Büşra Erkuş

Büşra Erkuş

Zama da zam!

Zama da zam!

Açıklanan karara göre 2023 ara zammı ile net asgari ücret 11 bin 402 lira olarak belirlenmişti. Temmuz itibariyle de uygulanmaya başlandı.

Belirlenen fiyat birçok tartışmaya yol açsa da, çoğu insan bu rakamı olumlu karşılamıştı. Ta ki, ardı arkası kesilmeyen zamları görene kadar…

Asgari ücrete gelen düzenlemelerden sonra, zamların gelmesi de maalesef kaçınılmaz bir durum haline geldi. Genellikle yılbaşlarında uygulanan, alışılagelmiş zamların yanında artık yıl ortasında da bu zamlarla karşılaşmaya başladık.

Olağan, değişmesi, düzenlenmesi gereken zamlara hiçbir sözümüz yok. Fakat bu kadarı ne kadar normal? Artık 1-2 lira değil, gelen zamlar 5-10 lira şeklinde gelişiyor. Düzenlenen asgari ücret zammının iki katı kadar da, akla gelebilecek her şeye zam geldi. Bu sadece kurlar üzerinden değil, kur piyasasıyla hiçbir alakası olmayan ürün veya hizmetlerde de karşımıza çıkıyor.

Örneğin ev kiraları…

Yıl içerisinde ne kadar yükseldi takip edilmesi güç. Fırsatçı insanlardan veya farklı nedenlerden ev kiraları zorlukla ödenebilen en büyük giderler arasında yer aldı. Konya merkezde ortalama kira fiyatları 10-15 bin arasında değişkenlik gösteriyor. Ev kirası nasıl asgari ücreti geçebiliyor? Maalesef ki bu durumun da önüne geçilemiyor.

Öte yandan yakın zamanda yaşadığım bir durumu paylaşmak istiyorum. 2023 yılında IMEI kayıt ücreti 2 bin 732 TL'den, 6 bin 91 TL'ye çıkarılmıştı. Bu ücret 7 Temmuz 2023 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla birlikte 20 bin TL'ye yükseltildi. İşte bu karar, kendim de dahil binlerce insanı etkiledi.

Bu farka zam diyebilir miyiz? Bunun adı artık başka bir şey…

Ülke ekonomisi için, yurt dışı alışverişleri en aza indirilmek isteniyor. Bunun örneğine bazı yurt dışı alışveriş sitelerine de konulan KDV ile şahit olmuştuk. Fakat gözden kaçırılan bir şey var. Zaten Türkiye’de yaşayan insanlar fahiş telefon, tablet, bilgisayar fiyatlarından dolayı yurt dışından almaya çalışıyorlar. Bazı marka ve modeller artık birçok insan için ulaşılamaz rakamlar haline geldi.

Akıllı bir telefona uygulanan vergiler ise şöyle; Kültür Bakanlığı Payı (%1), TRT Bandrolü (%12), Özel Tüketim Vergisi (%25 /%40 /%50), Katma Değer Vergisi (%20). Vergiler, telefon fiyatını da geçiyor. Dolayısıyla insanlar, Türkiye’den dijital eşya almayı tercih etmiyor hatta düşünemiyor…

Yurt dışından telefon almayı tercih eden insanlar, yılbaşında düzenlenen karar ile 6 bin 91 liraya çıkarılmış olan harcı ödeyerek, Türkiye kullanımına telefonunu açtırabiliyordu. Yani yurt dışından, Türkiye’ye telefon getirmenin zaten bir bedeli vardı. Elbette bu harcın olmasına kimse karşı değil. Fakat durum çok başka.

Geçen yıl telefon harç ücreti 2 bin 732 lira olarak ödeniyordu. Yılbaşında ise bu fiyat, 6 bin 91 liraya çıkarıldı. Belirlenen fiyatın yıl içerisinde de aynı olması bekleniyordu. Fakat yıl ortasında 6 bin 91 lira olan harç ücreti 20 bin liraya kadar çıkarıldı. İşte burada film koptu…

Birçok insan zaten istediği telefonun Türkiye fiyatını karşılayamayacağı veya karşılamak istemediği için böyle bir yolu tercih ediyor ve bedelini de ödüyor. Bu düzenleme ile bunun önüne geçildi. Peki, bu kadar fahiş bir farkla vatandaşların zaten ulaşamadığı bir ürünü, daha da ulaşılmaz hale getirmek neden? İki harç bedeli arasında kocaman bir uçurum var.

Türkiye’de yaşayan bir insanın son model bir telefon kullanması bile ne yazık ki 'çok' görülen bir durum haline geldi. Ulaşılma zorluğu sadece son modellerde de değil. Söz konusu olan ürün ne araba, ne ev. Sadece bir telefon.

Sonuç olarak harçlara zam üzerine zam uygulamak yerine, telefon vergilerinde bir düzenlemeye gidilmesi veya vatandaşlara bir şekilde kolaylık sağlanması gerekiyor diye düşünüyorum.

Durumların düzelmesi artık her ne kadar zor olarak görünse de, hala bir umut var…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Erkuş Arşivi
SON YAZILAR