Ömer Tokgöz
Ömer Tokgöz Yağmurdan önce ve sonra gül kokusu

Yağmurdan önce ve sonra gül kokusu

Mevsimin getirdiği günler yine gül zamanına denk düştü. Bir sıcak bir yağmur derken tam da bayramdan önceki günlerde kıvamında bir yaz sıcağı günlere geçtik. Geçen yıl "Gül'e Güzelleme" yazısına şöyle başlamıştım: "Duyguların ifade edilmesinde en çok kullanılan çiçeklerden biri de güldür. Gerek muhteşem güzelliği gerek hoş kokusuyla her rengi ayrı bir duyguyu temsil eder. Aşkın sembolü olan gül bazen tutkuyu, bazen özlemi bazen de ayrılığı anlatır. Mayıs ayının ortasından haziran ayı sonuna kadar güller rengarenk açarak geçit yaparlar. Meram’da bir zamanlar destansı bir gül yumağı olan yıldız çiçekleri açar idi. Şimdi çok az da olsa Kozağaç parkında bir kameriye peyzajında yıldız çiçekleri görülebiliyor. Gödene yaylası ise Konya’nın en temiz havasına ve iklim yapısına sahip olduğu için çevrede rengarenk açan güllere ayrı bir nefaset katıyor." (https://www.yenihaberden.com/gule-guzelleme-14951yy.htm)

mer-tokgoz-4-1.jpeg

Geçen hafta Cuma namazından sonra Konya'nın kadim yerleşim yerlerinden olan Hatip Mahallesi'e tatlı su doldurmaya gittim. Suyu doldurduktan sonra bir evin duvar kenarında hanımeli, sarı ve kırmızı renkli güller ile beyaz zambak dikkatimi çekti. Yakın plan çekimler yaptım, enfes hanımeli kokusunu içime çekerken beyaz zambakları kokladım. Zambaktaki kokuyu almak için neredeyse bir arı gibi çiçeğin ortasından usaresini salan sarı polenlere burnumu yaklaştırdım. Beyaz zambak gülü saflığı, masumiyeti ve iffeti temsil eder. Esans sektöründe hafif ve pahalı kokular içinde yer alan alır. Harikulade zambak kokusunu en taze ve doğal halinde içime çektim. Güller ve zambakları koklayınca çiçekler ve bitkilerden yayılan kokular için önce “endemik vatan” sonra “endemik vatan aromatik vatandır” demiştim. Bu yerli ve milli kokular dünyasında bu düşüncemi bir kez daha pekiştirdim. (https://www.yenihaberden.com/endemik-vatan-aromatik-vatandir-14366yy.htm)

Daha sonra dikkatimi çeşmeye 50 m uzaklıktaki boş ve kapalı dükkanlar önünde ağaç gövdesine sarılıp boy atmış kırmızı güller dikkatimi çekti. Bir dekoratör koymak istese bu kadar güzel dizayn eder denilecek bir güzellik ile karşılaştım. Hatta gül dalı denilecek güzellikte ağaçtan sarkan gül goncaları görüp fotoğrafladım.

mer-tokgoz-4-2.jpeg

Hava ise saat 14.30 civarında yağmur yağdı, yapacak şeklinde kararmaya başladı. Yağmurlu bir haftadan geçerken rakımı Konya’dan 150-400 m daha yüksek olan Gödene tepesi ayrı bir güzelliğe sahiptir. Gödene yaylasında her bahar iğde kokularını taşıyan ve efil efil esen rüzgar esintileriyle yaşanmaktadır. (https://www.yenihaberden.com/konyanin-hazinesi-bu-yaylada-sakli-1554g.htm)

Gödene mahallesi doğal olarak Çayırbağı ile Karadiğin derelerinin kesistiği vadi tabanındadır. Coğrafi olarak Loras dağı rüzgarlarına komşudur. Akören Torosları ile Loras dağı ile rüzgar etkileşimi yaşanmaktadır. Her mevsim Konya'ya göre daha yoğun yağmur, kar ve rüzgar esintileri oluşmaktadır. Şafak ve gün batımı enfes görüntüler eşliğinde izlenmektedir. (https://www.yenihaberden.com/konyada-safak-avciligi-14587yy.htm.)

Malum Konya’da yapılan ilk Toki konutları Meram ilçesi Gödene köyü sınırları içinde bulunan Gödene tepesi eteklerine yapılmıştır. Rahmetli Memur-Sen il başkanı arkadaşımız Servet Buzcu Toki konutlarının yapılması için epeyce emek vermiştir. Gödene tepesinin eteklerindeki toplu konutlar bölgesinde Toki Türkleri yaşamaktadır. Bende 2008 yılında iki kez noter kurasına katılmıştım. İlk yapılan noter kurasında konut çıkmamıştı. İkinci kez yapılan noter kurasında yeterli başvuru olmayınca doğrudan hak sahipliği çekilişi ile üç günlük dünyada bir meskenimiz oldu. 2009 yılında teslim aldım ve 2010 yılı ocak ayı içinde yerleşerek ben de Toki Türklerinden oldum. (https://www.sabah.com.tr/yazarlar/akoz/2011/04/05/toki-turkleri-kim-bunlar)

Toki konutlarında yaşamak şimdilik birkaç paragraf ile değerli okuyucularıma bir panorama göstermek isterim. Toki konutları genelde şehirlerin 15-20 km. uzak çeperinde uydu kent olarak yapıldılar. Dar ve orta gelirliler için iyi bir seçenek oluşturdu. Gödene Toki’de balkonsuz ve stüdyo daire olarak 1+1 45 m2, 2+1 60 m2 evler yanında 85 m2 emekli konutları ve sosyal konutlar ile birlikte 2+1 94 m2, 3+1 112m2 ve 3+1 132 m2 Toki evleri ve 150 m2 Seyirtepe kooperatif evleri bulunuyor. Hobi evleri ve yeni başlayan Meram belediyesi Gödene evleri ile birlikte 6 bin konut ve 20 bin kişi ile 11 ilçe belediyesinden geniş bir nüfus yaşıyor.

Ancak şehrin dış arterlerinde 20 km uzaklıkta bir yere kurulan Gödene Toki konutları yoksunluklar içinde açılmıştır. Maalesef cami, okul, market, sağlık ocağı, hatta bakkal dükkânı ve ekmek büfesi bile olmadan ve çok az sayıda otobüs seferi (16 sefer) ile yerleşime açılmıştır. Kışın arazinin engebeli topoğrafyası ile birlikte Konya merkeze gör 3-5 derece daha fazla soğuk hava, don ve kar tipisi görülmektedir. Yerel yönetimlerce önlemler alınmakla birlikte kışın yoğun kar yağışı olmaktadır. Araç ulaşımı ve toplu ulaşımda sık sık aksamalar yaşanmaktadır. Bahar ve sonbahar mevsiminde aşırı rüzgâr fırtınası ve yağmur yağışı daha yoğun görülmektedir.

2009 yılı Kasım ayından bugüne Meram Gödene Toki’de birçok alanda elhamdülillah mesafe alındı. Gödene yaylasında pastoral güzellikler, şehrin en temiz havası ve organik tatlı su kaynakları ve güneşin doğuşu en güzel buradan seyrediliyor. Tamam ama benim tabirimle “sosyal yalnızlık” ve “kültürel sığlık” sorunu ise devam ediyor. Yani burada son 15 yılda hiçbir konferans, seminer, edebiyat imza günü, tiyatro, film sinema gösterimi gibi gençlere ve yetişkinlere yönelik etkinlikler bulunmuyor. Öncelikle yerel yönetimler ve İl Kültür Müdürlüğü tarafından bu tür etkinlikler yapılmalıdır. Ya da buradan ücretsiz belediye otobüsü seferleri ile Mevlâna türbesi gezisine, Çatalhöyük gezisine, Sema programlarına katılmaya, Selçuklu Kongre merkezinde yapılan kitap fuarına ve konserlere insanları getirip götürme, mesire yerlerinden Olimpiyat, Karaarslan, Hadimi, Birlik parkı, Dutlu Millet parkı, 80 binde devrialem ve Sille Barajı mesire alanına servis gibi etkinlikler organize edilmelidir.

2009 yılı Kasım ayından bugüne birçok kez sosyal medyada ve yerel medyada Gödene Toki’de yaşayan insanların dikkate alınmasını dile getirdim Artık 11 ilçeden daha yoğun 20 bin nüfuslu yapısı ile ilçe büyüklüğüne erişmiş olan Gödene mahallesi ve Gödene Toki muhtarlık ile değil kaymakamlık ile yönetilmelidir. Ulaşımda hafif raylı sistem ağına ivedilikle dahil edilmelidir. Herkesin arabası olmadığına göre 15-20 km ötedeki hastanelere gitmek için ve N.Ü. Tıp fakültesine veya Meram Devlet hastanesine bağlı bir semt polikliniği açılmalıdır. Şehir hastanesi, Meram Devlet hastanesi ve Neü Tıp için toplu ulaşım otobüs ring seferleri konulmalıdır. Toki insanları şehirden uzak olabilirler ama insanlar kültürel ve sosyal açıdan birbirinden kopuk ve şehirden izole bir hayat yaşamamalıdırlar.

Gödene köyü aynı zamanda Konya’mızın kadim ve tarihi bir yerleşim yeridir. Çevrede antik çağlardan, Roma ve Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalma tarihi eserler bulunmaktadır. Köy yaşantısı, otantik Konya evleri, yerli sebze ve meyve üretimi, iğde ve dut ağacı ekilmesi, pekmez kaynatılması gibi yöreye özgü tarımsal faaliyetler yaşatılmaktadır. Yine tarafımdan araştırılan ve fotoğraflanan yöreye özgü çiçek, böcek ve doğal örgüden oluşan endemik bitkiler bulunmaktadır. Hakkında ilk defa araştırma yazısı yayınladığım ahşap tavanlı ve süslemeli Gödene merkez camisi genç nesillere okullar aracılığıyla tanıtılmalıdır. Çok kötü durumda bulunan tarihi Abdülvahid Çelebi çeşmesi ve hanlar yeniden ihya edilmelidir. Köy kültürü ile toplu konutlarda yaşayan insanların birbirleriyle tanışıp kaynaşması için insanları bir araya getiren panayır, çetnevir, asker şenliği ve düğün derneklerde insanları bir araya getiren etkinlikler düzenlenmelidir.

mer-tokgoz-4-4.jpeg

Gödene Toki Türkleri parantezini burada kapatayım. Yağmurdan önce gül fotoğraflarını çektim ve Hatip tatlı su çeşmelerinden ayrılıp Gödene köyü caddelerinden Toki'ye doğru yöneldim. Gelirken yolda gördüğüm yeni boy vermiş 2025 model gelincikleri gözüme kestirerek yavaş yavaş yol aldım. Üzerine yazı yazdığım dut ağacı altında ve çevresinde daha çok gelincik olduğunu görüp çekim yapmak üzere durdum. (https://www.yenihaberden.com/bereket-kaynagi-dut-agaci-15118yy.htm)

Mayıs ayının son iki haftası ve haziran ayı başları gelinciklerin boy verdiği zamandır. Yayla havası nedeniyle takvim bazen ileri geri kaysa da gelincikler her zaman Toki konutlarının alt ve üst kısımlarında ve Gödene köyü içinde doğal ve hüda-i nabit olarak bu günlerde boy verir. Gelincik çekimlerini tamamlayıp aşağı mezarlık tarafından Toki'ye yöneldim. 2.etap camisinde lavabo ve ihtiyaç molası verdim. Dışarı çıkarken gelen gürültüler dikkatimi çekti. Yoğun bir dolu yağışı başladığını gördüm. Arabam yakında olmasına rağmen üzerimde mont da olunca dolu yağışını izlemek üzere sundurmalı bir yere geçtim. Yaklaşık 10 dakika önce dolu sonra sağanak yağmur devam etti. Sağanak yağmur dinmeyince arabaya bindim ve emekli konağına doğru yöneldim. Şemsiye ile 25 m ötedeki Meram Belediyesi Gödene Emekli konağına kendimi zor attım. Kıdemli bir emekli olarak (temmuzda 2 yılı dolduruyorum) emekli konakları benim için ve birçok emekli için yeni bir sosyalleşme ve farklı insanlarla tanışma mekânı oldu. Emekli konağı 30 bin M2 alanı olan bir yeşil alan içinde müstakil bir bina olmasa da her yöne dönük pencereleri olan ve kafeterya binası olarak tasarlanmış sekizgen tek katlı bir binada hizmet veriyor. Binanın yan tarafında Gödene Muhtarlığı hizmet veriyor.

Emekli dostlarımla muhabbet edip, bizlere hizmet veren değerli personelin ikram ettiği üç bardak demli ve iyi demlenmiş çaydan içtim. Yağmur bu arada hiç durmadı. Hafta sonu olduğu için biraz sonra markete uğramak üzere dışarı çıktım. Konak etrafında âtıl vaziyette duran ve Meram Belediyesi tarafından tamir edilmesi gereken iki büyük havuz bulunuyor. Havuzların etrafında komple doğal ve endemik ak üçgül, havlu püskülü, karahindiba, yonca ve nitelikli gül çiçekleri bulunuyor.

mer-tokgoz-4-3.jpeg

Çiseleyen yağmur altında biraz yürüdüm. Sonra hafif yağmur altında bir elde şemsiye bir elde makro ayarlı telefon ile yeşil yapraklar üzerindeki yağmur damlaları ve güllerin üzerindeki damlaları çekmeye yöneldim. Güneşin kara bulutlar arkasına saklandığı ve uzun süre çıkmadığı bu yağmurlu havada hafif loş bir ambiyans içindeki hoş kareler ortaya çıktı. Bir süre Konya'da öğretmenlik yapmış olan ve Beş Şehir isimli eserinde Konya'ya müstesna bir yer ayıran Ahmet Hamdi Tanpınar'dan bir şiir ile bu fotoğrafları bütünleştirdim. Üstadın şiirin mısralarında sesler, kokular ve renkler üzerine yaptığı vurguya hayran kaldım. (https://www.yenihaberden.com/ahmet-hamdi-tanpinarin-konya-gunleri-14396yy.htm)

Bir Gül Bu Karanlıklarda

Bir gül bu karanlıklarda

Sükût kendini mercan

Bir kadeh gibi sunmada

Zamanın aralığından.

Başında bu mucizenin

Sesler, kokular ve renkler

Ebediyete kadar derin

Bir anın vadiyle bekler.

Ve diyor fecirden berrak

Sesiyle her ürperişte

Geceyi yumuşatarak

Bütün gözyaşlarım işte.

Serinletmesin, ne çıkar

Bu ümitsiz yalvarışı

Hiç bir meyve ve pınar

Ne de günlerin akışı.

Yetmez mi bu müjde sana

Aydınlatırsam alnını

Ben her rüyayı zamana

Taşıyan yıldız kervanı.

Dolayısıyla gül mevsimi olan bu zamanlarda nerede olursanız olun, nereye yetişecek olursanız olun kendinize güllerden bir pencere açınız. Güllerin eşsiz görünümleri ve eşsiz rayihasını koklamaktan geri kalmayınız. Eşsiz kokuları henüz internet ortamında veya elektronik ortamda toplayıp gönderme imkânı olmasa da elde var bir deyip 2025 model birkaç gül karesini tüm okuyucularıma arz ve armağan ederim.

Bahar geldi, gül açtı

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Tokgöz Arşivi