Şerife Oktar

Şerife Oktar

Kitabım Kur’an 5

Kitabım Kur’an 5

Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla

12.Yusuf

 3. âyette Hz. Peygamber’e hitap edilerek kendisine daha önce bilmediği “ahsen-i kasas”ın anlatılacağı ifade edilir. Müfessirler bu terkibe “geçmiş zamanlarda vuku bulmuş en güzel olaylar bütünü” veya “geçmişte cereyan etmiş bir olayın en güzel şekilde anlatılması” mânasını vermiş, Ebû Mansûr el-Mâtürîdî ahsen-i kasası “en doğru kıssa” diye yorumlamıştır (Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân, VII, 269).

Şehâbeddin el-Âlûsî, Yusuf kıssasının en güzel oluşunu şöyle açıklar: Kıssa haset edenle edilen, efendi ile köle, şahitle hakkında şehâdet edilen, âşıkla mâşuk, hapiste kalanla serbest bırakılan, bollukla kıtlık, günahla bağışlanma, ayrılıkla vuslat, hastalıkla sıhhat, zilletle izzet gibi zıtlıklar içermekte.  Hasedin mahrumiyet doğurduğu, sabrın kurtuluşun anahtarı olduğu, aklın duygulara galip gelmesinin hayatın düzenini sağladığı bildirilmektedir.

Resûl-i Ekrem’den rivayet edilen bir hadiste Yusuf’un kendisinin, babası Yakub’un, onun babası İshak’ın ve onun babası İbrahim’in asil ve kerim insanlar olduğu ifade edildikten sonra şöyle buyurulur: “Yusuf’un hapiste kaldığı süre kadar ben hapiste kalsaydım oradan çıkma emrini getiren kişiye hemen icâbet ederdim.” Resûlullah bu sözünün ardından şu meâldeki âyeti okur: “Elçi Yusuf’a gelince o dedi ki, ‘Efendine dön ve ona ellerini kesen kadınların zoru neydi?’ diye sor” (Yusuf 12/50; Müsned, II, 326; Buhârî, “Tefsîr”, 12/1, 5; Tirmizî, “Tefsîr”, 12/1). Mecdüddin İbnü’l-Esîr, Yusuf’un asil oluşunu nübüvveti, ilmi, güzelliği, iffeti, iyi ahlâkı, adaleti, dünyevî ve dinî riyâsetin kendisinde toplanmasıyla açıklamıştır.

Yusuf kıssası pek çoğumuz tarafından bilindiği için yazımda kıssaya yer vermedim. Bu sureye tefsirlerde özel bir yer verilmiş, hakkında müstakil kitaplar ve makaleler yazılmış, tezler hazırlanmıştır.

Ayrıca Yusuf 92.ayette belirtilen “Bugün size sorgulama ve kınama yoktur. Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir”  ayetini Hz. Peygamber Efendimiz, Mekke’nin fethi sırasında söylemiştir.

*“Ben nefsimi temize çıkarmıyorum, çünkü nefis Rabbimin acıyıp korudukları müstesna alabildiğine kötülüğü emreder. Şüphe yok ki Rabbim çok bağışlayan ve çok merhamet edendir” Yusuf/ 53

13.Rad: Gök gürültüsü

 Surede, Allah’ın varlığına, birliğine ve kudretine dair çeşitli delillerin öne çıkarılması ve Hz. Peygamber’i Mekkeli müşriklerin baskılarına karşı teselli eden bir üslûbun hâkim olması, surenin Resûlullah’ın amcası Ebû Tâlib ile hanımı Hz. Hatice’nin vefatından sonra müşriklerin eziyetlerinin arttığı dönemde nâzil olma ihtimalini kuvvetlendirmektedir.

*İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar. Gök gürültüsü de Allah’ı tesbih etmektedir. Rad/290

Günümüzdeki sorunlara ilaç niteliğindeki ayeti de paylaşmak istiyorum.

*Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur. Rad/11

14.İbrahim

İsmini, Mekke’nin güvenliği ve orada oturanların iyiliği için dua eden Hz. İbrahim’den alır (âyet 35).

Kaynaklarda nüzûl sebebiyle ilgili herhangi bir olaydan söz edilmiyorsa da üslûp ve muhtevasından anlaşıldığına göre sure, Mekke müşriklerinin Hz. Peygamber’e ve ona inananlara karşı sürdüregeldikleri baskıların yoğunlaştığı bir dönemde, hicrete yakın günlerde inmiştir.

Sure içinde namazı sürekli olarak kılmayı hatırlatan (âyet 31) ve Hz. İbrahim’in hem kendisi hem de zürriyeti için namaz kılmakla ilgili duasını (âyet 40) ihtiva eden âyetlerin bulunması bu surenin hicretten kısa bir süre önce vuku bulan miraç olayından, yani beş vakit namazın farz kılınmasından sonra nâzil olduğunu gösterir. Sure ile ilgili bütün rivayetler de bunu destekler mahiyettedir.

*“Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” İbrahim/40

Bu haftaki yazımızı Hz. İbrahim’in duasıyla bitirelim: “Rabbimiz! Hesapların görüleceği günde beni, ana-babamı ve bütün müminleri bağışla”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şerife Oktar Arşivi
SON YAZILAR