçten pazarlıklar ile seçimler geçsin sonrasına bakarız anlayışı ile ülkemizi kaosa götürme sürecine dahil olmaması gerekir.

Ülkemiz’de katılımcı siyasi kültürün ve siyasi ahlâkın gelişerek pekişmesi ancak böyle mümkün olur.

Hele terör ile alakası ve ilgisi olan ya da en ufak şüphe unsurunu taşıyan ya da taşıyanları bünyesinde bulunduran sözde siyasi partilerin ne seçimlere sokulması ne de aldıkları oyların değerlendirmeye tabi tutulmaması gerekir.

Seçimler sonrası bu temizliğin de ivedilikle yapılması gerekir.

Sen kendi Meclisin de dahil, kamu kurumlarında bunların bulunmasına imkân tanıyacaksın sonra da yabancı ülkelere siz niye bunları kaale alıyorsunuz diyeceksin.

Olamaz böyle bir şey…

Önce biz Meclis başta olmak üzere tüm kamu kurumlarından terör ve terör ile iltisaklı kim var ise onları söküp atmalıyız. Bunun adı demokrasi falan olamaz. Bir insan kendi yaşadığı ülkeye hainlik yapamaz, yapar ise de yaşayamaz.

Bu hainliklere demokrasi ve milli irade adına sahip çıkanları ya da çıkmaya çalışanları da aynı kategoride değerlendirmeye almak gerekir. Sosyal barış, istikrar ve geleceğe güvenle bakabilmek, milli çıkarlarının ve onurunun korunması ancak bunlara gereken yapılırsa sağlanabilir.

Seçim sürecinin sonlarına geldiğimiz şu zamanda kendinde keramet gören aymazlar, utanmazlar var.

Ülkemiz‘de kardeşliğin, barışın, karşılıklı anlayış ve hoşgörünün hâkim olması, demokratik hukuk devletinin standardının yükseltilmesi, milletimizin her mensubunun refah ve mutluluk içinde yaşaması bu ülkeye her aşamada sadık siyasetçi ve yöneticiler ile olur.

Yoksa desteği dışarda yabacı ülkelerden içerde hainlerden bulmaya çalışanlar ile olmaz, olamaz.

Her zaman yabancı devlet ya da milletler arasında değişmeyen ve geçerliliğini koruyan en önemli olgu, devletler arasındaki mücadeledir. Bu gerçek, günümüzde teknolojik gelişmeleri ve hibrit savaşları da içerisine alarak etkinliği artırmaktadır.

Bu sebeple, sanayileşme sürecinde ciddi ilerleme sağlamış; kendi silahlarını ve savunma sistemlerini kara, hava, deniz unsurlarında üretmeyi başaran bir ülke bir Türkiye istemeyen yabacılar kimi destekliyor ise onun karşısında yer alan birlikteliği desteklemek gerekir.

Yabancının desteklediği bir yapının ülkesine ve milletine faydası olmaz. Kimse kimseyi de babasının hayrına desteklemez.

Ha karındaş Türk Cumhuriyetlerimiz ya da İslam Kardeşi ülkelerimiz bunlar istisna olabilir. Lakin bunlar bile ortak fayda kavramında bir araya gelirler. Buradaki teselli, kazan kazan anlayışıdır. Ama, yabacıların desteğinde kazan kazan yoktur. Bu noktada bunlardan medet ummak, aleni ahmaklıktır.

Onun için seçimlerde kiminle olduğumuza, kime destek olduğumuza dikkat etmeliyiz.

Yazacak çok, söyleyecek çok şey var…

Ama öbür taraftan aslında konuşacak hiçbir şey YOK.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erdal Arslan Arşivi
SON YAZILAR