Musab Seyithan
Musab Seyithan Doktorun hastasını muayene etmeme hakkı var mıdır?

Doktorun hastasını muayene etmeme hakkı var mıdır?

Bu günlerde medyadan takip ettiğiniz gibi, Konya Meram Devlet hastanesi göz doktorlarından Hasan Hüseyin Uysal, şortla muayeneye gelen bir kadını; “Teşhircileri muayene etmiyorum” diyerek kabul etmemiş.

28 Şubat sürecinde Türkiye’de kıyafetinden dolayı kamusal alana alınmayan, başörtülerinden dolayı üniversitelere sokulmayan, polis zoruyla dışarı atılan kızları biliyoruz. Fakat dekolte kıyafetinden dolayı doktor tarafından muayenesi reddedilen bir olayla yeni karşılaştık.

Sokakların et yığını haline gelmesinden, yatak odası kıyafetleriyle kendilerini sere serpe teşhir eden kadınların her yeri istila etmesinden, ben dâhil toplumun kahir ekseriyeti şikâyet ediyordu. Sosyal medyada yorumlara bakıyorum da doktorumuzun bu tavrı, bu kahir ekseriyet tarafından takdir görüyor. Gönüllerine su serpilmiş gibiler.

İnadına dekolte giyinin, eteklerinizi oldukça kısaltın” diyen namus fukaraları, bu konuda neler demiş merak edip bakmadım bile. Onların ne diyeceği malum. Yalnızca ben onlara şunu hatırlatacağım: 28 Şubat sürecine alkış tutuyordunuz. Polis coplarıyla üniversite kapılarından sürüklenerek dışarı atılan öğrencilerle ilgili hiç kılınız kıpırdamıyordu. Hatta “Başörtüsü, laikliğe ve devrim yasalarına aykırıdır. Okumak isteyen başını açıp okusun” diyordunuz. Doktorumuz da dindar biri olduğu için, yatak odası kıyafetiyle kamusal alana gelen bir kadına Allah’ın emrini çiğnediğinden dolayı; “Ben teşhircileri muayene etmiyorum” diyerek haddini bildirmiş. Empati yapın ve sizin inandığınız laiklik dinine uymadığı için üniversitelere başörtülü kızların alınmaması -size göre- nasıl normalse, doktorumuzun İslam inancına göre de şortlu, dekolte birini muayene etmemesi de o kadar normaldir. Eğer beyniniz varsa düz mantıkla durum böyledir.

Kaldı ki, tıbbi deontoloji nizamnamesi 18. maddesi gereğince, doktor şahsi veya mesleki sebepler ile hastaya bakmayı reddedebilirmiş. Bu da hastaların doktorunu seçme hakkı olduğu gibi, doktorların da hastalarını seçme hakkının olduğunu gösterir. Gayri ahlakî bir şekilde, vücudunu teşhir edercesine, yarı çıplak yatak kıyafeti ile hastaneye muayene için gelen kişiye karşı, Op. Dr. Hasan Hüseyin Uysal da ahlâksızlığa geçit vermemek adına, hastasını seçme hakkını kullanarak muayene etmemiştir. Olay bu kadar basit.

Sonra hastanın da alternatifi vardır, başka doktora muayene olabilir. Fakat üniversiteye giden bir başörtülü öğrencinin tercih hakkı yoktur. Alternatif kullanarak başka bir üniversiteye gidemezdi. Gitse bile her üniversitede aynı zulüm işlendiği için eğitim hakkından mahrum olurdu. Fakat bu şortlu kadın veya kız kimse, başka bir doktora muayene olarak mağduriyet yaşamaz. Burada bir mağdur etme yok, tercih var.

Eğer hasta acil bir durumda o kıyafetle gelseydi de doktor kabul etmeseydi onu kabul edemezdik. Çünkü acilin aciliyeti vardır, ihmale gelmez. Orada insanî değerler devreye girer.

Bana göre olay hiç garip değil. Kadın kıyafet özgürlüğünün bu kadarı da fazladır. Erkekler önlerini kabartan şort ve göğüslerinin kıllarını ortaya dökecek ve göbeklerini taşıracak daracık ve küçücük kıyafetlerle sokaklara çıksalar, çok yadırganırlar. Fakat bizden, kadınların göğüs çatallarını teşhir ederek, haddinden fazla kısa etek veya şortlarla sokaklara dökülmesinin normal kabul edilmesi istenmektedir. Ama cesur yürek, yiğit bir Molla Kasım çıkıp “Ben böyle teşhircileri muayene etmiyorum” demekle dikkatleri müstehcenlik konusuna çekmiştir.

Şunun bilinmesi gerekir ki, yatak kıyafeti ile sokağa çıkılması, öncelikli olarak insanlara ve topluma karşı saygısızlıktır. Bu tür teşhircileri saygıya, edebe davet ediyoruz. Edeb yâ hû...

Farkında mısınız? Türkiye’de domuz çiftlikleri çoğalıp piyasaya domuz eti sürüldükten sonra eş ve kızlarını kıskanmadan dekolte kıyafetlerle sokağa salan erkeklerin pardon erkeksilerin sayısı çoğaldı. Çünkü bütün hayvanlar dişisini kıskanırken domuzlar kıskanmazmış.

Tabii bu arada doktorumuz hakkında, Konya valiliğince ve Sağlık Bakanlığı tarafından, idari soruşturma başlatıldığı duyuruldu. “Konuya ilişkin tahkikat titizlikle yürütülmektedir” ifadesini kullanıldı.

Valilik ve bakanlık, sakın ola ki, laik-kemalist ve bilumum İslam düşmanlarının gazına gelerek eziklik gösterip doktorumuzu harcamaya kalkmasınlar.

Onlara Ebû Müslim Horasanî’nin şu altın sözünü hatırlatırız: “Onlar, şerrinden emin oldukları için, dostlarını uzak tuttular. Düşmanlarını da kazanmak için, kendilerine yakın tuttular Yakın tuttukları düşmanları ‘dost’ olmadı. Ancak uzak tuttukları dostları ‘düşman’ oldu Herkes düşman safında birleşince, yıkılmaları mukadder oldu.” Teemmül oluna.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Musab Seyithan Arşivi

Siyonist kalleşler antlaşma mı tanır?

27 Ekim 2025 Pazartesi 00:03

Kuduz itin ıslahı, onun itlafıdır

20 Ekim 2025 Pazartesi 00:01

Mahkeme, CHP tiyatrosuna çanak mı tutuyor?

22 Eylül 2025 Pazartesi 00:02