Ülkemizde ne olursa olsun bazı meselelerle ilgili tartışmalar hiçbir zaman bitmiyor. Sosyal medya da bu mevzuların genelde ilk sırasında yer alıyor. Hükümet ne zaman bu platformlarla ilgili bir düzenleme yapmaya kalksa hemen yasak, sansür geliyor diye gürültü koparılıyor. Gürültü koparanlarda bir iyi niyet görsek tamam diyeceğiz de. Klişe savunmalarla ergenlere yalakalık yapacağız diye yaşını başını almış insanların yazıp çizdikleri gerçekten trajikomik. Bunlar gençleri anlamayı, onlarla aynı dili konuşma meselesini epey yanlış anlamışa benziyorlar.

Hükümet yıllardır sosyal medya ile ilgili yasal, kalıcı bir düzenleme yapmaya çalışıyor. Her seferinde koparılan saçma sapan fırtınaların ardından mevzu sümenaltı ediliyordu. Son olarak yeni doğan bebekleri üzerinden Albayrak ailesine edilen hakaretlerin üzerine nihayet yıllardır uzatılan düzenlemeye bir nokta konulacak. Olayın teknik detaylarına fazla girmek istemiyorum. Çok fazla yazılıp çizildi. Kısaca hükümet sosyal medya platformlarına ülkemizde bir temsilciniz olsun, özellikle hakaret, iftira ve yalan içerikli paylaşımlarla mücadelede Almanya, Fransa gibi ülkelerde yaptıklarınızın aynısını bizde de yapın. Yani burası muz cumhuriyeti değil, kimsenin yaptığı hakaret sırf şirket politikası, sözde ifade özgürlüğü ayağına yanına kâr kalmaz diyor. İşin vergi kaçırma, haksız kazanç sağlama gibi ekonomik boyutları da cabası...

Mevzu bu kadar basitken, gerek İletişim Başkanlığı gerekse ilgili bakanlıklar gereken açıklamaları yapmalarına rağmen hâlâ ergen tripleriyle sosyal medyayı yedirmeyiz, henüz yasaklanmamışken düşünmeye devam edin gibi kitaplardan aparma laf sokmalarla başka taraflara çekmeye çalışıyorlar. Maalesef bu sosyal medya çöplüklerinde sesleri fazla çıktığından bu ifadeleri gerçek sanan bir kamyon sazan da kolaylıkla bulunabiliyor.

Hükümet eğer bu platformlarda kendine muhatap bulamazsa yapması gereken hakaret edenlere gereken cezaları uzatmadan vermektir. Bu cezalar da çok açık olmalı. Örneğin hakaret içerikli bir paylaşımda bulunana hemen en az beş bin lira para ve 24 saat içerisinde paylaşımı kaldırma cezası verilmeli. Aynı suçun tekrarı halinde 10 bin lira para cezası, üçüncü tekrarda ise 20 bin lira para cezası ve ertelemesiz en az bir yıl hapis cezası verilmeli. Muğlak yasal ifadeler yerine herkes başına geleceği önceden bilirse ona göre hareket eder. Buna benzer cezaları göze alanlar da istediği gibi hakaret edebilir. İşin içine çetrefilli yasa maddeleri, mevzuatlar falan girince suyu çıkıyor. Sonunda iş 2008 yılında olduğu gibi bu Youtube denilen internet sitesini bir diskete yükleyin de inceleyelim diyen hâkimlere falan gidiyor.

Artık hakaret etmek başka ifade özgürlüğü başka şeydir gibi klasik açıklamalar yapacak değiliz. Millet neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Bazen işine gelmediğinden, bezen de domuzluklarından salağa yatıyorlar o ayrı. Bir de işin içine Z kuşağı saçmalığı eklendi. Neymiş şimdiki ergenler 2023 seçiminde belirleyici olacakmış. Z kuşağını ıskalayan siyasetçinin başarılı olma şansı yokmuş. Bunlar üçüncü sınıf iletişimci numaraları.

Gençleri anlamak, onlara değer vermek elbette önemli. Fakat bu genel örf, adet, gelenek göreneklerle kısacası bu milleti binlerce yıldır ayakta tutan değerlerle yapılır. Elbette bu değerler de zamanın ruhuna uygun aslını bozmadan bazı değişikliklerde yapılabilir. Gençler doğru yolda değilse, vakitlerinin önemli bir kısmını bu sosyal çöplüklerde ona buna atarlanma ile geçirip, bu ülkeden bir şey olmaz diye mal mal oturup duruyorlarsa da bu duruma da bir dur denilmeli. Burada genelleyici ifadelerden ziyade olumsuz örnekleri ön plana çıkarıyorum. Şimdi durduk yere bütün gençlere mal diyor diye adımız çıkmasın. Partilerin sosyal medyaları yönetenlerin gençlerin dilinden konuşuyoruz ayağına 60 yaş üstü siyasiler adına yazdıkları da komik oluyor. Bırakın onları, bugün 30 yaş üstü bile bu Z kuşağının dediklerinin yarısını anlamıyor. Eminim gençler bu paylaşımlara gülüyordur ama kesinlikle ağızlarıyla değil...

İnşallah işin sonunda hükümet kamuoyu baskısıyla geri adım atmayıp, sosyal medya ile ilgili gereken düzenlemeyi bu sefer yapar. Bu işin artık suyu çıktı. Ergenleri pamuklara saracağız diye bu gidişle kendimizi kaybedeceğiz.