Ömer Kocabaş

Ömer Kocabaş

RAMAZANDA UZAK DURULMASI GEREKEN KİŞİLER

RAMAZANDA UZAK DURULMASI GEREKEN KİŞİLER

Bu Ramazanda da uzak durmaya çalışacağım kişilerde pek bir değişiklik yok, belki birkaç ilave o kadar… Bankacılar başta olmak üzere emlakçılar, acenteciler, avukatlar ve muhasebeciler yine ilk beşimde yer alıyorlar. Bunlara sürekli borsa ve döviz kurlarından bahseden tipleri ve insanın aklıyla alay edercesine siyaset ve ekonomi üzerine ahkâm kesenleri ilave edebilirim. Eğer bu tarz insanlardan ve meslek gruplarından uzak durabilirsek huzurlu bir Ramazan için büyük bir adım atmış oluruz.

Ramazanda ekonomi üzerine bir şeyler yazmak istemem lakin durumlar kötü. Durumlar derken sadece ekonomik verilerden bahsetmiyorum. Asıl kötü olan ticari ahlâkın günden güne erimesi. Yoksa dolar bugün çıkar, yarın düşer ama içine düştüğümüz ahlâksızlıktan geriye dönüş zor gibi. Yaklaşık bir yıldır ekonomimiz iyi değil. Lâkin bankaların elde ettiği kâr düzenli bir şekilde artmaya devam ediyor. Aynı şekilde üç-dört harfliler başta olmak üzere zincir marketlerde sürekli kâr ediyorlar. Elbette bu kâr durduk yere olmuyor, bizim sırtımızdan geçiniyorlar. Maalesef çoğu zaman küfretmekten başka elimizden, pardon dilimizden bir şey gelmiyor…

Patates-soğan sadece sembol, vatandaşın en büyük sıkıntısı, kendini yalnız hissetmesi, devletin bu ahlâksızlığa bir türlü kalıcı bir çözüm bulamaması, bulmaması. Tanzim satış falan derken bir şeyler tam yoluna giriyor diye düşünüyorduk, yerel seçimlerin hemen öncesinde o uygulama da terk edildi, vatandaş kaderiyle baş başa bırakıldı. Artık pazarcılar bile kralmış gibi davranıp “Abla beğenmiyorsan git marketten al, bu paraya ancak bu kadar olur” diyorlar. Bu para dediği de marketin en fazla yüzde 20 aşağısı.

 İşte ahlâksızlıktan kastım bu. Serbest piyasa ahlâksızlığı elbette Ramazan falan dinleyecek değil. Tam tersi, Ramazan ayı ahlâksız esnaflar için tam anlamıyla vurgun ayı oluyor. Kaliteden, gramajdan çalıp, üstüne zam yapmak en büyük marifetleri. Sadece gittiğiniz lokantalardaki ayranların kaç mililitre olduğuna bakın yeter. İki lokantada aynı ağırlıkta ayran bulamayacağınızın garantisini veririm. Ahlâksız esnaflık konusunda ayranı bir mihenk taşı olarak görebilirsiniz(!)

***                                                         

 Bizim her türlü yozlaşmamıza, her alanda içine düştüğümüz ahlâksızlığımıza rağmen Ramazan ayı yine de manevi etkisini gösteriyor. Tabii ki herkes ancak nasibi, hak ettiği kadarını görebiliyor. Her anlamda bir şeyleri değiştirmek için Ramazan büyük fırsat. Günü birlik sıradan gündemlere, saçma sapan siyasi tartışmalara kurban edilemeyecek bir ayın içerisindeyiz. Kıymetini ne kadar bildiğimiz elbette ki meçhul. Sabahtan akşama kadar sosyal medyadan aslında hiç tanımadığı insanlar hakkında atıp-tutanı mı ararsınız, siyasi partileri futbol takımıymışçasına destekleyip, kendi gibi düşünmeyenlere en galiz küfürleri edenleri mi…

Hiç sıkılmadan büyük bir ustalıkla yalan haber yazan gazetecileri, sırf tarafını belli etmek adına karşı taraf diye nitelediğine hiç söz hakkı vermeyip, her şeyi sadece kendi görüşüne göre haberleştiren gazetecileri de unutmayalım. Onlarında Ramazanın bereketinden nasiplerine pek bir şey düşmediği belli.

Bırakın hakkıyla ibadetleri yerine getirmeyi, Ramazanda günlük rutin gündemden kaçmak bile nefsimize ağır geliyor. Ramazanı hayatımızın merkezine alamıyoruz, çoğu zaman günlük yaşam telaşesi ve saçma sapan gündem maddeleri arasında kenar süsü gibi kalıyor. Ramazanı hayatımızın merkezine alıp bir yerden başlamak en büyük muradımız olmalı…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi
SON YAZILAR