Şerife Oktar

Şerife Oktar

Peki nasıl öğretmeli?

Peki nasıl öğretmeli?

Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk Bey’in çok manidar bir sözü var: “Mevlana sema dönerken ‘Akşam olsa da eve gitsem’ diye dönmüyordu. Yunus şiirlerini yazarken ‘Bu iki kıta da böyle oluversin nasıl olsa okuyan olmaz’ diye yazmıyordu. Mimar Sinan ‘Nasıl olsa ben öldükten sonra yıkılır’ diye bina inşa etmiyordu. Biz böyle gördük.  Bunda sonra da bize yaptığımız işi aşkıyla, layıkıyla, neşesiyle yapmak düşer. İltifat beklemeden marifete talip olmak hayalimiz.”

Sayın bakanımızın dediği gibi biz böyle gördük. Biz öğretmenlerin rol model aldığı kişiler büyük dehalar. O yüzden amacımız günü kurtarmak değil geleceği kuşatmak olmalı. Aradan çıkıversin, bu gün de bitsin, şu hafta zaten resmi tatil çabuk geçer… niyetleriyle yapılan işten hayır gelmez. O işin bereketi de olmaz. Hakk rızası gözeterek yapmak, severek gönlümüzü de katarak çalışmak elzem.

Derse hazırlık yaparak gider

Özellikle mesleğinde ilk on yılı doldurmamış bir öğretmen tam anlamıyla pişmemiş olacağından evde öğrencilik yaşamına devam etmelidir. Yani derse gitmeden muhakkak hazırlık yapmalıdır. Bir haftalık, bir aylık ve genelde bir yıllık planının olması öğretmene özgüven sağlar. Kriz yönetebilme konusunda başarısını artırır. Hamlık dönemini atlatmış öğretmenleri n de farklı türde okumalar yapması kendini geliştirmesi ve güncellemesi çok önemlidir. Aksi taktirde belli yaşın üzerinde olup teknoloji kullan(a)mayan öğretmenler öğrencinin gözünden düşmektedir. Bir akıllı tahtayı açmayı bile beceremiyor. Nasıl ders anlatsın şeklinde aşağılayıcı ithamlara maruz kalabilmektedir.

Ona ismiyle seslenir

“Varlık isimdi. Yokluk? Ölüm. O da isimsizlik demekti… İsimler önce hayatlar sonraydı. Her isim içinde kuvveden çıkacak bir fiil saklardı. Her şey ölse isim yaşardı, isim ölünce olurdu her şeyin de ölmesi. Ayak bastığı kumsalı bu yüzden isim vererek vatan kılardı kaşif.  Bir ismin bazen bütün hikaye unutulsa da kalbe batması, kiminin bir isimden ibaret kalması, kiminden geriye bir isim bile kalmaması. Bütün bunlar ismin taşıdığı hikmettendi, isimle varlık arasındaki ölümcül beyandandı.” Der usta yazar Nazan Bekiroğlu.

Kaliteli bir öğretmen derste canlıdır. İlk önce oturmayı sevmez. Daima aktif şekilde öğrenciyle göz teması kurarak ona adıyla seslenir. Bilir ki o hişt arkadaki, gözlüklü bayan ya da mavi gömlekli arkadaş değil Mehmet, Hasan, Halime, Kübra, Fatma’dır. İsimler çok önemlidir. Ona ismiyle hitap etmek sana değer veriyorum demeyi inandırıcı kılar.

Derste farklı öğretim yöntem teknikleri kullanır

Derste ne anlatmaktan daha önemli bir mesele varsa o da nasıl anlatmaktır. İyi bir pedagojik formasyona sahip öğretmen dersi nasıl anlatacağını bilir. O kırk dakikayı ne kadar verimli kullanacağına hâkimdir. Tabii biraz da zamanla tecrübe edilir. Soru cevap yöntemi başta olmak üzere geçen haftaki yazımda adını zikrettiğim pek çok yöntem ve teknik konunun gidişatına uygun şekilde uygulanabilir.

Maksat müfredat değil de kaliteli bir birey yetiştirmek olunca onları sıkmadan derse neşe katacak, Nasrettin hoca fıkraları gibi bazen güldürecek bazen de düşündürecek yöntemlerle ders daha verimli hale gelir. Heyecan katar. Rol oynama, akvaryum, altı şapkalı düşünme tekniği, beyin fırtınası, görüş geliştirme, vızıltı grupları bunlara güzel örnek olacaktır. Akılda kalıcılığı artırmak için de zihin haritaları ya da kavram haritalarından yararlanmak da faydalı olacaktır.

Dersle ve konuyla alakalı materyallerden faydalanmalı. Örneğin bir tarih öğretmeninin harita kullanması  yanı sıra ders sırasında müzik dinletmesi ,padişahların ıslahatlarını müzikle ezberletme gibi olabilir, genel tekrar için kısa yarışmalar yapması;  bir coğrafya öğretmeninin ülkemizin dağlarını ovalarını resimlerden  kısa videolardan faydalanarak anlatması; ilkokul matematik öğretmeninin dört işlemi kantinde alışveriş yaptırarak öğretmesi veya bir dil öğretmeninin derste film izletmesi dersi ve öğretmeni sevdiren uygulamalardandır. Bir edebiyat öğretmeninin şiir ezberletmesi ve tiyatro oynatmasının yanında kitap okuma saatini bahçede yapması yahut bir biyoloji öğretmeninin bahçedeki yaprakları, böcekleri inceletmesi yaparak yaşayarak öğrenme olduğundan unutmaya mani olur. Üstelik öğrenci için de öğretmen için de verimli ders işlemeyi sağlar.

Kime ait olduğunu bilmediğim bir sözle haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere bu haftayı noktalıyorum. Kader gayrete aşıktır. Muhabbetle kalınız.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şerife Oktar Arşivi
SON YAZILAR