Doç. Dr. Erdal Arslan

Doç. Dr. Erdal Arslan

NEDEN DOĞU AKDENİZDELER?

NEDEN DOĞU AKDENİZDELER?

Suriye’nin Lazkiye bölgesinde Himeymimde hava üssü ve Tartus’ta da deniz üssü bulunan Rusya’nın Doğu Akdeniz’de binlerce kilometrelik menzile sahip denizaltı-savar ile birlikte Admiral Grigorovich ile Admiral Essen firkateynlerinin yanında 40 savaş gemisi bulunuyor.
 
ABD’nin Akdeniz’de sürekli bulunan 6.filosunun yanında güncel olarak Doğu Akdeniz bölgesinde ise 6 savaş Gemisi Destroyer dediklerimizden, 1 adet Savaş Gemisi USNS Carson City T-EPF-7 cinsi, 4 denizaltı, USS Porter ve USS Donald Cook firkateynlerinin yanı sıra kruz füzesi, B-2 bombardıman uçakları ile yüzlerce Tomahawks füzesi taşıyan USS Harry S Truman adındaki Uçak Gemisi bulunuyor.
 
İngiltere’nin zaten Kıbrıs Rum kesiminde önemli bir askeri üssü bulunuyor. Burada saldırı ve keşif özelliği olan Tornado GR4s uçakları ile 10 adet Typhoon savaş jeti bulunuyor. Ayrıca konumları gizli tutulan saldırı ve akıllı denizaltıları ile HMS Duncan savaş gemisi de yine Doğu Akdeniz’de yerini almış vaziyette.
 
Fransa’nın Rafael savaş uçakları ile yüklü 1 uçak gemisi, 2 muhrip gemi, 1 fırkateyn ve 1 istihbarat gemisi olmak üzere Doğu Akdeniz’de 5 gemisi bulunuyor.
 
İtalya’nın ise 1 fırkateyn ve 2 denizaltı ile yine Doğu Akdenizde varlığını sürdürdüğünü görüyoruz.
 
Çin ise son teknolojiler ile donattığı iki savaş gemisini Doğu Akdenizde bulunduruyor.
 
Belçika, İspanya, Kanada, Portekiz, Yunanistan ve Hollanda ise birer savaş gemileri ile biz de buradayız diyorlar.
 
Bizim ise Akdeniz'de 20’si muhrip, 14’ü yardımcı gemi olmak üzere toplam 34 gemimiz bulunuyor. Bunlardan üçü korvet, biri denizaltı, bir de hücum bot ve bir firkateynin olmak üzere sürekli olarak Akdeniz’de hareket halinde keşif ve gözetleme görevinde bulunuyorlar.
 
An itibari ile bizim tespitlerimiz doğrultusunda yaklaşık 200 civarında bir Savaş Gemisi Doğu Akdeniz’de bulunuyor. Bunların bulunma sebeplerinden göstermelik olanı Suriye Savaşı ama asıl sebeplerinden birisi yeraltı kaynakları ve bu bölgenin enerji geçiş yolu olması.
 
Doğu Akdeniz’de var olduğu zaten bilinen ama rezerv olarak büyüklüğü bugünlerde daha iyi anlaşılan Kıbrıs’ın Güneyi ile Mısır arasındaki gaz yatakları. Bu bölgeden günümüzde Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin-Gazze ve Mısır hak iddia ediyorlar. Biz ise hakkımız var diyeniz.
 
Kıbrıs’a gelince hem Güneyi hem de Kuzeyiyle bu yataklarda payı bulunuyor. Ancak Güney Kıbrıs Rum yönetimi üstelik Yunanistan ile birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye olmaksızın bir şeyler yapmanın uğraşında.
 
Bölgede Kıbrıs’ın Güneyinden başlayarak, Lübnan-İsrail arasında ihtilaflı bölgeler var. Daha güneyde Filistin ve Gazze’nin bu hakkından söz eden dahi yok.  Bölgede şu an sadece Mısır kendi kıyısına yakın bir bölgede gaz çıkartıyor.
 
Darbeci ABD kuklası Abdülfettah Sisi yönetimindeki Mısır, Rum Kesimi ile arasında ‘Münhasır Ekonomik Bölge’ adı altında bir anlaşma ile alanı paylaşmış ve araya sınır koymuş durumda. Ancak biz ülke olarak meşru olmayan bu paylaşımı tanımıyoruz. Ve tanımadığımızı da tüm dünya’ya deklere etmiş durumdayız.
 
2018’in sonlarına doğru İtalyan sondaj gemisinin Kıbrıs’ın güneyinde arama tarama yapmasına Donanmamızca izin verilmeyince, Gaz aramasını yapan konsorsiyum İtalyan bandrollü gemiyi kullanarak İtalya’yı, Rum kesimi de AB üyeliğinden dolayı AB’yi bu konuya taraf yapmaya çalıştılar.
 
Biz ise ülke olarak, Türkiye olarak bölgenin bu güne kadar alışılagelmiş güçlünün dediği olur yâda ilk çıkartanın alır politikasını kabul etmemekte olduğumuzu ve bu oldubittilere bedeli ne olursa olsun rıza göstermeyeceğimizi tüm dünya ya ilan etmiş durumdayız.
 
Şimdi Suriye’de, YPG-PKK ya da DEAŞ ile mücadele ediyoruz gibi görünse de aslında Akenizdeki enerji koridorunun devamı olan Kuzey Suriye ve Kuzey Irak bölgesi buralarda hüküm sürmek isteyen Amerika Birleşik Devletleri ve NATO’nun bölgesidir. Mücadelemiz de asıl onlarladır. Artık gizliliği dahi kalmayan bu mücadelenin ne zaman açığa çıkacağı beklenmektedir. 
 
Durum bu minval üzere iken, Yerel Seçimlerde kimin aday olduğu yâda olacağı hiç önemli değildir. Önemli olan devletin bekâsı, Cumhurun İttifakıdır. DESTEKLERİMİZ DE BU YÖNDE OLMALIDIR.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Erdal Arslan Arşivi
SON YAZILAR