Ekonominin gölgesinde kalanlar
Karşımızda iki farklı Türkiye manzarası var. Bir yanda son yıllarda savunma sanayisi başta olmak üzere çok büyük atılımlar yapan, kendi sondaj gemilerimizle petrol, doğalgaz yatakları keşfeden, güçlü diplomasisi sayesinde dünya siyasetinde sözü muteber sayılan bir ülke. Diğer yandan ise bitmeyen ekonomik sorunlarla boğuşan, günü kurtarmaktan öteye gidemeyen umutsuz insanların ülkesi. Sıfırın çarpma işleminde bütün sayıları yutması gibi ekonomik sorunlar da hükümetin yaptığı her iyi şeyi, vizyoner projeleri gölgeliyor. Çünkü günün sonunda insanların derdi geçim sıkıntısı. Tencere nasıl kaynayacak, ev kirası nasıl ödenecek, çocukların yüzü nasıl güldürülecek vb. bitmeyen sorular…
Geçtiğimiz hafta ülkemiz adına tarihî bir gelişme oldu. Toplam 47 araçtan oluşan hava savunma filomuz, çelik kubbe sistemi kullanılmaya başlandı. Tamamen yerli ve millî kaynaklarla Türk mühendisleri tarafından geliştirilen çelik kubbe, İsrail’in demir kubbesinden daha iyi. Teknik detaylarla yazıyı boğmaya gerek yok, merak eden ayrıntılara haberlerden bakabilir. Aynı gün temeli atılan Oğulbey teknoloji üssü de bir buçuk milyar dolarlık bir yatırım. Bu miktarda bir yatırım cumhuriyet tarihinde tek seferde yapılan en büyük savunma sanayi hamlesi oldu.
Savunma sanayisinde yapılan yeni hamleleri bile doğal karşılar olduk. Çünkü bu alanda epey bir aşama kaydedildi. Teknofest gençliği bir felsefeye dönüştü. Gençler meslek seçiminde savunma sanayisinde kendilerine yer bulabilmek için çeşitli mühendislik alanlarına yönelmeye başladılar. Yapılan yollar, barajlar, şehir hastaneleri vb. ise artık sıradan haberlere dönüştü. Hükümet o alanlarda çıtayı çok yukarı çıkardı. Aynı anda çok sayıda şehrimizde meydana gelen depremin ardından iki yıl gibi bir sürede şehirlerimiz büyük ölçüde ayağa kaldırıldı. Niyetim hükümet şunu yaptı, bunu yaptı deyip övgü düzmek değil. Yapılanların hepsi somut şeyler. Yeterince haberi yapılıyor. Fakat vatandaşta o eski heyecan yok.
Ekonomi yönetimimiz sayılar üzerinde ekonominin iyi yolda olduğunu anlatmaya çalışıyor ama inandırıcı olamıyor. Çünkü bahsettikleri sayıların piyasada bir karşılığı yok. En son memur ve emekli zammı yine tepki çekti. Yukarıda bahsettiğimiz çelik kubbe ve diğer yatırımlar, memur ve emekli zammı kadar konuşulmadı. Enflasyon ortada, kimse inanmasa da ekonomi yönetiminin gelecek yılki hedefleri ortada. TEFE, TÜFE oranları belli. Bunların yanında memur ve emekliler için yılın ilk altı ayı için yüzde 11 zam yapıldı. İkinci altı ayda ise yüzde yedi. Memur ve emekliler 2027 yılına kadar yüzde 18 zam ile geçinmeye çalışacak. Temel gıda maddesi ekmeğe bile yılda ortalama yüzde elli zam geliyor, bazen geçiyor. Ev kira artış oranlar yüzde 40 seviyesinde vb. daha çok örnek verilir de gerek yok…
Ekonomi yönetimimizin verdiği sayıların piyasada bir karşılığı olmadığından örneğin asgari ücretin bir değeri kalmadı. Günümüzde 18, 25 yaş aralığında vasıfsız eleman olarak hizmet sektöründe çalışan gençlerin dışında neredeyse asgari ücretle çalışan kalmadı. Üç, dört harfli zincir marketler bile çalışanlarına ortalama 35 bin civarında maaş veriyor. Özel sektörde kurumsal firmalar hariç çalışanın maaşı kaç lira olursa olsun sigortası asgari ücret üzerinden yatırıldığından, ülkemizde asgari ücretle çalışan fazla gibi görünüyor. Fakat ekonomi yönetimimiz sağ olsun insanlar artık asgari ücret ile geçinemediğinden çalışanların büyük çoğunluğu asgari ücretin bir buçuk ve üzeri katlarında para kazanmaya başladı. Ekonomi yönetimimiz bunu kendileri için artı olarak yazabilir(!) Şaka bir yana fazla değil iki, üç yıl öncesine kadar asgari ücretle çalışan birisi ev kirasını ödeyip, kıt kanaat olsa da evini geçindirebiliyordu. Günümüzde asgari ücret çoğu şehrimizde ev kirasına yetmiyor.
Özel sektörde çalışan birisi yaptığı için türüne, kendi mesleki vasıflarına göre işvereniyle istediği gibi bir maaş pazarlığı yapabilir. Memur ve emeklilerin ise öyle bir şansı yok. Bir yıl boyunca alacağı zam netleşti. Üstüne bir de yılbaşında yüzde 15 ile başlayan, yılın sonuna kadar yüzde 27’ye kadar çıkan gelir vergisi kesintileri var. Ekonomi yönetimi ortada seçim falan yok memur ve emekliler bir yıl böyle idare ediversinler diye düşünmüş olabilir. Fakat insanların sürekli geçim derdiyle uğraşıp başka bir şey düşünemediği bir ülkede farklı alanlarda ne kadar büyük yatırımlar yapılırsa yapılsın görülmez. Hükümetin bu noktayı kaçırmaması gerekiyor. Sonra seçim zamanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy verilip, partinin oyu düşünce, yerel seçimde devasa kayıplar yaşanınca şaşırıyorlar. Bu kadar vizyoner projemiz var, belediyelerimizin çalışmaları ortada, vatandaş niye heykel belediyeciliğini tercih ediyor diye soruyorlar.
Vatandaş her şeyin farkında, ekonomide işler yoluna girmeyip, insanlar feraha eremediği sürece her seçim benzer manzaralar yaşanmaya devam eder. Vatandaşın umudu ekonomi yönetimi ya da hükümet değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan. İnşallah Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönlendirmesi ile maaşlar başta olmak üzere vatandaşı ferahlatacak düzenlemeler yapılır. Aksi halde bırakın devasa yatırımları uzaya gitsek gereken ilgi gösterilmez. Burada lafın gelişi dedik ama uzaya gittik, geçim sıkıntısından o bile unutuldu. Varın gerisini siz düşünün…
