Hasan Ukdem

Hasan Ukdem

Şiir günü ve yaşadığımız dünya

Şiir günü ve yaşadığımız dünya

İlk kez 1999 yılında UNESCO tarafından ilan edilen ve dünya çapında kutlanan Dünya Şiir Günü‘nün amacı “farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji sağlamak olarak nitelendiriliyor. Şiirin sorgulayarak çeşitlilik oluşturduğunu belirten UNESCO, dil çeşitliliğini kutlamak için bugünü şiir günü olarak ilan etmiş. Şiir okumayı, yazmayı, yayınlamayı teşvik etmeyi amaçlayan Dünya Şiir Günü, önceleri 5 Ekim’de kutlanırken 20. Yüzyılın sonlarına doğru 15 Ekim’de kutlanmaya başlanmış. Uzun süredir 21 Mart’ta kutlanan Dünya Şiir Günü, bazı ülkelerde halen bu tarihlerde kutlanıyor.
 
 Bu kısa bilgiyi verdikten sonra bu konudaki kendi düşüncelerime geçebilirim artık. Her yıl olduğu gibi 21 Mart dünya şiir günü olarak kutlandı. Bugünün sabahında bir şiiri bir de dünyayı düşündüm. Şiir güzelliği, inceliği, duygusallığı ve daha birçok güzel hasleti çağrıştırıyordu. Peki ya yaşadığımız dünya, yaşadığımız şu çağ, şiiri bu özelliklerine uygun mudur? Şiir insanı, insana, doğaya ve kalbe çağırırken, zamanın çarkları insanı nereye götürüyordu? Maalesef bu iki sorunun cevabı kocaman bir sorun ortaya koydu. Dünyanın dört bir tarafında ve her alanda ortaya çıkan bir savaş psikolojisi ve savaşın kendisi gözle görünür bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Siyasi, coğrafi, ekonomik savaşları bir yandan dini ve milli duyguları köpürterek ülkeleri, şehirleri yakıp yıkıyorlar. O şehirlerin hafızalarını silerek dünle bağını koparıyorlar. Bir yandan da insanı, konfora ve özgürlüğe doğru iterek yalnızlaştırıyorlar. Oysa ülkeleri istila edilen, şehirleri yıkılan insanların ne konforunu bırakıyorlar ne de özgürlüğünü. İşin garibi yalnızlaştırılan ve dünle bağı koparılan insanlar bu durumu anlamakta ve çözmekte bir gayret gösterme eğiliminde zafiyet içerisinde kalıveriyor. Bunu Irak’ta ve Suriye’de görmüştük, son olarak da Ukrayna’da görüyoruz. Milyonlarca insan şehrini, ülkesini geride bırakarak başka topraklarda yaşama isteğinde bulunuyor.
 
Savaşların yanı sıra sömürülen ülkelerin insanları da bin türlü zorluğun cenderesinde kıvranıp duruyorlar. Bir göz ameliyatı bile büyük bir maliyet gerektirdiğinden bundan mahrum kalanlar, içme suları olmadığı için çamurlu su içmek zorunda olanlar, günlük gıda ihtarcını karşılarken imkân kısıtlığında yorulanlar. İşte yaşadığımız dünyadan sadece birkaç örnek. Bu olumsuzluklar içinde insanı zora sokanın yine insan olduğunu göstermek istemiyorlar ama ne yazık ki bu böyle. Dünyaya yön verenler, siyasette güç sahipleri, ekonomide patronlar biraz insafa gelse dünya bambaşka bir yer olacak. Zire Allah, insanlara rızkını vermeye her zaman olduğu gibi devam ediyor. İşte son zamanlarda yağan karlar ve toprağa, ağaca, bitkiye verdiği rahmet, aslında insana gösterdiği merhametten değil midir? Zaman zaman şaşıran insanı ihtar etmek için kuraklıklar ve çeşitli afetler gönderse de yüce Rabbimiz, merhametini göstermekten de beri durmuyor işte.
 
Böyle bir Allah’ımız ve böyle bir dünyamız var. Bu atmosferde şiir gününü yaşıyoruz. Aslında günü olan her şeyin istismar edildiğini düşünüyorum. Annelerin, kadınların, sevgililerin ve bütün bir güne sıkıştırılan değerlerin günümüzdeki halleri dünden daha iyi değil. Ama ilginç olan bir şey var ki benim bu iddiama ilk karşı çıkanlarda yine bu saydığım insanlar oluyor. Zira özgürlüğün. Anneliğin, kadınlığın ve bütün değerlerimizin tanımını batının yorumuyla yapıyoruz. 
 
İstismar edildiğini düşündüğüm konuların içinde maalesef şiir de var. Bir günü şiire veren insanlar, her gün silahlara, dolayısıyla da savaşa yatırım yaparken, genelde sanata, özelde şiire ne kadar yatırım yapıyorlar hiç düşündünüz mü? Üretilen şiirlerin yüzde kaçı kitaplaşabiliyor? Televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde, dergilerde şiirin yeri ne kadar? İnsanları şiire teşvik etmek için ilan edilen günün dışında neler yapılıyor? Bırakın 364 günü, o şiir gününde neler yapıldı? Her türlü sanat faaliyetinin içerisinde yer almama rağmen sadece Selçukya Kültür Sanat derneğinin her hafta düzenlediği şiir akşamlarının dışında şu koca şehirde, bugün şiir günü bir program yapalım diyen ne bir dernek gördüm ne bir kamu kuruluşu ne de başka bir merci.
 
Şiir insanı inceltir, güzelleştirir ve yaratılış gayesine yaklaştırır. Bugünün en büyük eksikliklerinden bir tanesi de şiiriyetin yitirilmiş olmasıdır. Bunun yenden sağlanması gerekir ki insanlık kendi fıtratına geri dönsün.
 
Sevgiyle kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Ukdem Arşivi
SON YAZILAR