Bayram Sürekli

Bayram Sürekli

Bereketi vakitler

Bereketi vakitler

Zaman, bir değirmen misali ömrümüzü her saat, her dakika hatta her saniye öğütmektedir. Yaşadığımız her anımız, belki farkında olmasak da geçmişten bir iz olarak yaşam hanemize not olarak düşmektedir. Zaman kazanmak için bile onu düzenlemek zorunda kalan insanın bu çabası sonucunda elinde sadece koşuşturma ve telaştan ibaret bir hayat kalıyor. Bütün bu koşuşturma ve hengâmenin içerisinde Rabbimizle bağımızı yeniden tesis edebileceğimiz, kulluk şuurunu daha derinden yaşayabileceğimiz, kulluğumuz adına yeni sayfalara başlık atıp yeni hedeflere demir alacağımız bizleri uhrevi coşkuya ulaştıran zaman dilimleri ikram edilmiştir. Bugün böyle bir zaman dilimini yaşamanın şükrü içerisindeyiz. Bir yıl boyunca büyük bir özlemle kavuşmayı beklediğimiz üç ayların ilk haftasında Regaip kandilini idrak etmenin gönül hoşnutluğunu yaşıyoruz.

Öyle ki Regaip kandili, diğer bazı önemli gün ve geceler gibi sıradan bir sene-i devriye değildir. Regaip kandili, geleceğe yönelik dünyevi arzu, istek ve heveslerimizi gözden geçirerek kulluğumuzu vicdan terazisinde yeniden tartma imkânı veren mübarek bir gecedir. Bu açıdan baktığımızda üç aylar manevi kazancın çokça olduğu bir bereket mevsiminin başlangıç noktasıdır. Regaip Kandili ile başlayan içinde Hz. Muhammed’in (sav) isra mucizesini yaşadığı Miraç, Şaban ayının ortasına denk gelen Berat, Ramazan ayının son on günü içerisinde yer alan ve Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başladığı gece olan Kadir Gecesi’nin bulunduğu değerli zaman dilimleri bulunmaktadır.

Mübarek üç aylarda ve bu aylarda bulunan kandil gecelerinin katkısıyla insan, zamanla ertelediği kulluk görevinin farkına varıp kulluk bilincine hız verip, ahirete uzanan yolculuğun ehemmiyetini daha iyi idrak edebilir. Çıkmaz sokakları çıkar hâle getirip, fırsatlardan yararlanarak heybesini doldurup hak yola revan olabilir. Hâsılı, üç aylar ile gelen yüce ikramın esintisinden istifade için hayatımızda neye rağbet ettiğimize, nelere miraç addettiğimize ve beraatımıza vesile kılacağımız işlerimize dikkat etmeliyiz. Dünya meşgalesinin çekici cazibesine bir ara vermeli, huzur makamında iç dünyamıza kulak vermeliyiz. Minarelerde yanan kandilleri yüreğimizde harlayarak ömrümüzdeki gaflet gecelerini tenvir etmeliyiz. İslam gemisiyle itaat yolculuğuna yelken açarken selamet sahilinde yolculuğu nihayete erdirmeliyiz. Büyük şair ve mütefekkir Necip Fazıl’ın ifadesiyle: Bu yolun son kapısı ölümse; her kapıda ağlayıp o kapıda gülümsemeliyiz.

Böyle özel gün ve gecelerde kardeşlik, akrabalık, komşuluk ve aile bağları gibi medeniyetimizin temel taşlarını da oluşturan temel değerlere sahip çıkmalıyız. Bu gecede olduğu gibi devam eden mübarek aylarda da, kulluk ve ibadet şuuru ile toplum olarak birbirimize kenetlenerek, birlik ve beraberlik anlayışı içerisinde bir kültür ve tecrübenin ürünü olan davranışlarımızın medeniyetimizde köklerini bulan dostluk ve kardeşliğimizi, huzur ve selametimizi daha da artıracağına inanmalıyız. Bütün bunların ötesinde Kur’anın hadimi, peygamberin yol arkadaşı ve mü’minlerin samimi dostları olmalıyız… Üç aylarınızı ve idrak ettiğimiz kandilinizi tebrik eder hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ederim. Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bayram Sürekli Arşivi
SON YAZILAR