Büşra Aksakbağı Ay

Büşra Aksakbağı Ay

Hayvanların sesi…

Hayvanların sesi…

Son günlerde yine haberlerde ve sosyal medyada hayvanlara yapılan şiddet, taciz ve tecavüzler gündemde.

İnanın detaylarını okuyamıyorum, izleyemiyorum.

Bunları yapanlar ise suçüstü yakalansa dahi ifade ardından salınıveriyor.

Toplum içerisinde böyle sapkınlar, kötü insanlar elbette olacak, oluyor.

Ancak biz yasalarla, adaletle kendimizi güvende hissetme ihtiyacı duyuyoruz.

Bunu hissiyatı kaybettiğimiz gün topluma da insana da olan inancımızı yitiririz ve bunun sonuçları hiç iyi olmaz…

*                                

Bir hayvan tacizcisi ve katilinin bir sonraki hedefinin insan olduğunu biliyor musunuz?

Kendine hiçbir zararı olmayan bir hayvanı gözünü kırpmadan katleden bir insanın(!) özgüvenini kazandıktan sonra içindeki bu şiddeti insana yöneltmeyeceğinin garantisini kim verebilir?

Yine aynı şekilde hayvana bile nefsi uyanabilen ona tacizde bulunup tecavüz edebilen bir insanın(!) bir sonrakinde bir insana hatta bir çocuğa yönelmeyeceğinin garantisini kim bilebilir?

Çok fazla suç belgeseli izledim.

Bahsettiğim bu belgeseller suçlu zihinlerin bilimsel olarak beyin yapısını inceliyor.

Katil, tecavüzcü hepsinin geçmişinde önce hayvana şiddet yatıyor.

Hepsi insana yönelik eylem gerçekleştirmeden önce hayvanlarda denemişler karşılığında ceza görüp ıslah edilmedikçe özgüvenleri artmış ve nihayetinde hedefini yükseltip insana yönelmişler.

Böyle insanlar toplum içine salıverilmemeli ne az ne çok tam da hakkettiği şekilde cezalandırılmalı ve ıslah edilerek toplum içine gönderilmeli.

*

Artık hayvanlara yönelik suçlarda ciddi yaptırımlar bekliyoruz, istiyoruz.

Hiçbir zararı olmayan bir canlıya bu kötülükleri reva görenler yarın insana neler yapmaz?

Tüm yasa koyucuların ellerini vicdanlarına götürmelerini ve artık ülkemizde bu durumun sona ermesini istiyoruz.

Tacizcilerin, tecavüzcülerin bile sosyal medyadaki reaksiyona göre yargılanmaya başladığı bir ortamda hayvanlar için hak, adalet diye haykırmak biraz ütopik görünüyor, farkındayım. Ancak bir gazeteci ve vatandaş olarak dili olmayan bu masumların sesi olmaya çalışacağım.

*

Yazımı bitirmeden önce sokak hayvanları içinde çağrıda bulunmak istiyorum.

Lütfen bu sıcak yaz günlerinde sokak hayvanları için kapılarımızın önüne su koymayı ihmal etmeyelim.

Artan yemekleri çöpe atmak yerine yine hayvanlar için sokaklara bırakalım.

Pencerelerimize ve balkonlarımıza kuşlar için biraz bulgur ve su koyalım.

Çöplerimizi atarken kırılan camları veya kesici herhangi çöplerimizi sararak atalım. Hayvanlar çöpte yemek ararken bu kırık camlar ellerini kollarını kesiyor hatta gözlerine girip kör olmalarına neden oluyor.

Maddi imkânımız el veriyorsa arada bir mama alıp hayvanlar için sokaklara bırakalım…

Kedisi Müezza giysisinin ucunda uyuyakalınca, uyandırmaya kıyamayıp giysisinin ucunu keserek kalkan Peygamberimizi kendimize her konuda olduğu gibi bu konuda da örnek alalım.

Merhametli olalım, merhametli nesiller yetiştirelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Aksakbağı Ay Arşivi
SON YAZILAR