Ömer Tokgöz
Ömer Tokgöz Nev Bahar Oldu Gelin Azm-i Gülistan İdelim

Nev Bahar Oldu Gelin Azm-i Gülistan İdelim

Yağmurlu bir mayıs ayı haftasına girdik. Meram ilçesine kadim Gödene mahallesi Konya’nın ilk Toki konutlarının da olduğu bir endemik vatan Türkiye özelliklerine sahiptir. Gödene yaylasında bahar ayı tüm doğallığı ile bu yılda hem doğaya hem gönüllerimize teşrif eyledi. Baharın müjdecisi olan kır çiçekleri her yerde boy verdi. Özellikle papatyagillerden sarı kanarya otu, turna gagası, çoban çantası ve kır gelincikleri mini mini açarken erken ve yalancı bahar ile badem, kayısı ve erik ağaçları onlara eşlik etti ve çiçekler açtı. Zirai don ise maalesef açan tüm çiçekleri döktü. (https://www.yenihaberden.com/konyanin-yaylasi-cicek-acti-1829317h.htm)

Konya'nın şehre 20 km uzaktaki havası ve suyu en güzel yaylası olan Gödene' de bahar mevsiminin her türlü veçhesi ve aromatik kokulu dünyasını 15 yıldır fotoğraflıyorum. Özellikle pandemi döneminden itibaren seçmece karelerle makro plan çekim yapıyorum. Özellikle 2023 yılında 15 yazı ve 1200 makro plan endemik bitki, böcek çiçek varlıklarını fotoğraflayıp güzelliklerini paylaştım. (https://www.yenihaberden.com/endemik-vatan-aromatik-vatandir-14366yy.htm)

mer-tokgoz-4-1.jpeg

2024 yılında ise 10 ayrı yazı ile 800 kare endemik fotoğraf yayınladım. Benimki bahara, doğaya meftun olmanın verdiği amatör çekimler ve araştırmalar sonucu endemik varlıklar dünyasına bir girizgah ve deryadan bir katre su misali dokunuş oldu. (https://www.yenihaberden.com/endemik-vatan-turkiye-14049yy.htm)

Bahar deyince bu vadide birçok şair gibi Osmanlı döneminin muhteşem şairi Baki'de yüz yıllar önce baharın neşesini duymuştur. Baki bu duyuşunu mısralara döküp baharla birlikte şahit olduğu dünya ahvalini “nev bahar gazeli”nde kaleme almıştır:

NEV BAHAR GAZELİ

Nev-bahâr oldu gelin azm-i gülistan idelim

Açalım gonca-i kalbi gül-i handan idelim

Komayup lâle gibi elden eyâğı bir dem

Mest olup gönce sıfat çâk-i giribân idelim

İçelim lâ’l-i müzâbı saçalım curaları

Hâk-i gülzârı bugün kân-ı Bedahşân idelim

Meclis-i ayş ü tarâb hûrrem ü âbâd olsun

Yakalım zerk u riya deyrini vîran idelim

Okusun vasr-ı ruh-ı yâr ile Bakî şi'rin

Bülbül-i gülşeni mecliste gazelhan idelim

mer-tokgoz-4-2.jpeg

Koca Baki şiirinde birçok sanat yaparak bahar ayına ve hissiyatına dair günümüz Türkçesi ile şöyle bir mana vermiş:

  1. İlkbahar geldi, gelin gül bahçesine gidelim,

Kalbin goncasını açalım, gülen bir gül haline getirelim.

  1. Lâle gibi bir an olsun kadehi elden bırakmayalım,

Sarhoş olup gonca gibi yakamızı yırtalım.

  1. 3. Kırmızı şarabı içelim, damlalarını döke saça,

Bugün gül bahçesinin toprağını bedahşân madenine çevirelim.

  1. 4. Yiyip içme ve eğlenme meclisi şen ve bayındır olsun,

Yalan ve ikiyüzlülük kilisesini yakıp yıkıp ha­rabeye çevirelim.

  1. Baki, sevgilinin yanağını öven şiirini okusun,

Gül bahçesinin bülbülünü mecliste gazel okuyucu edelim.

mer-tokgoz-4-3.jpeg

Şair bu gazelde ana tema olarak kişinin hayatını değerlendirmesi için eğlenmesi gerektiğini, hele ilkbaharın özellikle eğlence mevsimi olduğunu anlatıyor. (https://www.liseedebiyat.com/metn-ncelemes/2215-bak-44218422.html)

Kafiyeli olan, "Gülistan idelim/ handan idelim/ giribân idelim/Bedehşân idelim/viran idelim/gazelhân idelim" sözcüklerinde yinelenen "idelim" sözcükleri rediftir. Kalan bölümlerin sondan ikişer sesi ortak olduğundan tam kafiyedir.

Şiirin dil özellikleri:

a) Duygularını anlatırken Divan şiirinde çok görülen "gül, gonca, lâle, eyağ (ayaklı kadeh), gül bahçesi, bülbül" gibi mazmunları kullanıyor.

b) Yabancı söz ve tamlamalara yer verilmiştir: Gülistan, gonca-i kalb vb.

c) Dönemin Anadolu Türkçesine özgü sözcükle­re yer vermiştir: İdelim (edelim), komayup (bırak­mayıp). Sözcükteki "-up" bağ-fiil eki olan "-ip" tir.

d) "Şiirini" sözcüğü, ölçü gereği "şi'rin" olarak kullanılmıştır.

Söz Sanatları kapsamında ise tenasüp, teşbih ve mecaz sanatı örneklerine yer vermiştir. Şöyle ki:

Beyit: 1-"Nevbahâr, gülistan, gonca ve gül" sözcükleri anlamca ilgili kullanılarak tenasüp sanatı yapılmıştır.

Beyit: 2-"Lâle", teşhis (kişileştirme) sanatıyla insan gibi düşünülüyor. "Lâle" çiçeği de şekil ve renk yönünden kırmızı şarapla dolu bir kade­he benzetilerek teşbih sanatı yapılıyor. Böylece lâle, bir an olsun kadehi elden bırakmamış oluyor.

Beyit: 4-"Deyr" (Deyrini) kilise anlamımdadır. Bu sözcük, beyitte (tüm Divan şairleri gibi) "meyhane" anlamında kullanılarak mecaz sanatı yapılmıştır.

mer-tokgoz-4-4.jpeg

Gelelim gazeldeki toplumsal yansımalara:

Şair Baki usta işi bu şiirde sadece bahar geldi, eğlenceye dalalım, kam alalım dünyadan demiyor, bir de dünya ahvali hakkında konuşuyor: Şair, ikbal peşinde koşanlar, içlerinden geldiği gibi davranış gösteremezler, yalanı ve ikiyüzlülüğü seçerler, diyor. Bu duruma düşmemek için gönlümüzce eğlenelim diye söylüyor. Ayrıca ilkbaharda, gül bahçesinde içimizden geldiği gibi eğlenelim, içelim diyor.

Baki'ye göre geçici olan bu dünyanın nimetlerinden elden geldiğince yararlanmak gerekir. "Eğlenmek de gül bahçesine gitmek, kadehlerden içki içip sarhoş olmak (lafızda olduğu gibi veya mecazi boyutla), yiyip içmek şeklinde olmalıdır. Görülüyor ki, şair, çağındaki hoşgörüyle karşılanmayan toplumsal baskıları yıkmak, kişilerin olduğu gibi görünmesini sağlamak amacını da güdüyor. Beyit, şu şekilde de yorumlanabilir: Şair, hayatı, içinde yaşadığı ortamı beğenmiyor. Toplumun ikiyüzlülük, yalan ve günah korkusuyla dolu bir hayatı yaşadığını görüyor, bu hayatı benimsemiyor.

Son beyitte geçen "bûlbûl-i gülşen", şairin kendisidir. Bu beyitte Baki, "şairliğini” övmektedir. Şair, beyitte sevgilisinin yanağını güle, kendisini bülbüle benzetiyor. Bülbül, gül mevsiminde bahar sevinciyle şakır. Baki de aşk meclisinde sevgilinin güle benzeyen yanağı karşısında şakıyacak, o yanağı öven güzel gazeller okuyacaktır.

Şair beş kıta on dize ile bahar mevsiminin gönlündeki yansımalarına selam göndermiştir. Yanı sıra içinde yaşadığı döneme ışık tutmuştur. Bunu yaparken de söz söyleme sanatında ulaştığı ustalığı cevami-ül kelim denilen bir kabiliyetle yapmıştır. Yani Baki az söz ile büyük manaları söyleme ustalığını şiirine büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Bugün yaşanılan kişisel ve toplumsal durumlara işaretler vermiştir. Değerli okuyucularım sana, bana ve bizlere ise bu duruşa selam göndermek düşer vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Tokgöz Arşivi