Yiğit Berkay Çopur

Yiğit Berkay Çopur

Yerli üretim etiketleri yanlışı gösteriyor!

Yerli üretim etiketleri yanlışı gösteriyor!

Yerli üretim mallarına teşvik için geçtiğimiz günlerde deyim yerindeyse milli seferberliğe girdik. Ülkemize ait ürünlerin kullanımı ve kendi paramızın dışarıya çıkmaması için verdiğimiz çabaya devletimiz de destek olmuştu.

Öyle ki yerli üretim etiketi adı altında, Türkiye’de üretilen ve yerli malı olan ürünlere ‘Yerli Üretim’ logosu tasarlandı. Bu proje takdire şayandı. Çoğu vatandaşımız bazı ürünlerin yerli malı olduğunu dahi bilmiyordu.

Bu proje sayesinde, alışverişlerimizde yerli ürünleri daha kolay bir şekilde görebilecektik.

Ancak sosyal medya üzerinde gördüğüm bir görsel bu projeyi sorgulamama sebep oldu…

Coco Cola ve Pril gibi ürünlerin etiketinde ‘Yerli Üretim’ adı altında ibarenin yer almasıydı.

Şimdi sizlere soruyorum:

Amerika Birleşik Devleti kökenli bir içecek nasıl yerli ürerim olabilir?

Almanya kökenli Fritz Henkel’in kurduğu deterjan nasıl olurda yerli üretim diye gösterilir?

Bu iki firmanın etiketini sadece tesadüf üzerine sosyal medya da gördüm. Peki daha nicesi önümüze yerli üretim diye sürülüyor?

Fabrikası, üretimi ya da imalathanesi Türkiye’de olan bir şirketin ürünleri, yerli üretim gibi gösterilerek önümüze sürülüyor.

Vatandaş olarak gerek etiketlere gerekse ürünlere dikkat ederek hangi ürünün yüzde 100 yerli olduğuna dikkat etmemiz, gerekirse araştırmamız gerektiği bir kez daha kesinleşti.

Zira ‘Türk Malı’ ya da ‘Yerli Üretim’ diye bildiğimiz çoğu markaya deyim yerindeyse paramızı kaptırarak, kendimizi kandıracağız.

Bu konu bağlamında hem Cumhurbaşkanımızın hem de gerekli mercilerin bir an önce tedbirlerini alması gerekmektedir.

*****

Sonunda altyapılar atılıyor

Susam, 1990’lı yıllarda yağ tohumlar ekim alanının önemli bir bölümünü oluştururken son yıllarda üretimden hızlı bir şekilde vazgeçilmişti.

Türkiye’de susam ekim alanları 1990-2014 yılları arasında düzenli ve hızlı bir şekilde azalarak 848 bin 190 dekardan 2017 yılı itibari ile 280 bin dekara düşmüştü. Bu durumda ülkemiz susam ticaretinde 100 bin ton ile net ithalatçı durumuna düştü.

Bu dışa bağlılığın temel sebebi geleneksel yöntem olan serpme ekim yöntemi ve hasadın iş gücüne dayalı olarak yapılmasıydı. Bu durum susamın geniş alanlarda üretimini engelleyen önemli bir unsur haline geldi.

Bu nedenlerden dolayı Meram İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Meram Ziraat Odası tarafından kıraç alanlarda münavebe bitkisi olarak Susamda Mekanizasyonun artırılarak tarımın kolay hale gelmesi için 10 dekar alanda deneme demonstrasyonu kurdu.

Böylece eskiden olduğumuz konumdan daha iyi hale gelmesi planlandı. Yani artık susam ve susam ürünlerinin Türkiye’de üretilmesi için çalışmalara başlandı.

Sadece üretim değil, birim alanda yüksek verim alınması için pek çok çalışma yapılmaya da başlandı.

Bu duruma günümüz Türkiye’sinden bakacak olursak: Kuru fasulye, Nohut, Kırmızı mercimek, Barbunya, Pirinç gibi ürünleri ithal ediyoruz. Hiçbir şey için geç kalmış değiliz. Adımlarımızı sağlam atarsak gelecek 5 yıl içerisinde bakliyat ürünlerinde eski gücümüze veya konumumuza ulaşırız.

Bu gibi güzel haberlerin hep gelmesi dileğiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Yiğit Berkay Çopur Arşivi
SON YAZILAR