Hasan Ukdem

Hasan Ukdem

Sevgiyle yaşamak

Sevgiyle yaşamak

Kalbinde sevgi olmayanın imanı, irfanı, ilhamı olmaz. Sevgi, bütün yolların maksudu, bütün işlerin verimi, bütün insanlığın iyilik potansiyelidir. İmanı, irfanı, ilhamı olmayanın ise insanlığının içi boşalmış demektir. İster bir okulda, isterse hayatın içinde olsun bir insan kendini yetiştirmelidir. Bu işin başı da sevgidir.

90’lı yıllardı, bir televizyon programı olan Gönül Dostları’na çağrılmıştım. Kıymetli üstatlarım Nevzat Küçükerdoğan ve Yalçın Dikilitaş ile birlikte olmuştuk. (maalesef ikisi de aramızda değiller artık.) programın bitiminde seyirciye veda ederken dudaklarımdan şu iki cümle dökülüvermişti: Sevgiyle kalın. Hayır, hiçbir yerde duymamıştım daha önce. Belki ortamın havasından, belki okunan şiirlerin oluşturduğu iklimden doğmuştu, bilemiyorum. O günden sonra bu tarz vedalarımda hep bu cümleyi kurdum: Sevgiyle kalın. Altı yıldır gazete yazıları yazıyorum ve hep aynı cümleyle bitiriyorum bu yazılarımı da.

İnsan ne iş yaparsa yapsın, nasıl bir durumda olursa olsun içinde sevgisini daima diri tutmalı. Sevgisiz yapılan işin, yaşanan zamanın getirisi yüz güldürmez, verimi alil, sonucu kısır olur. Sevgidir imanımızı yeşerten, irfanımızı besleyen, ilhamımızı var eden. Nisan ayı geldi, bahar şehrin her yerinde kendini gösteriyor. Her ne kadar betonlaşsa da şehrimiz, o bir çatlaktan boy verip varlığını insanların gözlerine sunuyor, gönüllerine işliyor. Baharın ellerinde açan çiçeklere, çiçeklerin renklerine, kokularına doğru yürümemiz, onları fark etmemizin ve içimizi, tıpkı bu bahar gibi temize çekip sonsuz bir sevgiyle doldurmamızın gerektiğine inanıyorum.

Yağmurlar, karlar, mevsimler hatta bayramlar bu yüzdendir diye düşünüyorum, bizi yenilemek, bize taze bir ruh kazandırmak içindir. Ramazana, bayrama, bahara gönlümüzün kapılarını açmak, onları kendi anlamları içinde yaşamak, hayatın renklerini gönlümüzün göğüne gökkuşağı eylemektir bizi diri tutacak olan belki de. Biliyorum yaşadığımız çağ çok hızlı, çok kirli ve çok dayatmacı. İşte tam da bu sebeple sevgi bize lazım. Bu karanlığı örtecek, yok edecek tek şey umudun içine yerleştireceğimiz sevgidir. Sevgiyi, yumuşak huylu bellemeyin yine de. Rabbini seven mümin O’nun için savaşmayı da bilir. İyinin, doğrunun, hakikatin yoluna çıkacak her türlü zulmü bertaraf edecek dirayeti göstermeye gücü yeten bir sevgiden söz ediyorum. Bu sevgide azim, bu sevgide adalet, bu sevgide imanın ılıman iklimi vardır.

Her şeyin aşırısı nasıl zararlı ise sevginin aşırısı da zararlıdır. Vasatı aşmamamız gereken alanların başında sevgi gelir. Aşkınlık hem aşığa hem maşuğa ziyandır. Tagore’nin şu şiiri bu konuda bir izah mesabesindedir:

Lamba neden söndü?

Onu rüzgârdan korumak için cübbemle örttüm;

İşte bu yüzden söndü…

Çiçek neden soldu?

Onu aceleci bir sevgiyle bağrıma bastım;

İşte bu yüzden soldu…

Nehir neden kurudu?

Yalnız kendim kullanayım diye, bir yerine bent yaptım;

İşte bu yüzden kurudu…

Rübabın teli neden koptu?

Onun gücünü aşan bir nağmeyi üzerinde zorlamaya çalıştım;

İşte bu yüzden koptu…

Günümüzde sevgi de diğer pek çok şeyde olduğu gibi bendinden taşırıldı. Artık sevgi tehlikeli bir silah kadar korkunçlaşabiliyor. Gerçek sevgide âşık sevgilisini gül yaprağı ile bile yaralamak istemezken, bugün sevgilisini katledenlerden geçilmiyor. Sahiplenme duygusu insanı tehlikeli sulara götürüyor. Elbette sevgide sadık olmak gerekir. Elbette el ele çıkılan yol, el ele devam etmelidir. Elbette ortak kurulmuş bir dünyanın sınırları ihlal edilmemelidir. Ancak sevgi zorla olamayacak şeylerin en başında gelir. Bir ihlal var ise onu hayattan çıkarmayı değil, hayatından çıkarmayı seçmeli insan. Sevgi bazen sevgilisiz yaşamayı gerektirebilir. Âşık için bu da bir nimettir sonuçta. Ataol Behramoğlu her ne kadar aşk iki kişiliktir dese de bence aşk tek kişiliktir.

İnsan kıvamına ermeli

Sevda, o zaman sevda olur

Yoksa ne erkekliktir ne dişiliktir

Seven sevilecek diye bir şey yok ki

Aşk, tek kişiliktir

Birbirini yer kavuşanlar ilkin

Ardından aşkı telef ederler

Kalburla su taşınmaz sözü gerçektir

Susuzluğu göze alan girer çöle

Aşk, tek kişiliktir

Yârin teşbihi olmaz

Hayal, rüya, düş, serap

Sevgiliye koşulan şirktir

Özlemin içinde yalnızdır seven

Aşk, tek kişiliktir

Güneşin evrende gezdiği gibi

Canan da oda değiştirir kalpte

Can ise hasretini biriktirir

Yüreğinden çıkmayanla nasıl kavuşulur?

Aşk, tek kişiliktir

Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Ukdem Arşivi
SON YAZILAR