Ruhunu Koru
Hayat, insanlarla birlikte yürüdüğümüz uzun bir yolculuktur. Bu yolculukta herkes hata yapar; çünkü hatalar, insan olmanın doğal bir parçasıdır. Ancak bazı insanlar vardır ki, kendi yanlışlarını görmekten kaçınır, sorumluluk almaktan korkar. Onlar için her sorun, hep başkalarının eseridir. Kendi hatalarını kabul etmek yerine, suçu sana atarlar; seni suçlu, kendilerini mağdur gösterirler.
Bu tür insanlar, sadece hatalarını başkasına yüklemekle kalmaz, aynı zamanda seni kendinden şüphe ettirir. Zihnini bulandırır, duygularını örseler. Bir süre sonra neyi gerçekten senin yaptığını, neyin onların yansıması olduğunu ayırt edemez hale gelirsin. İşte bu yüzden, bu tarz insanlardan uzak durmak bir tercihten öte, bir gerekliliktir. Çünkü sürekli suçlanan bir ruh, bir süre sonra kendini cezalandırmaya başlar.
Sorumluluk alabilmek, olgunluk ister. “Evet, bu hatayı ben yaptım” diyebilmek, kişisel gelişimin ve içsel özgüvenin göstergesidir. Kendi hatalarıyla yüzleşemeyen insanlar ise genellikle egolarının esiridir. Yanlış yaptıklarını kabul ettiklerinde kendilerini küçülecek sanırlar. Oysa gerçek büyüklük, hatasında bile dürüst olabilmektedir.
Sen kendi niyetini biliyorsun, kalbinin temizliğini, çabanın samimiyetini… Kim ne derse desin, eğer biri seni sürekli hatalı gösteriyor, suç yükünü omzuna bırakıyorsa, bu sağlıksız bir ilişkidir. Dostlukta, sevgide, işte ya da ailede fark etmez; bir ilişkide denge yoksa, samimiyetin yerini manipülasyon alır.
Unutma, kendini savunmak zorunda kaldığın yerde huzur bulamazsın. Bu yüzden sınır koymayı öğren. Kendini korumayı, gerektiğinde “hayır” demeyi ve bazı kapıları sessizce kapatmayı bil. Çünkü ruhunun huzuru, başkalarının memnuniyetinden çok daha değerlidir.
