İsmail Koç

İsmail Koç

RAMAZAN AYI İSRAF AYI OLMASIN

RAMAZAN AYI İSRAF AYI OLMASIN

Onbir ayın Sultanı Ramazan-ı Şerif’i karşılamamıza sayılı günler kaldı. Her yerde Ramazan hazırlıkları yapılıyor. Bu mübarek ay tabi her zaman olduğu gibi bereketiyle geliyor. Herkeste bir Ramazan hazırlığı telaşı var.

Ramazan Ayı, Allah Teâlâ'nın müminlere büyük bir ihsanıdır. Çünkü ramazan ayı; Kur'an, oruç, iyilik ve güzellik ayıdır. Tövbelerin, duaların, hayır ve hasenatın kabul olunduğu mübarek bir aydır. Ayrıca bu ay içinde bin aydan daha değerli olan Kadir Gecesini de içinde barındırıyor.

Tüm bunlara rağmen nedense çoğu zamanRamazan’ı sadece aç kalmak, susuz kalmak olarak görme yanlışına düşüyoruz. Boğazımızdan bir şey geçmedi mi tamam diyoruz. Hâlbuki Ramazan her anlamda kendimize dikkat etmemiz, çeki düzen vermemiz, bir ay değil midir?

Hâlbuki bu ay kendimize çeki düzen vereceğimiz, yaşantımızı gözden geçireceğimiz bir zaman olmalı.Orucun asıl gayesi aç kalmak değil, aç olanların halini anlamak, Rabbimizin bizlere verdiği nimetlere şükretmektir.

Şükür…

Belki de en çok bu ayda Rabbimize şükrü hatırlamamız gerekiyor.

Bir de bu mübarek ayda normalde olmaması, Ramazan’da ise hiç olmaması gereken israf konusu var. İsrafın yasaklandığı bir dinde, paylaşmanın ön plana çıktığı bir ayda, insanın beklentisi elbette ki güzelliklere şahit olmaktır.

Oysa Ramazan’daki iftar menülerini gördükçe, çöplere atılan yemekleri duydukça, gerçeklerin bazen beklentilerle uyuşmadığına tanık oluyoruz.

Rabbimizin  “Yiyiniz,içiniz fakat israf etmeyiniz” (Araf-31) emrini sürekli hatırda tutmak suretiyle hayatımızda israfa hiçbir şekilde yer vermemeliyiz.

Artık iftar sofları bir ibadeti yerine getirmekten çok bir şov aracına dönüştü. Hurmasız, pastırmasız vb. iftariyelikler olmadan iftar açılmıyor artık. Birde bu sofralar sosyal medyadan paylaşılmazsa olmazsa olmaz tabi…

Zaten iftar davetleri fakir fukaraya oruç açtırmaktan çok birbirimize bir hava atma aracına dönüştü. En lüks yerlerde en pahalı iftarlar davetleri verip eşten dosttan geri kalmamak artık olmazsa olmaz bir hal aldı.

Tüm bunlardan sonra da fitre hesabı yapar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın belirleyeceği fitre miktarından fazla vermemeye çalışırız. İşin sonunda şov olmayınca böyle oluyor.

Ramazan, envai çeşit yemeklerin resmigeçit yaptığı bir iklim değildir, olmamalıdır. Ramazan diğer aylardan daha fazla yemek yenen, daha fazla para harcanan, daha fazla israf edilen bir ay değildir. Ramazan, az da olsa yemeğin paylaşıldığı, israfın hiç olmadığı bir aydır.

Ramazan yoksulların, düşkünlerin, ihtiyaç sahiplerinin korunup kollandığı, sahip çıkıldığı bir ay olmalıdır.

Ramazan verilen davetlerin birer gösteriş malzemesi yapılmadığı zenginlerle birlikte fakirlerin gariplerin iftar sofrasına davet edildiği bir ay olmalıdır.

Özellikle İslam coğrafyasındaki yetimleri, öksüzler, ihtiyaç sahipleri unutulmamalı. Her gün orucumuzu açarken bir dilim ekmeğe muhtaç din kardeşlerimiz aklımıza gelmelidir.

Peygamberimiz, komşu hakkı ve paylaşmaya büyük hassasiyet göstermiş, “Yanı başında komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mü’min değildir” buyurmuştur. Zengin komşuya komşularını aç bırakması da haram sayılmıştır.

Bizse günümüzde komşumuzun kim olduğu bilmiyoruz. Kaldı ki aç veya muhtaç olup olmadığını bilebilelim.

Bir Ramazan ayını daha karşılarken, bu mübarek ayın heyecanı bir kez daha yaşıyoruz. Ramazan her şeyden önce bereket ayıdır. Sofralarımıza, ülkemize bereket getirsin inşallah. 11 ayın sultanı Ramazan ayının ülkemize, coğrafyamıza ve tüm İslam âlemine hayırlar getirmesi dileğiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Koç Arşivi
SON YAZILAR